Yeni Şafak müellifi Süleyman Seyfi Öğün, bugünkü yazısında, 9 kişinin hayatını kaybettiği Irak Duhok vilayetinin Zaho kentindeki saldırıyı kıymetlendirdi.
Saldırının çabucak ardından, gerek resmî gerek sivil düzlemlerde Türkiye aksisi ağır bir kampanyanın başlatıldığını ve Türkiye’nin sorumlu ilan edildiğini yazan Öğün, Irak’ta bulunan askerlerin geri çekilmesi istendiğini yazdı.
Saldırının akabinde Irak hükümetini takındığı hali eleştiren Öğün, şöyle devam etti: “Irak siyasal ve resmî odakları, hakikat düzgün hiçbir araştırma yapma gereği duymadan, elbirliği yaparak Türkiye’yi taarruzdan sorumlu tutma ve kınama yarışına girdiler.
Irak’tan hiç de beğenilen olmayan haberler geliyor. Şovlar devam ettiriliyor. Süreç geniş çaplı bir Türkiye düşmanlığına evriliyor. En son Musul’da olduğu üzere Türk misyonları atağa uğruyor, Türk bayrakları yakılıyor, lokantalara ‘Buraya Türk giremez’ ikazları asılıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, bu hazırlanmış bir süreç ve derinleştirilmek isteniyor.”
Zaho saldırısının Tahran Zirvesi’nin çabucak akabinde gerçekleştiğini yazan Öğün, “Bu tepe, kabul etmeliyiz ki, isteneni vermedi. İran ve Rusya, Türkiye’nin Suriye’de yapmayı düşündüğü harekâta karşı olduklarını açıkça ortaya koydu. Türkiye ise bu konudaki kararlılığının altını çizdi. Tahran Tepesi, Rusya-İran ilgilerinin pekişmesine, Türkiye’nin ise bunun kenarına düşmesine sahne oldu. Ardından, Sûriye’de, rejim ile PYD ortasındaki yakınlaşmaya şâhit olduk” dedi.
Irak’ta, İran ile Türkiye ortasındaki tansiyonu sertleştiğini söz eden Öğün, “Gâliba Kasr-ı Şirin’in sarsıldığı günlerden geçiyoruz. İran, katıksız olarak, Türkiye’nin Irak’dan sökülüp atılmasını, Erbil-Ankara bağının kopartılmasını istiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Öğün şöyle devam etti:
“Zaho’da yaşananlar ve Irak’ta başlayan büyük kampanya bu gelişmelere dayalı olarak anlaşılabilir. Eş anlı olarak ABD-AB-Rusya-İran tarafından sıkıştırılan Türkiye ne yapacak? Nasıl olur bilemem fakat galiba kendi göbek bağını kendisinin kesmesinden öbür deva yok. Son aylarda verdiğimiz şehit sayısı 50’yi aştı. Bu durum pek de sürdürülebilir görünmüyor.
Son olarak şovlarda yer alan Iraklı kamuoyuna bir çift lâf etmeden geçemeyeceğim. Memleketlerinin bağımsızlığı için yollara düşen ve Türkiye’nin varlığının buna halel getirdiğini haykıran Iraklılar, ABD işgali esnasında, hatta sonrasında neredeydiler?”
Yazının tamamını okumak için