Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr – İngiltere’de yaşayan 31 yaşındaki Kristoffer Green 2015 yılının kasım ayında, yağmurlu bir havada karısı ve kızıyla hastaneye gidecekti. Karısına kızını otomobilin art koltuğuna oturtması için yardım ediyordu. Elinde de bir şemsiye vardı. Şemsiyesinin tahta sapını tutuyordu fakat bir parmağı da şemsiyenin metal kısmındaydı. Kızına bu türlü havalarda dikkat etmesi için ikazlarda bulunduğu sırada şemsiyesinin doruğunda çakan şimşek ise bedenini delip geçti.
HAYATTA KALMAYI BAŞARDI ANCAK…
Genç adam süratle hastaneye kaldırıldı. Kalbi çok süratli çarpıyordu. Sevdikleri ölmesinden korkuyordu fakat yıldırım çarpmasından sonra hayatta kalmayı başarmıştı. Yıldırım çarptığında yaşadıklarını, “Kör edici bir ışık üzereydi ve sonra bayıldım. Karım yalnızca yere yığıldığımı söyledi” diyerek anlattı.
Yıldırımdan ucuz kurtulsa da yaşadığı bu olay Kristoffer Green’de derin travmalara yol açtı. Yağmurlu ve fırtınalı havaları seven genç adam, artık korkmaya başlamıştı. O denli ki rüzgar sesi duyduğunda bile kalbi çarpacak kadar endişelendiğini söylüyordu. Yıldırım çarpması geride yalnızca travmalar da bırakmadı. Kol karıncalanmaları azalmış olsa da Green bu karıncalanmaların ona psişik güçler verdiğini söylüyordu. Yaşadıklarını, “Çarpmadan birkaç yıl sonra sağ kolum yani yıldırımın isabet etttiği bölge bir fırtına başlamadan evvel karıncalanıyor ve acıyor” dedi.
Fırtınanın geleceğini iddia ettiğini sav eden Kristoffer Green, ne vakit sağ kolu sızlasa karısına, “Fırtına geliyor” diyor ve birkaç saat sonra fırtına geliyor. İşin öbür farklı yanı ise İngiltere’de yıldırım çarpmasının son derece ender görülmesi.
YILDIRIM MEZARDA BİLE RAHAT BIRAKMADI
Yıldırım çarpmasıyla başı kaygıya giren tek isim Kristoffer Green değil. İlk yıldırım çarpmasını I. Dünya Savaşı’nda deneyimleyen Summerford, bir İngiliz subayıydı ve pek çok savaştan sağ salim sıyrılabilmişti. Belçika cephesinde savaşan Summerford’un üzerine bir anda bir yıldırım düştü. Atından düşen ve belden aşağısı felç olan Summerford, ölmese de tekerlekli sandalyeye mahkûm oldu. Bu olayın üzerinden yıllar geçtikten sonra Kanada’ya taşınan Summerford, ailesiyle birlikte daha sakin bir hayat sürme niyetindeydi. Daima balığa çıkıyor ve ailesiyle Kanada’da sakin bir hayat sürüyordu.
1924 yılının bir bahar sabahı tekrar her vakit olduğu üzere balığa çıkan Walter, tekerlekli sandalyesini bir ağaca yaslamıştı. Tam o sırada ağaca düşen yıldırım şanssız adamı bir sefer daha çarptı. Lakin ortada garip olan bir şey vardı, bu olay birinci yaşadığı felaketin yol açtığı felç durumunu büsbütün ortadan kaldırmıştı. Summerford artık bacaklarını kullanabildiği için hayatı önemli manada sisteme girdi. Tabiatta vakit geçirmekten hoşlanan Summerford takvimler 1930 yılını gösterdiğinde yeniden rutin bir yürüyüşe çıkmıştı. Epeyce güneşli bir havada yürüyüşe çıkmasına karşın bir anda yağmur yağmaya başladı. O sırada Walter Summerford’a isabet eden bir yıldırım onu bu kere büsbütün felç bıraktı.
Tamamen felç olmasının akabinde 2 yıl boyunca önemli tedaviler gören Summerford, 1932 yılında hayata gözlerini yumdu ama yıldırımlar onun peşini ölünce de bırakmadı. 1936 yılında Vancouver’da bulunan Mountain View Mezarlığı’ndaki mezarına yıldırım düşen Summerford, bununla birlikte tam 4 kere yıldırım düşmesine maruz kaldı. Bu son olayın akabinde ailesi lanetlendiklerini düşünse de aile de bahtsız adam dışında rastgele birine yıldırım isabet etmedi.