Zafere giden yolda yaşanan tökezleme
Masters 1. Aşama’da rekabet had safhadaydı. Siyah-turunculular hakkında büyük umutlar besleniyor olsa da elde olmayan sebeplerle Fnatic biraz uyumsuz bir kadro oyuna sürmek zorunda kaldı. Yaşanan en büyük kriz de Derke’nin oynayamamasıydı.
O günleri “Bana İzlanda’da [Masters 1. Aşama] oynayamayacağım söylendiğinde oyunu oynamayı bıraktım” şeklinde anlatıyor. “Çok fazla oynuyordum ama oynamayacağım söylenince neredeyse tamamen bıraktım. Kuzey Amerika’dan bazı diğer profesyonel oyuncularla birkaç kez oynadım ama motivasyonum kalmamıştı. Bana muhtemelen playoff’larda oynayabileceğim söylendiğinde bile ilgilenmedim çünkü sahnede oynayamayacaksam ne anlamı vardı ki?”
Zamanla kadro toparlandı ve Emir Ali ‘Alfajer’ Beder’in ekibe katılması ona tekrar motivasyon aşıladı, ekip kazanmayı sürdürdükçe de kararlılığı ve direnci yavaş yavaş tekrar yerine geldi. “Ne kadar çok oynarsam takıma o kadar yardımımın dokunduğunu fark ettim. Şimdi Masters 2. Aşama’ya kaldık. Tekrar sahneye çıkmak, etrafımda takım arkadaşlarımla LAN etkinliğine dâhil olmak benim için çok anlamlı, muhteşem bir his. Kopenhag için gerçekten çok heyecanlıyım.”
Mini de Derke’nin söylediklerini destekliyor ve “böyle şeyler olur” diyor. Kadrodaki değişikliklerin kontrolü ellerinde değildi ve o da takımını “sonuna kadar gitmeye ve kaybetmemeye” odakladı, takımı da tam olarak bunu yaptı.
Kusursuz bir performans
Fnatic galibiyet serilerine yabancı sayılmaz, Masters 1. Aşama’ya namağlup girmişti ve Alfa Dünya’daki tarihleri boyunca sayısız kusursuz seri gördü. Ekip birer birer galibiyetleri toplarken mini, bu üstün performanslarının rekabette oyuncularına avantaj sağladığına inanıyor.
“Bence bir şeyleri doğru yaptığımıza dair kendimize güvenimiz arttı” şeklinde konuşuyor. “Bu yeni bir kadro sayılır ve metada büyük bir değişim gerçekleşti, zamanımızın sınırlı olmasına rağmen iyi sonuçlar yakalamayı başardığımızı görmek harika.”
Tabii ki Boaster [Jake Howlett, Fnatic takım lideri] ve ben çalışmamız ve geliştirmemiz gereken birçok nokta tespit ettik ama geliştirmeniz gereken alanlar olmasına rağmen grubunuzda 5 – 0 yapabildiğinizi görmek çok güzel bir his.”
Derke de ona katılıyor ve şu konuya dikkat çekiyor, “Üst yarı finallere hazırlanmak için daha fazla zamanımız oldu ve onları kazandığınızda LAN etkinliğine gitmeyi garantiliyorsunuz. [5 – 0 ile] daha fazla hazırlanabildik, daha fazla şeyi düzelttik ve ayrıca kusurlarımızı da açık etmek zorunda kalmadık.
Diğer takımların bize karşı oynamaktan korkacağını biliyorduk çünkü grup aşamasında bir sürü kusursuz harita ile 5 – 0 yapmıştık. FPX ve G2 Esports’a karşı olanlar dışında çok yakın geçen maçlarımız da olmadı. Bence bu bize zihinsel olarak bir avantaj ve aynı zamanda özgüven sağladı, özellikle Alfajer için çünkü o henüz çok genç ve benim geçen yıl yaşadığım gibi, bir takıma girip üst lige yükselmek onun için çok güzel bir şey. İnsanı çok iyi bir ruh haline sokuyor.”
Boaster’ın gizlenerek yaptığı imha sayesinde EMEA Champions 2. Aşama’yı galip bitirmeleri konusunda Derke şunları söylüyor, “Herkes çok sessizdi ve sonra [imha bittiğinde] çığlıklar atmaya başladık çünkü başarmıştık.”
Her ne kadar Boaster gibi twerk yapmasa da (“öyle bir şey asla yapmam” iddiasında), ekibin yaşadığı sevinç çok büyüktü ve Masters Kopenhag kupasını gözlerine kestirdikleri çok belli.
Kopenhag ve Masters Kopenhag kupası için verilecek savaş
Bütün gözler Masters’a çevrilirken, Danimarka’nın göz kamaştıran başkenti Kopenhag, Alfa Dünya’nın görüp görebileceği en sert savaşlarının bazılarına sahne olmaya hazırlanıyor.
Fnatic’in (ve genel olarak EMEA’nın) Masters 1. Aşama’da gösterdiği nispeten hayal kırıklığı yaratan performans ve Kuzey Amerika ekibi OpTic Gaming’in galibiyeti hakkında mini şunları söylüyor, “Kuzey Amerika’nın artık daha iyi bir bölge olduğunu söyleyenler görüyorum. Katılamayacağım.”
Fnatic şüphesiz ki şampiyonu gözüne kestirmiş durumda çünkü “tecrübeliler, yetenekliler ve kazanmak zorundalar.” Mini’ye göre “EMEA dünyadaki en zorlu bölgelerden biri, hatta belki de en zorlusu. Bu galibiyet serimizi devam ettirebilme imkânımız var.”
“Şu takım büyük bir tehdit veya bu takım fazla güçlü şeklinde düşünmekten hoşlanmıyorum” diyor Derke. “Geçmişte böyle hissettiğim tek takım FPX’ti ama artık hiçbir takıma karşı tehdit altında hissetmiyorum, neticede FPX’i yendik.”
“Uluslararası turnuvalara gittiğimde kimse gözümü korkutamıyor. Kendimin en iyi oyununu oynayacağım ve insanların ne dediğini önemsemiyorum.”
Masters Kopenhag, 10 Temmuz’da start alıyor. İngiliz ekibinin uluslararası arenada göstereceği performansı izlemek için gün sayıyoruz. Kesin olan tek bir şey var, savaşmadan pes etmeyecekler.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı