Türkiye iktisadının yılın ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 7.6 oranında büyüdüğü açıklandı. Lakin vatandaşlar tam aksisi görüşte. Büyümeyi ceplerinde hissedemediğini belirten halk, “Önümüz karanlık… Önümüzdeki seçimleri, tünelden evvelki son çıkış olarak görüyorum.” kelamlarıyla iktidara yüklendi.
Türkiye iktisadı yılın ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 7.6 oranında büyüdü. Emekçilerin hissesi yüzde 32.6’dan yüzde 25.4’e düşerken, sermayenin hissesi yüzde 49.2’den yüzde 54’e yükseldi.
Biz de İstanbul Eminönü’nde yurttaşlara mikrofon uzattık, “Türkiye’nin 2. çeyrekte 7.6 büyüdüğü açıklandı.
Sizce, bu büyüme sofralarımıza, çarşı pazara yansıdı mı, yeni iş imkanı yaratıldı mı?” diye sorduk.
Geçim sıkıntısıyla boğuşan dar gelirli ise büyümeyi cüzdanında hissedemediğini, “yandaşların” bu büyümeden nasibini aldığını söyledi…
“PARASI OLAN BÜYÜDÜ, OLMAYANI BÜSBÜTÜN EZDİLER”
Neslihan Hanım: “En kolay örneği; gitsinler yağ fiyatlarına baksınlar. Büyüdü mü, küçüldü mü o vakit görürler. Ben emekliyim, ayrıyeten benim eşim onkoloji hastasıydı, artık onun borçlarını ödüyorum. Ve emekli maaşım yeni 3500 lira oldu. Ve bu paradan her ay 100 avro eşimin ilaç borcunu ödüyorum… Onun için mi büyüdük? Kendi verdikleri ilacın bile şu an bizden parasını istiyorlar. Yandaşlar büyüdü, gariban büyüyemedi, daha da küçüldü. Parası olan daha da büyüdü, olmayanı büsbütün ezdiler geçtiler… Şu anki sistemden şad değilim. Eker, dikersek, eskisi üzere kendimiz üretirsek tabi ki büyürüz. Her şeyden evvel kendimiz üretmeliyiz. Her gördüğümüz alana bina dikip AVM yapmak değil amaç… Evvelce bu türlü miydi? Herkes ekiyordu, ondan sonra hem dışarıya ihracat yapıyorduk, iktisada kazandırıyorduk, hem de kendimiz rahat rahat yiyorduk.”
Neslihan Hanım
“ÇALIŞAN SIRTINDAKİ YÜKLE KALIYOR, PARASI OLAN BÜYÜYOR”
Murat Barutçu: “Ben emekliyim. Bu kadar yıl çalışmamın sonucunda bana gelen kocaman bir sıfır. Ne kiramı, ne mutfağımı yetiştirebiliyorum… Sen geçmişte çalışan insanlarını gelecekte, emeklilikte kollamazsan, gelecekten hiçbir şey bekleyemezsin. Evvel geçmişine bakacaksın ki sonra geleceğini toparlayasın. Bu büyüme, ‘5 büyükler’ denilen büyük iş adamlarına yarıyor. Parası olan insanlara yansıyor. Çalışan beşere hiçbir formda yararı yok. Çalışan anca çalıştığıyla, sırtındaki yükle kalıyor; meskenine giderken bir ekmek alabilirse ne mutlu… Yoksa o da yok… Epey yıldır bu ülkede yaşıyorum, buraya gelen yabancılar kadar kendi ülkemde hür gezemiyorum. İmkanım yok da gezemiyorum… Ben neden gezmeyeyim? Ben de isterim cebimde para olsun, gezineyim… Ben niçin gezemiyorum Türk vatandaşı olarak? Köydeki insanları ne kadar rahat ettirirsen kente de o kadar yansıması olur. Sen köylüyü kalkındıramazsan köylü bir şey ekmeyecek. Ekmediği için de her şey kıymetlenecek.”
Murat Barutçu
“ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİM TÜNELDEN EVVELKİ SON ÇIKIŞ”
Ertan Akpınar: “Ben bunun bir büyüme değil, küçülme olduğunu düşünüyorum. Sizin diyelim bir tane meskeniniz var; o konutunuzu sattınız, üzerine kredi çektiniz, diğer bir mesken aldınız ve faiziyle birlikte çektiğiniz krediden fazlasını ödüyorsunuz. Siz konutu 100 bin liraya sattınız diyelim, 100 bin lira da kredi çektiniz, 200 bin liranız var. Diyorsunuz ki, ‘bu bir büyüme.’ Bunu dış ülkelerden aldığımız borçlar üzere düşünebilirsiniz, bunun faiz yükü vatandaşın üzerine biniyor. Birkaç sene evvel arkadaşlarla bir ortaya geldiğimizde, ‘şu an ülkenin en hoş, en refah dolu ancak birebir vakitte en berbat günlerini yaşıyoruz’ dedik. Zira elimizdekini satmanın, peşkeş çekmenin sonucunda elimizde bulunan üç kuruşu yediğimiz günleri yaşadık. Önümüz karanlık… Önümüzdeki seçimleri, tünelden evvelki son çıkış olarak görüyorum. Bizden sonraki kuşak fakirliğin içinde doğduğu için elinden çalınanı da bilmeyecek, buna karşı da çıkamayacak. O yüzden iktidarın değişmesi gerekiyor. İnsanların artık omurgasına sahip olması lazım.”
Ertan Akpınar
“BÜYÜMEYİ CÜZDANDA HİSSEDEMEDİK”
Yıldırım Çelik: “Ben hissetmedim. Bu büyüme daha çok endüstrici ve iş adamlarına yansıyor, o denli görüyoruz. Ben bu büyümeyi cüzdanımda hiçbir biçimde hissetmedim.”
“BAŞIMIZDAKİLER BÜYÜYOR FAKAT HAYAT ÇOK PAHALI”
Ali Korkmaz: “Hiçbir şey hissedemedim, hayat çok kıymetli. Başımızdakiler büyüyor lakin hayat çok kıymetli. Küçücük bir odada oturuyorum, 1500 lira kira ödüyorum. Ufacık, tek oda… Taban fiyata biraz daha artırım yapmaları lazım…”
“MAAŞLAR BÖYLEYKEN BÜYÜMENİN BANA YANSIMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Yaşar Süel: “Emekliye bu soruyu sorduğun vakit yanıtı net: Olumsuz. Fiyatların düşük olduğu bir ortamda büyümenin bana yansıması mümkün değil. Maaşım fazla olursa tahminen bana da yansır. Ancak yansıyacağını da pek ümit etmiyorum. Maaşların artmamasının sebebi ‘ekonomik’ diyorlar lakin ben inanmıyorum. Bence bir tercih.”
“ALIM GÜCÜMDE ARTIŞ VAR”
İsmini vermek istemeyen vatandaş: “Bu büyümeyi pek yeterli hissediyorum. Alım gücümde artış var. Ben mutluyum şu andaki ortamdan, ömürden, iktidardan.”