Yeni Şafak muharriri Yusuf Kaplan, bugünkü yazısında iktidarın artık siyasetle özdeşleştirilemeyeceğini savunarak “Çağımız, kültür ç/ağı. Kültürün her şeye çeki tertip verdiği bir ağ! Kültürün değil, kültürü üreten medyaların hâkim olduğu, formun normunu dayattığı devasa bir ağda debelenip duruyor çağımızda insan!” görüşünü lisana getirdi.
İktidar biçimlerinin, iktidar olmanın ideolojik aygıtları ve hegemonya biçimlerinin bütünüyle değiştiğini yazan Kaplan, “Siyasette iktidar olmak, ülkenin bahtında kilit rol oynama gücüne sahip olmak manasına gelmiyor: Bizim siyasetçilerimizin bunu uygun idrak etmeleri gerekiyor.
Kültürde, sanatta, niyet hayatında, akademide, medyada da “iktidar” değilseniz, siyasette istediğiniz kadar iktidar olun, devleti siz yönetemezsiniz, askerî ve sivil bürokrasi, siyasî iktidarın gücünü izafileştirir ve kısa devre yaptırır siyasî iktidara” kanısını lisana getirdi.
Ruh atılımı olmadan kültürel iktidarın sağlanamayacağını savunan Kaplan şöyle devam etti:
“Bu tablonun karşısında hakikati, adaleti ve merhameti eksene alan İslâm, beşere insanlığını hatırlatacak, insanlığa hangi dinden ya da ideolojiden olursa olsun kendi dünyasını yaşayabileceği yaşanabilir bir dünya armağan edecek keşfedilmeyi bekleyen bir kaynaktır, Latince çok sevdiğim tabirle “terra incognita” / “keşfedilmemiş bir kıta”’dır.
Meselemiz, iktidar sorunu değil, elbette ki. Bizim problemimiz, bin yıl İslam’ın bayraktarlığını yapmış bu toprakların çocuklarının bizim zaaflarımız, hırslarımız, açgözlülüklerimiz, kusurlarımız yüzünden İslam’ı terk ediyor olmalarıdır.
Bu gidişata dur demek, tekrar bize düşüyor: Yalnızca siyasette değil, eğitimde, kültürde, fikirde, sanatta, medyada -bize ziyan verse de- ahlâk’ı, hakikat’i ve merhamet’i eksene alan herkese hayat hakkı tanıyan bizim medeniyet dinamiklerimizi hayata geçirecek, bu dünyada yaşayan lakin bu dünyayı yaşamayan, bu dünyayı aşacak öbür dünyalara ulaşarak önümüzü açacak öncü kuşaklar yetiştirecek büyük, kalıcı ve esaslı adımlar atmak zorundayız.”
Yazının tamamını okumak için