Yargıtay’dan kritik bozma gerekçesi

Dikkat çeken bozma kararının gerisinde Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bir dava yer aldı. 5 kişinin yargılandığı dosyada sanıklar, yasadışı örgüte üye olmakla suçlandı. Sanıklar, Nisan 2011’de kepenk kapatma eylemine katılmak istemeyen bir esnafın işyerinin önünde meydana gelen patlamanın sorumluları olarak görüldü. Mahkeme 5 kişiye de örgüt üyeliği suçundan hapis cezası verdi.

Yerel mahkeme kararı onandı

Yerel mahkeme kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından da onandı. Ancak, sanıklardan S. K.’nin (37) avukatı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak itirazda bulunulmasını talep etti. Başsavcılık başvurusunda, Yargıtay 9. Daire’nin verdiği onama kararının kaldırılmasını yerel mahkeme kararının da bozulmasını talep etti.

8 yıl 9 ay hapis cezası verildi
Başvuru üzerine Yargıtay Cumhuriyet Savcısı İbrahim Cansever, itirazı yerinde bularak, onama kararının kaldırılmasını, yerel mahkeme kararının da bozulmasını talep etti. Savcılık yazısında, yerel mahkeme kararına ilişkin bozma gerekçesinin temelini ise, 8 yıl 9 ay hapis cezaı verilen S. K.’nin avukatı olmadan savunmasının alınması ve hüküm kurulması oluşturdu.

Avukat ataması şart
Yazıda, yerel mahkemenin uygulamasının CMK’ya aykırı olduğu kaydedilerek özetle “Hakkında istenen cezada alt sınır 5 yılın üstünde olan kişiler için avukat ataması zorunlu. Sanık açıkça talep etmese bile mahkeme avukat görevlendirmesi yapmak zorunda. Hüküm kesinleşinceye kadar bir vekalet ilişkisi de olmadı” denildi. Savcılık yazısında ayrıca, 1 Ekim 2012’de S. K.’nin yokluğunda karar verilmesi de bozma gerekçesi olarak görüldü.

O karar bozuldu
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazını Yargıtay 3. Ceza Dairesi inceledi.
Daire, başsavcılığın yaptığı itirazı kabul etti. Yargıray 9. Ceza Dairesi’nin onama kararını kaldıran Daire, yerel mahkeme kararını da bozdu. Bu kararla birlikte ağır bir ceza alan S. K. yeniden yargılanacak.

‘Hukuka aykırı ise itiraz edin’
Avukat Alper Sarıca “Olayda en dikkat çekici husus şudur; kaldırılan onama kararı 2013 tarihli. Kesinleşmiş bir dosya olarak 8 yıl sonra 2021 yılı sonunda tarafıma müracaat edildi. Ve talebimiz doğrultusunda Yargıtay C Başsavcılığı tarafından onama kararına itirazda bulunuldu. Yargıtay 3. Ceza Dairesi de 2022 Nisan ayında itirazı kabul ederek 2013 yılındaki onama kararını kaldırıp mahkumiyet hükmünü müvekkil lehine temyizen bozdu” diye konuştu.

İtirazda süre sınırı yok
Bozma kararı sonrası S. K.’nin yeniden yargılanacağını kaydeden Av. Sarıca “Böylece müvekkilin cezasının kesinleşme vasfı, sabıkası ortadan kalkmış oldu. Müvekkil Diyarbakır 7 Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılanacak. Süreci sonuna kadar takip edeceğiz. Suç türü ne olursa olsun ve karar ne zaman kesinleşmiş olursa olsun eğer ortada hukuka aykırı şekilde verilmiş bir karar varsa sanık lehine süre sınırı olmaksızın CMK.’nın 308. Maddesi uyarınca kaldırılabilmesi mümkündür” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir