Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) Başkanı Hüsrev Özkaya, ağır iş makinelerinin toprağın sıkışmasına, bunun da yeni filizlenen fidanların zarar görmesine neden olduğunu söyledi. Sahada inceleme yapan TOD Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Kavgacı, “Kesim çalışmalarının çimlenmeden önce gerçekleşmesi gerektiğini söylemiştik” dedi.
Türkiye Ormancılar Derneği Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Kavgacı, Manavgat’ta yanan ormanlık alanda incelemelerde bulundu. Bölgede kaydettiği görüntüleri paylaşan Kavgacı, şu değerlendirmelerde bulundu:
‘Çimlenmeden önce gerçekleştirilmesi gerektiğini söylemiştik’
“Yanan ormanların kesilmesi ve odun endüstrisine kazandırılması çalışması devam ediyor. Bununla birlikte kesimi tamamlanmamış sahalarda bulunuyor. Kızılçam ormanlarının yangına uyum niteliği konusunda yangından sonra hızlı bir şekilde gençleşeceğini söylemiştik. Bu noktada kesim çalışmalarının öncelikle çimlenmeden önce gerçekleştirilmesi gerektiğini söylemiştik. Böylesi büyük bir yangında bu kadar geniş bir alanda birden kesimleri tamamlamak mümkün değil. Çimlenmeden sonra da kesime devam edilmesi beklenen bir süreçti ancak bu kesimin de alanda gençlik bulunduğunu dikkate alarak yapılması gerekiyor.
‘Araçların sahada gezmesi çimlenmeyi olumsuz etkiliyor’
‘Doğal yolla gerçekleştirilebileceğini söyledik’
Eski Milli Parklar Genel Müdürü, Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) Başkanı Hüsrev Özkara ise yanan alanların doğal yolla gençleşmesi ve yeni fidanların çıkmadığı yerlerde ağaçlandırma çalışmalarının yapılması gerektiğini belirterek, ağır iş makinelerinin yarattığı olumsuzluklara dikkat çekti. Özkara, şöyle konuştu:
“30 yaşın üzerindeki kızılçamlarda tepesinde tohum bankası olarak nitelendirdiğimiz tohumlar aracılığıyla yangın sonrasında toprakla buluşur ve yeniden çimlenme imkanını sağlar. Bizler bugüne kadar tecrübelerimizle yanan sahalarda öncelikle doğal yolla gelmesini önemseriz. Doğal yolla gelmesi hem sağlıklıdır hem de maliyeti çok düşüktür. Bu konuda bir hassasiyet gösterilse yangınla kaybettiğimiz tüm sahaların yüzde 90’nına yakın doğal yolla bu işin gerçekleştirilebileceğini söyledik. Kızılçam ağacının yeteri kadar tohum bankası yoksa tepesinde mecburen orada ağaçlandırma yoluna gitmeniz lazım. Acaba bu normal süreç işledi mi?
‘Ağır iş makinaları çıkan fidanların zarar görmesine neden oluyor’
Normalde yangın sonrasında eylül ekim aylarında sahanın gezilip, bütün özelliklerinin tespit edilip nerede ne yapılacağının belli olması. Normalde biz buraları kazanç alanı olarak görmemeliyiz. Tabi ki değerlendireceğiz, çıkan ürünü satacağız. Ama buranın ekolojisi buranın biyolojik yapısı önemli aksi takdirde doğal yolla gelecek olan gençlikleri kaçırmış olabiliriz. Benim de bizzat araziye gidip yapmış olduğum çalışmalar oldu. Maalesef hızlı yürümüyordu. Sahada kontroller yetersizdi. Ağır iş makinaları sahada bilinçli bilinçsiz, toprağın sıkışmasına orada çıkan fidanların zarar görmesine neden oluyordu. Bu da yetmiyormuş gibi yangın çıkan sahayı bir depo alanı gibi kullanıyordu.
‘Dikili satış adı altında yangın sahası tepe tepe kullanılıyor’
Eğer geçmişten gelen devlet orman işletmeciliği disiplinindeki bir uygulamayla yangın sahalarında çıkarılacak olsaydı, önceliği ekolojik ve biyolojik öncelikler alacaktı. Çünkü kar kaygısıyla hareket etmeyecekti. Önceliği sahayı korumak olacaktı. Şimdi dikili satış adı altında bir uygulama var. Maalesef bu uygulama giderek ülkemizde yaygınlaşıyor. Ben burada müteahhitleri sorgulayacak değilim para kazanmayı hedefliyor. Onun açısından doğal yollar üzerinden gelecek olan gençlikmiş bunlar onu çok bağlamıyor. Dolayısıyla alanı tepe tepe kullanıyor. Organizasyonun bugünkü koşullar düşünülerek yapılmaması bana göre asıl önemli başlığı oluşturuyor. Orman kooperatifleri, orman köylüleri maalesef hem teknik donanım hem iş gücü olarak en alt seviyelere indiler. Dikili satış sisteminin daha ağırlık kazanabilmesi için sanki feda ediliyorlar.
‘Orman kesim miktarı 2022 yılında 37 milyon metreküpe çıktı’
Orman yangınlarının bu boyutlara ulaşmasında iklim krizinin büyük etkisi var. İklim kriziyle mücadele etmek istiyorsanız önce var olan ormanlarınızı koruyacaksınız. Hala büyük bir hızla ormanlarımızın kesildiğini 2000’li yılların başında 9 milyon metreküp olan orman ürünleriyle ilgili kesim miktarı 2022 yılında 37 milyon metreküpe çıktı. Açıklanan rakamın dört katı. Allah aşkına, hala krizi ne olarak değerlendiriyorlar? Ben anlamakta zorluk çekiyorum.
‘Sadece 20 yılda 530 bin hektar’
Anormal şekilde izin irtifak haklarının tavan yaptığını görüyoruz. Sadece 20 yılda 530 bin hektar izin irtifakla çıkarıldı. Salt yapılaşma değil, içinde otoyollar, enerji nakil hatları, atık, çöp depolama alanları… artık ormanlar bir arka bahçe. Samimi söylüyorum, abartmıyoruz. Ya işte ormanlara bu kadar hassas olmanızı anlayamıyoruz’ diyen ya bilgisizlik ya da art niyet diyorum.
‘1 Mayıs’tan önce yapılmalıydı’
Geçtiğimiz yıldan ders çıkarıldı mı? Maalesef, üzgünüz. Açıklanan rakamlar var. ‘20 adet uçak, 55 adet helikopter alıyoruz. 5 bin kişiyi işlendireceğiz.’ Bu dediğiniz olay yangın sezonu başlamadan önce sonuçlanmış olması lazım. Bir kere bunlar somutlaşmadı. 1 Mayıs’tan önce bunların bitmesi lazım. Hala çalışanların bu konuda tecrübesi dikkate alınmıyor. Bu işe bakan orman yangınlarına bakan genel müdür yardımcısı ile daire başkanı görevden alındı. Ya görevden alacaksan bunu eylül ve ekim ayında yapacaktın. Ne diye yangın sezonunu bekliyorsun? Buraya atandığın kişilerin bu konuyla ilgili bir hazırlık yapması lazım. Orada da bir çaresizlik var. Pozitif değerlendirme şunu yapabilirim valilikler ormanlık alanlara girişi bu yangın sezonunda yasakladı. Bu olumlu bakış açısı.”