Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Tülek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, artan Covid-19 hadise sayılarına ait değerlendirmelerde bulundu.
Vaka sayılarındaki artışın dünya genelinde yaşandığına ve bunun beklenen bir durum olduğuna işaret eden Tülek, bunun sebebinin çok bulaşıcı olan Omicron varyantı ve alt çeşitleri olduğunu vurguladı.
Tülek, bu varyanta bağlı mevt oranlarının ise başka varyantlara kıyasla daha az olduğunu belirterek, “Fakat kümülatif hadise sayısı arttığında buna bağlı olarak hastaneye, ağır bakıma yatışlar ve vefat oranları da artıyor. Bu, tüm dünyada beklenen bir tablo.” diye konuştu.
Omicron’un BA.4 ve BA.5 alt çeşitlerinin çok daha bulaşıcı olduğunu ancak ağır hastalık yaptığına dair şimdi katılaşan bilgilerin bulunmadığını anlatan Tülek, bu varyantlarla birlikte hastalığa ait klinik bulguların değiştiğini, koku-tat alamama, yüksek ateş ve teneffüs problemi üzere semptomların çok azaldığını lisana getirdi.
“NEZLE YA DA ÜST TENEFFÜS YOLU ENFEKSİYONU ÜZERE İLERLİYOR”
Prof. Dr. Tülek, “Şu an Covid-19 kaynaklı en sık gördüğümüz tablo, neredeyse bir nezle ya da hafif üst teneffüs yolu enfeksiyonu üzere ilerlemesi. Burun akıntısı, burunda tıkanıklık, hapşırma, hafif baş ağrısı, hafif halsizlik üzere belirtilerle karşılaşıyoruz.” tabirlerini kullandı.
Kişilerin bu sebeple “grip oldum” kanısına kapıldığını vurgulayan Tülek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Grip gibisi semptomları yaşayanların muhakkak Covid-19 ihtimalini düşünmeleri ve PCR testi yaptırmaları gerekiyor. Şu an test oranlarının düşük olduğunu biliyoruz. Ayrıyeten bu semptomları olan şahısların kalabalık ortamlardan uzak durması, katiyen maske kullanması ve bu semptomların başlangıcından itibaren 7-10 gün kadar maske kullanımını sürdürmesi çok değerli.
Omicron çok bulaşıcı olduğu için uzaklığa de dikkat edilmeli. Genel olarak da herkese kapalı, kalabalık, toplu ulaşım ve yeterli havalandırılmayan tüm alanlarda maske kullanmasını öneriyorum.”
“KORUYUCU ANTİKORLAR SÜRATLE YOK OLUYOR, AŞILAMA BU YÜZDEN KIYMET KAZANIYOR”
Yeni hatırlatma dozlarının öneminli olduğunu belirten Tülek, “Daha evvel Covid-19 geçirenler daha uzun mühlet korunabiliyordu. Lakin Omicron için bu geçerli değil. Çok kısa müddette oluşan kollayıcı antikorlar süratle yok oluyor. Bu nedenle aşılama ehemmiyet kazanıyor.” dedi.
Aşıların daha evvelki varyantlara nazaran tesirinin bir ölçü azaldığını lakin hala ağır hastalıktan müdafaaya devam ettiğini vurgulayan Tülek, “Aşılanan bireylerde hastaneye müracaat yüzde 50’den, ağır bakıma yatış ise yüzde 80’den daha az. Bu nedenle her şeyden evvel aşıların tamamlanması gerekiyor.” ihtarında bulundu.
“RİSKLİ MESLEKLERDE ÇALIŞANLAR DA HATIRLATMA DOZUNU OLMALI”
Prof. Dr. Tülek, hastalığı geçirmemiş, en az 3 ya da 4 doz aşılanmış bireylerden bilhassa 50 yaşın üstünde olanlarla, bağışıklığı baskılanmış bireylere kesinlikle yeni hatırlatma dozunu önerdiklerini vurguladı.
Bu durumda olmayan bireylere de hatırlatma dozunu tavsiye eden Tülek, “Yaş yahut hastalık üzere durumları olmayan bireyler açısından 3 doz mRNA aşısı kâfi olabilir. Ama burada temasa bağlı, hastalık alma riski yüksek mesleklerde çalışanlara da mutlaka yeni hatırlatma dozunu öneriyorum.” halinde konuştu.
Tülek, sonbaharda içeriği varyantlara uyumlu yeni aşıların piyasaya sürülecek olmasına ait de şunları kaydetti:
“Yeni varyantlara karşı geliştirilecek aşıları hepimiz bekliyoruz. Ama var olan aşıların aktifliği bir ölçü azalmış olsa bile hala ağır hastalığı, hastaneye, ağır bakıma yatışı engellemede çok etkililer. Bu nedenle risk kümesinde olan yahut riskli müsabakası yüksek olacak şahıslara kesinlikle hatırlatma dozu aşılarını vaktinde olmalarını tavsiye ediyorum. Aşıların çıkması, çalışmalarının yapılması muhakkak bir süreç alacak ve artık biz risk kümelerini korumak zorundayız”