Fatih Karagümrük’te gösterdiği performansla isminden kelam ettiren Volkan Demirel flaş bir kararla vazifeden alınmıştı. Fatih Karagümrük kulübünden yapılan açıklamada “Teknik Yöneticimiz Sn. Volkan Demirel’e kulübümüze verdiği hizmetlerinden ötürü teşekkür eder, bundan sonraki mesleğinin daha büyük başarılarla dolu olmasını dileriz.” tabirlerine yer verilmişti.
Ayrılık sonrası Volkan Demirel toplumsal medya hesabından “Fatih Karagümrük Kulubü ile olan seyahatimiz bugün prestiji ile Lider Süleyman Hurma’nın isteği doğrultusunda tamamlandı. Futbolcu arkadaslarıma, başarımız için emek veren herkese ve onlar için uğraş etmekten büyük gurur duyduğum taraftara sonsuz teşekkür ediyorum.” kelamlarını kullanmıştı.
Fatih Karagümrük’ten ayrılan teknik yönetici Volkan Demirel, Haber Küresel kanalında yayınlanan Kontra programına konuk oldu.
Volkan Demirel’in açıklamalarından satırbaşları şu biçimde;
“Fatih Karagümrük benim birinci göz ağrım ve çok benimsediğim bir yerdi. Çok da hoş ilgiler kurduk fakat lakin amaçların uyuşmaması doğrultusunda nasıl birleştiysek o denli de ayrıldık. Karagümrük’te birinci 4 maksadım vardı lakin bunu oyunculara son 1 ay kala hissettirdim. Onları baskı altına almak istemedim. Fenerbahçe maçında galip gelebilseydik bu maksada ulaşabilirdik. ısa vade, orta vade ve uzun vade doğrultusunda 3 tane amacım var. Benim için Karagümrük her manada yanlışsız bir yerde. İkinci adımımın ne olacağını vakit gösterecek. Hiçbir vakit laf olsun diye bir ekibin başına geçmeyeceğim.”
“BAZI İSTEKLERİMİN KARŞILANAMAYACAĞINI GÖRDÜM”
“Karagümrük’te önümüzdeki dönem için 3-4-5 üzere sıralarda yer almayı hedefliyordum. Geçtiğimiz günlerde Süleyman Hurma’nın söylediği üzere birtakım isteklerimin karşılanamayabileceğini gördüm. Hak veriyorum, döviz kurunun geldiği nokta ortada. Belki 3-4 sene çalışmayacağı lakin daima yanlışsız yere gitmek için uğraşacağım. Tahminen kimse bilmez ben Fenerbahçe’de yardımcı antrenörlük yaparken 3-4 tane kulübün altyapı tesislerini, A grup egzersizlerini izleyip notlar aldım.”
“FENERBAHÇE’Yİ ÇALIŞTIRMAK İSTİYORUM”
“Ben Fenerbahçeliyim. 20 yılım orada geçti. Orta vadedeki maksadım Fenerbahçe’nin teknik yöneticisi olmak. Fakat uzun vadede nitekim kendimi Avrupa futbolunun önde gelen kadrolarından birinde misyon yapmaya hazırlıyorum.”
“FİZİKSEL OLARAK UYGUN OLMAYAN BİR EKİP VARDI”
“Şu anda mesleğim planladığım üzere gidiyor. Daha giriş kapısındayız. Grubumdan de çok mutluyum, Karagümrük’ün başına geçtiğimizde fizikî manada bizim istediğimiz durumda olmayan bir grup vardı ve biz grubumla bir arada çok uygun bir tertibe soktuk. Bizim giriş kapımız açıldı. O kapıdan yeterli bir giriş yaptığımızı düşünüyorum. Türk futboluna hem genç yetenekli oyuncular kazandırmak istiyoruz. Lakin dediğim üzere şimdi daha giriş kapısındayız.”
“EMRE MOR’U YANLIŞ LANSE ETMİŞLER”
“Ben oyunculara genç, yaşlı diye bakmıyorum. Lucas Biglia, 36 yaşında ancak sahanın en verimli oyuncusu. 18 yaşında Samed, taktiksel disiplinden hiç kopmayan bir oyuncu. Mesela Emre Mor’u çok yanlış lanse etmişler. Emre’yi daima agresif olarak tanımlıyorlar fakat onun sıkıntısı yalnızca kendisiyle. Neler yapabileceğini bildiği için yapamadığında kendine kızıyor. Emre’nin meşakkati kendisiyle alakalı. Takımın başına birinci geçtiğimde birkaç oyuncuyla kişisel toplantı yaptım. Bunlardan birisi de Emre Mor’du. Ona dedim ki; ‘Benim hedeflerim var ve bu amaçlarımı gerçekleştirirken yanımda seni de götürmek istiyorum.’ O denli dediğim vakit gözleri açıldı Emre’nin.”
“TÜRKİYE’NİN EN YETENEKLİSİ”
“Emre’ye birçok taktiksel ayrıntı sunduk ve o da bizim isteklerimizi hem defansif hem de ofansif manada karşıladı. Şu anda Türkiye’nin en yetenekli kenar oyuncusu olduğunu düşünüyorum.”
“TEKNİK YÖNETİCİ ÖNDER OLMALI”
“Bence bir teknik yönetici başkan olmalı. Bir beşerde başkan özellikler her vakit hürmet görmüştür. Misyona birinci geldiğimde ekip alakalarına ehemmiyet vereceğimi söylemiştim lakin bu yanlış anlaşıldı. Güya tahlil yapmayacakmışız üzere. Ayrıldıktan sonra bütün oyuncularımla tek tek görüştüm. Demek ki o bağı kurabilmişiz.”
“ZICO LİDERLİĞİNİ HİSSETTİRİRDİ”
“Biz bunu vakit zaman Fenerbahçe’de yaşadık. Birtakım hocalar kendini o denli bir söz ediyordu ki, alana çıktığımızda kulübedeki adam için gayret ediyorduk. Mesela buna en büyük örnek olarak Arthur Zico’yu söyleyebilirim. Zico bize babalığını, liderliğini hissettirdi. Bir futbolcum bana gelip ailesi ile alakalı sorunlarını anlatıyorsa ben o işi bitirmişim demektir aslında. Bunu Karagümrük’te de yaşadık.”
“İDOLÜM OBRADOVIC”
“Birçok değerli teknik adam var. Saymakla bitiremezsiniz. Fakat ben liderlik olarak her vakit Obradovic’i örnek alırım. Onun saha kenarındaki hareketleri, oyuncularla alakası… Taktik manasında kendi futbol görüşümü alana yansıtmaya çalışıyorum.”
“KENDİMİ TEKNİK YÖNETİCİ OLARAK GÖRMEYECEĞİM”
“Her rakibin her vaktin farklı planı olmalıdır. Ben nasıl bir rakibe hazırlanıyorsam rakip de bana hazırlanıyor. Her hafta birebir taktikle çıkamazsınız. Futbolcular zeki insanlardır. Onları ikna etmeniz gerekir. Bir idman planlaması yaptığımızda bir sefer gösterdikten sonra grup istediğimizi harfiyen yapıyordı. Ben, hiçbir vakit kendimi bir teknik yönetici olarak görmeyeceğim. Ben oyuncuların içinden gelen bir beşerim. Bu oyunun ana karakteri oyuncular. Oyuncular ile birbirinizi anladığınız vakit onlar sizin taleplerinizi karşılayacaktır.”
“ARDA GÜLER’İ HARCAMAYALIM”
“Futbolculuk devri çok farklı. Orada bireyseldim yaptıklarım beni bağlıyordu. Şu anda üzerimden birçok insanın gözü var. Futbolcu, gelip teknik yöneticiyle her şeyi görüşebilmeli. Bir futbolcu bana söylemek istediği bir şeyi öteki bir antrenör üzerinden iletmeye başlarsa oradan sağlıklı bir durum çıkmaz. Arda Güler’in idaresi çok düzgün yapılıyor. Geçmişe gidip baktığımızda Ömer Faruk Beyaz örneği var, orada birtakım yanlışlar yapıldı. Ayrıntılarını biliyorum fakat anlatmama gerek yok. Arda bu halde devam ederse farklı bir düzeye ulaşacaktır. Bunlar genç oyuncular, Arda’yı harcamayalım.”
“HERKES İŞİNİ YAPMALI”
“Türk futbolunun bu kadar başarısız olmasının birkaç tane nedeni var. Birincisi eğitim; geç kalınmış bir altyapı sistemi olduğunu söyleyebiliriz. İkincisi; herkes kendi işini yapmak zorunda. Benim işim teknik direktörlükken 10 tane iş yaparsam muvaffakiyet gelmez. Hakemlere herkes kızıyor değil mi? Lakin kaç tanesi futbol oynamış şimdiye kadar bilinmez. Futbolun içinde daha çok futbol oynamış insanların bulunması gerekiyor. Herkes kendi işini yapmalı. 2008 yılında Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final yaptığımız takım çok pahalıydı. 2010-11 şampiyonluğunun ise Fenerbahçe’nin en bedelli şampiyonluğu olduğunu düşünüyorum. Bundan sonraki şampiyonluklar dahi onun üzerine çıkamaz. O takımdaki her birey de en kıymetli olanlardır. Yöneticisinden malzemecisine kadar.”