Sedat Peker’in tezlerinin akabinde gözaltına alındıktan sonra hakkında konut mahpusu kararı verilerek hür bırakılan eski THK Rektörü Ünsal Ban’ın tabiri ortaya çıktı. Ban, sözünde boşanmama etabında olduğu eşi AK Parti Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun bıçakla kendisine saldırdığını, vefatla tehdit ettiğini söyledi. Peker’in paylaştığı Taşkesenlioğlu görüntüsünü paylaşmakla suçlanan Ban, argümanları reddetti.
Sedat Peker’in SPK’daki rüşvet argümanları ile gündeme gelen AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ile boşanma evresinde olan ve Peker’in yayınladığı görüntü nedeniyle gözaltına alınan THK Üniversitesi eski Rektörü Ünsal Ban, tutuklanması istemiyle sevk edildiği mahkemece konut hapsine alındı.
Suç örgütü başkanı Sedat Peker’in paylaştığı görüntü sonrasında gözaltına alınan eski Rektör Ban, sözünde suçlamaları reddetti. Sedat Peker kabahat örgütüne yardım etmek, şahsî dataların kapalılığını ihlal, tehdit ve şantaj ile suçlanan Ban, mahkemedeki sorgusunda aylık gelirinin 100 bin lira olduğunu söyledi.
T24’ten Asuman Aranca’nın haberine nazaran, Ban sözünde şunları anlattı:
‘Sedat Peker ile rastgele bir tanışıklığım yoktur. Sedat Peker (Deli Çavuş) isimli Twitter sayfasından beni, eşimi ve Ali Fuat’ı eleştiren bir tweet vardı. Bu tweetten sonra aile huzurumuz bozuldu. Bu tweetten 2 gün sonra eşim bana bıçakla saldırdı. Aile birliği ve huzuru için bir cürüm duyurusunda bulunmamıştım. Sabah 7 üzere yatak odasındaydım. Eşim bıçak ile yatak odasına girdi. “Seni öldüreceğim” dedi. Telefonumu aldı. Balkondan telefonumu aşağıya attı. Ben bu sırada aşağıya koştum o da koştu ve telefonu aldı. Tekrar mutfağa koştu 2. bıçağı da eline aldı. 2 bıçağı da benim karnıma dayayarak “Seni öldüreceğim” dedi. Ben de “Öldür o zaman” dedim. Sağ ve sol kolumda hafif çizikler meydana geldi. Ben can havliyle üst çıktım. Ben de bu esnada eşime sakinleş seni çekiyorum dedim. Kendisini çektiğimden haberdardı. Nedeni “Artık seni ve kendimi öldüreceğim” demesiydi. Yatak odasının kapısı hala kırıktır. Zira yatak odasının kapısını 3-4 saat kilitlemiştir. Beni 3-4 gün daha mevtle tehdit etti.
“Aralarında Whatsapp yazışmaları olduğunu söyledi”
Ben aile huzurumuzun biraz toparlanabilmesi emeliyle daima Meczup Çavuş isimli hesaba ulaşmaya çalışarak tweetin kaldırılmasını istedim. Belirli bir müddet sonra Face Time üzerinden +1 ile başlayan tanımadığım bir numara tarafından sesli Facetime ile arandım. Telefondaki kişi kendisinin Sedat Peker olduğunu söyledi. Yüzde 80 civarında sesi benzettim. Ben durumu anlattım. Aile huzurumun bozulduğunu, eşim ile boşanma yoluna gittiğimi anlattım. Kendisi “Bu bilgilerin gerçek olduğuna inanıyorum, o yüzden bu tweeti kaldırmayacağım” dedi. Lakin ben kaldırması için DM’den yazmaya irtibat kurmaya çalıştım. Lakin bir 10-15 gün mühlet geçtikten sonra beni manzaralı olarak Facetimeden aradı. Kendisine durumu tekrar anlattım. Kendisi de olayların Zehra hanımın benimle evlenmediği devirdeki olaylar olduğunu anlattı. Ortalarında Whatsapp yazışmaları olduğunu ve yeniden bir şey yapmayacağını tabir etti.
Son görüşmede “Büyük bir vebal alıyorsunuz, bu birçok insanı üzen bir durum” dedim yeniden zorladım. Lakin yeniden bir sonuç elde edemedim. Benim tek hedefim o tweetin silinmesiydi. Ben görüntüyü da kaydederken eşime söyledim. Görüntüyü kaydettiğimi kabul ediyorum. Fakat bu görüntüyü mutlaka ben yaymadım. Telefonu eşim attıktan 2 gün sonra telefonumu değiştirerek yeni telefonumu Iphone marka kullanmaya başladım. Yeni telefonum ile eski telefonumdaki bilgileri aktarmaya çalıştım. Bu aktarma işini yapmaya çalışırken Wifi’den bağlanıyordum. Kimi fotoğrafları mail olarak atmaya çalıştım. Çok vakit almasından sonra bu süreçlerden vazgeçtim. Tek güvenlik zafiyeti bu olabilir. Bu süreçten ötürü birileri bu bilgileri ele geçirmiş olabilir.
“70 milyonluk davayı iletiyle öğrendim”
Eşim bana maddi ve manevi toplam 70 milyon TL’lik boşanma davası açtı. Ben bu bilgiyi yalnızca telefonuma gelen bilgilendirme bildirisi ile öğrendim. Tarafıma atılan iftiralara reaksiyon olarak hesabımdan kelam konusu tweetleri attım. Ben bunları yaymadım, hiç kimseye vermedim. Meczup Çavuş ya da rastgele bir hesap ile de bu bilgileri ve görüntüyü katiyetle paylaşmadım. Ben hiçbir örgüte üye değilim. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme yahut üye olma cürmünü da kabul etmiyorum. Benim ne örgütle ne Sedat Peker ile bir alakam yoktur Akademisyen olarak yıllardır vazife yapmaktayım.
Basında kaçmaya çalışırken yakalandığım servis edilmiştir. Kaçacak olsam elimde yeşil pasaportum ve diplomatik pasaportum vardır. Ben o denli bir şey yapacak olsam Ankara’da yahut İstanbul’da uçağa biner ve dünyanın her yerine gidebilirdim. Birçok ülkeye vizem vardır. Kaçmak üzere bir niyetim asla olmadı. Kaçacak olsam yanımda bu kadar az para bulunmazdı. Kaptan ile yaptığımız yol güzergahı planına nazaran Turgutreis ve Bodrum’da botla gezecektik. Oradan da otomobil ile İzmir’e gidecektim. İzmir’de yanımdaki arkadaşım Yaşar’ın meskeni vardı. En son olarak da oraya gitmeyi planlamıştık. Katiyen kaçmak üzere bir niyetim yoktu. Kaçacak olsam pasaport müdürlüğünden müsaade başvurusu yapmazdım. Üzerime atılan hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Hatasızım, özgür bırakılmayı talep ederim’