Yeni Şafak muharriri Yusuf Kaplan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesine Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin tarafından davet edildiğini hatırlatarak “Şunu söyleyebilecek durumdayız: Rusya, Soğuk Savaş’tan bu yana Batı ittifakı tarafından hiç olmadığı kadar köşeye sıkıştırıldı Ukrayna işgali nedeniyle. Ve Rusya, yakın yahut hatta uzak tarihinde hiç olmadığı kadar Türkiye’nin dayanağına muhtaçlık duyuyor” değerlendirmesinde bulundu.
Batı’nın bilhassa İngiltere’nin Ukrayna’nın Rusya’yı yenebileceği propagandasını yaptığını yazan Kaplan, şöyle devam etti:
“Bu savaştaki en değerli global gelişmelerden biri, alternatif dünya arayışının birinci kez bu kadar aciliyet kesbetmiş (kazanmak) olması ve bu türlü bir arayışa her zamankinden daha fazla gereksinim duyan ülkelerin bu husustaki niyetlerini açıkça belirli etmekten çekinmemeleri.
Belki de Batı ittifakı dışında yeni ittifaklar peşinde koşturan Rusya, Çin için inanılmaz bir fırsat bu. İran ve Türkiye ise global ölçekli bu kaotik ortamdan hem en çok yararlanabilecek hem de en çok ziyan görebilecek iki ülkesi dünyanın. Şayet yanlış stratejiler belirlerlerse çok yıkıcı sonuçları olur bunun hem İran hem de Türkiye için.
İran, global sistemin İslâm dünyasını birbirine düşünmek için yeri ve vakti geldiğinde çok düzgün kullandığı bir piyonu’dur. Evvel bunu bilelim.
İran’ın global sistem muhalifliği kamuflajdır temel itibariyle.”
Kaplan, özetle yazısına şöyle devam etti:
“Eğer Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın Semerkand toplantısı, şuurlu olarak Semerkand’da yapıldıysa bunun sembolik manası ve siyasî iletilerinin sanıldığından da güçlü olduğunu söyleyeceğim.
Türkiye’nin evvel istikrarları gözeten bölgesel bir güç pozisyonunu pekiştirmesi kaçınılmazlaşıyor bu durumda. Akabinde Türkiye’nin hem bölgesel hem de global istikrarları belirleyebilecek bir aktör pozisyonuna nasıl yükselebileceği konusunda çok taraflı çok katmanlı ve derinlikli düşünmesi kural.”
Yazının tamamını okumak için