Yeniçağ muharriri Murat Ağırel, 6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesi skandalı üzerine 5 ve 17 yaşındaki iki çocuğun tacizini köşesine taşıdı. Kadiri tarikatının Nadiriler kolundaki tacizi yazan Ağırel, yazısını ‘Tarikatlar ya kapatılmalı ya da çok ağır bir kontrole sokulmalı. Bu hem toplumun hem de devletin güvenliği için bir zorunluluk…’ diye bitirdi.
İşte Murat Ağırel’in yazısı
Türkiye günlerdir, tarikat önderi Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H. K. G.’yi, Kadir istekli ile 6 yaşında evlendirmesi sonucu zincirleme tecavüze maruz bırakmasını konuşuyor.
Konuşulmaya da devam edecek.
Fakat hala tarikatların pak yerler olduğunu savunmaya çalışanlar, güya bu tecavüz ve cinsel istismar olaylarının hiç bu yapıların tertibi içerisinde yaşanmamış üzere savunmaya devam etmesi en az bu istismarlar kadar iğrenç.
Zira tarikatlar üzere denetlenemeyen kapalı yapılarda yaşananları kimse bilmiyor. Dernekler masasının evrak denetlemesinden bahsetmiyorum. Çocukların okul yerine medrese ve kurs eğitimi aldığı yerler buraları.
Şimdi size, zar güç ulaştığım öbür bir tarikat ve tarikat mensuplarının karıştığı ve yargılamasının bittiği bir belgeden daha bahsedeceğim.
Bu bilgileri de birinci defa okuyacaksınız…
Bu kere cinsel istismar ve tecavüz olayı Kadiri tarikatının Nadiriler kolunda yaşanıyor.
Kadiri tarikatı, Abdülkadir Geylani’nin öğretilerini kabullenen, Türkiye’de çok faal, siyaset ile iç içe geçmiş çok sayıda müridi bulunan bir tarikat…
13 kolu bulunuyor. Bunlardan biri de Bilal-i Az (Nadiriler) denilen kolu.
Gaziantep’te çok etkililer. Tarihlerini daha sonra öteki bir yazımda anlatırım.
Gaziantep’in Nurdağı ilçesi Hamidiye mahallesinde Külliyeleri var. Çeşitler düzenleniyor. Bu tarikatın piri, Sadettin Teksoy’un haberinde bile gündem olmuştu. Yazdığı muskayı horoza takmışlardı ve ateş etmişlerdi. Horoza hiçbir şey olmadığında ‘keramet’ olarak göstermişlerdi.
İşte bu saçma sapan tarikatın mensubu iki kişi mide bulandıran bir tecavüz belgesinde yargılandı ve ceza aldı.
Baba Cemalettin Kutlubay ve oğlu Ertuğrul Kutlubay…
Yaşananları anlatayım.
Yıl: 2015
Gaziantep’in Nurdağı İlçesinde Cemalettin Kutlubay eşinin akrabalarına konuk olarak gidiyor. Misafirlikte o sırada mutfakta olan ve o gün 17 yaşında olan eşinin yeğenine ‘Namaz kılacağım seccade getir’ diye sesleniyor. Kız seccadeyi getiriyor. O esnada kıza saldırıyor ve kalçalarını sıkıyor. Mağdur kız ‘ne yapıyorsun sen, bırak beni’ diye bağırıyor lakin ellerini çekmiyor.
Aile, olayı öğrenmesine karşın akrabalık bağından ötürü şikayetçi olmuyor!
Cemalettin Kutlubay, 2015 yılı Ekim ayında bu sefer kaynanasının konutuna tuvalet gereksinimini karşılamak için gidiyor. Akrabasının 5 yaşındaki kızı, konutun ön avlusunda kuzenleri ile oynarken kız çocuğunun kolundan tutarak tuvalete götürüyor. Kıyafetlerini çıkarıp çocuğa cinsel istismarda bulunuyor.
Olay artık savcılığa intikal ediyor ve Kasım 2015’te Cemalettin Kutlubay tutuklanıyor. Kutlubay yargılama sonucunda ceza aldı.
Diğer olay ise oğul Ertuğrul Kutlubay ile ilgili…
Ortaöğretimde tahsil gören S.E.K, Ekim 2016’da okulda rahatsızlanarak rehber öğretmene gidiyor. Kuzeninin, kendisine birinci sınıftayken (6 yaşında) tecavüz ettiğini anlatıyor.
Öğretmen durumu savcılığa bildiriyor ve soruşturma başlıyor.
Küçük kız çocuğu savcılıkta olayı anlatıyor.
Savcılık sözüne nazaran tecavüz olayı şöyle gerçekleşiyor…
Birinci sınıftayken amcasının konutuna gittiğinde kuzen Ertuğrul Kutlubay (o gün 19 yaşında) ‘balıklara ekmek alalım’ diyerek küçük kızı konutun ardında bulunan ekmekliğe götürüyor. İçeriye girdiklerinde kapıyı kitleyerek kendisini duvara sıkıştırıyor. Devamında soyarak (bundan sonrasını yayınlamıyorum) tecavüz ediyor.
Küçük kız yaşadığı olayı kimseye anlatamıyor. Bir ay sonra ise kuzeninin kendisini öbür kuzeni ile motora bindirip ormanlık alana götürüp tekrar tecavüz ettiğini açıklıyor.
Bu iğrençliği gerçekleştiren Ertuğrul Kutlubay’ın yargılaması tamamlandı. Mahkeme sonucunda mahpus cezası aldı.
Sonuçta…
Küçük bir kızın hayatı mahvoldu.
Nadiri tarikatının kurucusunun torunu ve torunun oğlu “cinsel istismar” ve “hürriyetten mahrum bırakma” cürümlerinden ceza aldılar, şu anda cezaevindeler.
İkisi de tecavüzden cezaevinde artık.
Hala bu tarikat bataklığını savunan varsa bu olayların son olmayacağını anlaması için daha kaç çocuğun hayatının mahvolması gerekiyor.
Tekrar ediyorum.
Tarikatlar ya kapatılmalı ya da çok ağır bir kontrole sokulmalı. Bu hem toplumun hem de devletin güvenliği için bir zorunluluk…