Yunan ögeleri, ülkelerine kaçak geçen 108 göçmeni, tuttukları kamplarda aç ve susuz bırakıp, kıymetli eşyalarını alarak darbettikten sonra Meriç Irmağı ortasına terk etti. Göçmenlerden 1’i yolda hayatını kaybederken, başkalarını ırmaktan Türk askeri kurtardı. Suriyeli Velid Ömer, ölen kişinin 4 gün aç ve susuz bırakılıp, darbedildiğini belirterek, “Rahmetli olanı bize taşıttılar. Hapisteydik daha ölmemişti. Otomobilden ırmağa getirince yolda öldü. Türk askeri olmasaydı biz de ölürdük” dedi.
Yunanistan ögeleri, ülkelerine kaçak olarak geçen 108 göçmeni, 4 gün aç ve susuz bırakıp, üzerlerindeki para ve pahalı eşyalarını alarak, yanlarında erkek cesedi ile Meriç Irmağı ortasına terk etti.
Sınırda devriye vazifesi yürüten Türk askerleri, 108 göçmeni, yanlarındaki erkek cesedi ile ırmaktan alıp, yiyecek ve giyecek verdi.
Göçmenler, tedavilerinin yapılması için hastanelere götürülürken, cansız vücut ise otopsi süreçleri için Edirne İsimli Tıp Kurumu’na teslim edildi.
Hastanelerdeki tedavilerinin akabinde Edirne Göç İdaresi’ne alınan göçmenler, Yunanistan’da kendilerine uygulanan makûs muameleler ile Türk askerinin kendilerini nasıl kurtardığını anlattı.
‘DEMİRLE VURMUŞLAR’
Suriye asıllı Velid Ömer, Avrupa ülkelerine gitmek için geçtiği Yunanistan’da askerlere yakalandığını belirterek yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Yunan askeri, bizi kampa misal bir yere aldı. Orada bayanlar, çocuklar, yaşlılar, her uyruktan beşerler vardı. Yemeksiz, susuz kalıyoruz orada. Orada baygın bir adam vardı, 4 gün falan kalmıştı, ne su ne ekmek vermişlerdi o adama.
Ondan sonra otomobille bizi ırmak tarafına taşıdılar, Meriç Nehri’nin ortasında bıraktılar bizi. O adam ölmüştü, otomobilden getirince. Türk askeri bizi oradan aldı. Türk askeri olmasaydı biz de ölürdük ırmağın ortasında. Allah Türkiye’den ve Türk askerinden razı olsun.
Bizi aldılar, kurtardılar vefattan. Bizi buraya getirdiler. Yemek verdiler, su verdiler. O merhum olanı da içimizde hasta olanı da hastaneye götürdüler. İlaç verdiler bize.
Yunan askeri merhum olanı da bize taşıttı. Hapisteydik, daha ölmemişti. Otomobilden ırmağa getirince yolda öldü. Adamla ölmeden evvel konuştuk, ‘4 gündür buradayım. Ne yemek verdiler ne su verdiler’ dedi.
Bir şey diyemedik biz, darbedilmişti. İnsanlara vurulmuştu. Morarmış yüzleri, demirle vurmuşlar. Kampın içinde o insanlara vuruyorlar. Kar maskesi olanlar, azap yapıyorlar. Ne vakit yemek istese o adama vuruyorlar.”
“KADINLARA, ÇOCUKLARA, YAŞLILARA DA VURUYORLAR”
Yunan ögelerin, kampa alınan şahısları denetim ettiğini söyleyen Ömer ise şöyle konuştu:
“Paran varsa telefonun varsa çantan varsa her şeyi alırlar senden. Şayet kurallara uymazsan vururlar sana.
Kadınlara, yaşlı adamlara, çocuklara, herkese vuruyorlar. Bayan, yaşlı ve çocuklara kötekle (sopa) vuruyorlar. Genç olanlara ise demirle vuruyorlar. Çok makus bir muamele.
Hapse atıyorlar bizi. İçerde bir şey yok zati. Oda var, 2 penceresi var. İçeride bir tuvalet var. Yalnızca o kadar. 100, 200, 400 kişi bir odanın içinde oturacağız sonra akşama kadar bekliyoruz orada.
Her gün 70-80 kişiyi alıp ırmağa atıyorlar. Türkiye’ye gönderiyorlar sırayla. Bazen beşerler 1 gün kalır, bazen 4 gün kalır. Neye nazaran belirleniyor, ben de bilemedim. Hiçbir şey vermiyorlar orada.”
“BİZ YAKALANINCA DURUM BAYAĞI KÖTÜYDÜ”
Kaçak göçmenlerden Rıdvan Hüseyin Sadun da geçtiği Yunanistan’da 1 gün yürüdükten sonra askerlere yakalandığını belirterek, “Bizi yakalayınca durum bayağı berbattı, mahpusa aldılar. Orada da adamlar vardı. 2-3 gün ne yemek yemişler ne su içmişler. Bir adam da var, orada 4 gün olmuştu. Yemeksiz, susuz kalmış. Orada sabahtan akşama kadar kaldım. Ondan sonra ırmağa aldılar bizi. Orada da ırmağın ortasında meyyit bir adam vardı” diye konuştu. (DHA)