Obezite cerrahisi, dünyada olduğu üzere Türkiye’de de giderek yaygınlık kazanıyor. Obezite cerrahisinde psikiyatrik ve psikososyal değerlendirmenin kıymeti de her geçen gün artıyor.
Bu kapsamda pek çok kilo verme cerrahisi merkezi, psikiyatrik ve psikososyal değerlendirmeyi de içeren multidisipliner hasta kıymetlendirme yaklaşımını uyguluyor. Bu hususta şimdi dünyada kabul görmüş bir uzlaşı kılavuzu mevcut olmasa da bu çerçevede, farklı uzman uzlaşı metinleri mevcut olup sıhhat otoriteleri tarafından dikkate alınıyor.
“PSİKİYATRİK DEĞERLENDİRMENİN EHEMMİYETİ HAK ETTİĞİ İLGİYİ GÖRMÜYOR”
Doç. Dr. Güzin Sevinçer, obezite cerrahisinde psikiyatrik değerlendirmenin kıymetinin obezite cerrahları, hastalar, hatta ruh sıhhati çalışanları tarafından şimdi hak ettiği ilgiyi görmediğini belirterek, şunları kaydetti:
“Psikiyatrik değerlendirmenin gerekli olup olmadığı, kıymetlendirme yollarının nasıl olması gerektiği, değerlendirmeyi yapacak bireylerin nitelikleri ve yetkinlikleri, yapılan değerlendirmenin kalitesi ve yeterliliği tartışılmaya muhtaçlık duyulan hususların başında geliyor. Obezite cerrahisi hastalarının cerrahi süreç öncesi ve sonrasında, yeme bozuklukları ve öbür psikiyatrik ve psikososyal bozukluklar açısından rutin olarak değerlendirilmeleri ve gerekli olguların daha dikkatli tedavi ve takip sürecine alınması için psikiyatri değerlendirmesine sunulması gerekmektedir.”
Sevinçer, hastaların psikiyatrik ve psikososyal istikametten dikkatle ele alınmasının, ferdi olarak ömür kalitesini artırdığı üzere ameliyat sonrası kilo verme üzerine olumsuz etkileri engellemesi bakımından da değerli olduğunu vurgulayarak, “Bu mevzuların ilgili platformlarda tartışılması ve ortak bir yaklaşım sergilenebilmesi için uzman kılavuzlarının geliştirilmesi gerektiği aşikar” sözünü kullandı.