Genç çalışanlar arasında, tükenmişlik duygusu yaşadığını bildirenlerin sayısı artıyor.
İş bulma sitesi Indeed tarafından 2021 yılında yapılan bir anket, Y kuşağı ve Z kuşağı çalışanlarının sırasıyla yüzde 59 ve yüzde 58 ile en yüksek tükenmişlik oranlarını bildirdiklerini gösteriyor.
Z kuşağı, 1996 yılından sonra doğan gençleri tanımlamak için kullanılıyor.
ABD merkezli iş yönetimi platformu Asana tarafından 2022’de yapılan bir anket, diğer yaş gruplarına kıyasla daha fazla Z kuşağı çalışanının tükenmişlik hissi bildirdiğini gösterirken, İngiliz çalışanlarla 2021’de yapılan bir anket, tüm yaş gruplarında ortalama yüzde 73’e kıyasla Z kuşağı katılımcılarının yüzde 80’inin pandemiden bu yana daha fazla tükenmiş hissettiğini gösterdi.
Tükenmişlik bir süredir iş hayatında önemli bir sorun teşkil ediyor; ancak bu kadar çok sayıda gencin kariyerlerinin ilk aşamalarında tükenmişlik hissi yaşadıklarını bildirmesi endişe verici bulunuyor.
Neden bu kadar çok gencin işten bunaldığını ve giderek yaygınlaşan tükenmişlik hissini körükleyen faktörleri anlamak, kariyerlerinin ilk adımlarını atarken yeni nesil çalışanlara yardımcı olmanın anahtarı olarak görülüyor.
Artan baskılar
California’daki Pepperdine Üniversitesi’nde tükenmişlikten kurtulma konusunda uzmanlaşmış psikoterapist Kim Hollingdale, pandeminin yarattığı stresin tüm nesillerde daha yüksek tükenmişlik oranlarına neden olduğunu belirtiyor.
Ancak Hollingdale, çalışanlar arasında Z kuşağının şu anda “en kötü stres faktörleri bileşenlerine” sahip olduğuna inanıyor; bunlar arasında iş yerinde güç sahibi olmama, finansal istikrarsızlık, koşuşturma kültürünün normalleşmesi ve rahatlama olanaklarının olmamasını sayıyor.
Bunun nedenini ise Z kuşağının en az “işyeri sermayesine” sahip olmasına, yani sınır koyma ve kendisine biçilen görevlere hayır deme gücünün daha az olmasına bağlıyor.
ABD’de profesyonel hizmetler sektöründe çalışan 22 yaşındaki Brittany, performans baskısı altında hissettiğini, bunun da aşırı çalışma ve tükenmişlik hissine yol açtığını söylüyor:
“Her şeye evet diyeceğim ve ne kadar geç kalmamı isterlerse o kadar geç kalacağım… Çalışkan biri olarak görünmek istiyorum. Bu da kendimi bitkin hissetmeme neden oluyor, sürekli yorgunum.”
Hollingdale, Z kuşağının para konusunda da stresli olduğunu belirtiyor.
Dünyanın en büyük muhasebe, vergi ve yönetim danışmanlığı hizmeti sunan uluslararası firmalarından Deloitte’un 2021 yılında yaptığı bir ankete göre, Y kuşağı katılımcılarının yüzde 41’inin ve Z kuşağı katılımcılarının yüzde 46’sının mali durumları konusunda her zaman ya da çoğu zaman stresli hissediyor.
Hollingdale, daha ileri yaştaki çalışanların da kariyerlerinin başında benzer finansal baskılarla karşılaştığını, ancak bu stres faktörlerinin şu anda daha şiddetli olduğunu söylüyor ve “Hayat pahalılığı maaşlarımızdan daha hızlı artmaya devam ediyor” diyor.
Örneğin, ABD nüfus sayımı verilerinin analizi, 1960’tan 2017’ye kadar medyan ev fiyatlarının yüzde 121 arttığını, medyan hane gelirinin ise sadece yüzde 29 arttığını gösteriyor.
Bugün yükselen enflasyon nedeniyle tüm dünyada fiyatlar artarken işçi ücretleri aynı oranda artmıyor.
Hollingdale, faturalarını ödemek ve ev sahibi olmak gibi dönüm noktalarına yaklaşmak için Z kuşağı çalışanlarının ek iş yapma baskısı hissettiklerini ve bunun da tükenmişlik olasılığını artırdığını söylüyor.
Microsoft’un Mart 2022’de yayınladığı en son İş Eğilimi Endeksi, Z Kuşağı katılımcılarının yüzde 70’inin önümüzdeki yıl içinde bir yan proje aracılığıyla ek gelir elde etmeyi düşündüğünü gösteriyor.
Girişimcilik ve içerik üretme gibi bu ek uğraşlar Z kuşağı arasında giderek yaygınlaşıyor, hatta cazip hale geliyor. Oysa uzun saatler çalışmakla tükenmişlik arasındaki bağlantı araştırmalarla belgelenmiş durumda.
Sürekli ekran başında geçirilen zaman da sorunu daha da ağırlaştırıyor olabilir. Z kuşağının dinlenme sürecinde de sosyal medyayı kullanma olasılığı daha yüksek. Bazı araştırmalar bu yaş grubunun günde 4,5 saatlerini sosyal medyada geçirdiklerini gösteriyor (Y kuşağından neredeyse bir saat daha fazla). Bu durum, sürekli beliren işle ilgili bildirimleri görmezden gelmeyi daha da zorlaştırabilir.
Brittany, mesai saatleri dışında erişilmez olmayı beceremediğini söylüyor. Bazen farklı saat dilimlerindeki müşterilerle çalışma nedeniyle geç saatlerde iş talepleri aldığını, ayrıca patronunun hala çalıştığını gördüğünde işe devam etmek için baskı hissettiğini söylüyor:
“İş için çok çaba sarf etmiyormuşum, kaytarıyormuşum gibi görünmek istemiyorum.”
Pandemi etkisi
Bu genel stres faktörlerine ek olarak Z kuşağı, pandemi ve pandeminin iş dünyasında yol açtığı değişikliklerle bağlantılı zorluklarla da karşı karşıya.
Genç profesyoneller konusunda uzmanlaşmış Toronto merkezli bir kariyer koçu olan Peter Caven’e göre, birçok Z kuşağı çalışanı pandemi sırasında işe başladı ve yalnızca uzaktan veya hem ofis hem online şeklindeki karma çalışmayı biliyorlar.
Caven, “Herkes evde çalışırken insanları yeni bir organizasyona dahil etmek ve o kişinin organizasyon genelinde etkili ilişkiler kurması ve sürdürmesi çok zor” diyor. Bu izolasyon yorgunluk ve tükenmişliğe yol açabilir.
Her kuşaktan evden çalışanlar olsa da, Z kuşağı öncesi kuşakların tamamı pandemi öncesi iş arkadaşlarıyla yüz yüze zaman geçirme deneyimine sahip. Caven, pandeminin ortasında yeni bir işe başlamış olsalar bile, kariyerinin ortasındaki profesyonellerin yeni bir işyerine başlamaya daha aşina olduklarını ve bu sayede yeni bir şirkete uzaktan entegre olmanın daha kolay olduğunu belirtiyor.
İyimserlik mümkün mü?
Z kuşağı çalışanlarının tükenmişlik hissini artıran finansal istikrarsızlık veya ekran odaklı bir kültüre sahip olma gibi faktörler konusunda yapabilecekleri pek bir şey yok.
Ancak tükenmişlik konusunda daha iyi bir farkındalığa sahip olmaları ve bu konuda konuşmaya istekli olmaları sağlanabilir. Asana raporu, eski kuşaklara kıyasla Z kuşağının tükenmişlik duygularını yöneticileriyle tartışırken daha rahat olduğunu gösteriyor.
Hollingdale’e göre, Z kuşağının tükenmişlik sorununun giderek büyümesi, çalışma şeklimizde iyileştirmelere gidilmesini sağlayabilir, “Örneğin, işyeri sağlığına çok daha fazla önem verilebilir ve bu çalışanlar ve diğerleri için tükenmişliği önlemek üzere çalışma ortamında devrim yaratılabilir”.
Ancak genç çalışanlar bu kadar iyimser değil.
Uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte Z kuşağı için tükenmişliğin kaçınılmaz olduğuna inananlar az değil.
Brittany kendisini yoran işinde uzun süre kalmamayı ve tamamen farklı bir alana yönelmeyi planlıyor.