Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, temmuz ayı prestijiyle Türkiye’de 1 milyon 476 bin 368 Suriyeliye vatandaşlık verildiğini tez etti.
Türkiye’de bulunan sığınmacılarla ilgili olarak basın toplantısı düzenleyen Özdağ, gerçek olduğunu sav ettiği sayıları paylaştı.
Özdağ, Türkiye’de sığınmacı ve kaçak olarak toplamda 13 milyon kişi bulunduğunu savunurken, bu sayının devletin resmi dokümanlarında yer aldığını, çeşitli kaynaklardan teyit ettiğini ve “yanlış olma ihtimalinin sıfır olduğunu” belirtti.
Vatandaşlık verilen sığınmacı sayısının da 200 bin değil 1 milyon 476 bin olduğunu argüman eden Özdağ, 6’lı masaya seslendi ve “Soylu’nun verdiği 200 bin sayısını gerçek kabul ediyorusunuz. O vakit TÜİK’in enflasyon sayısını da kabul ediyorsunuz siz!” diye konuştu.
Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da seslenirken, “Seni son kere uyarıyorum Süleyman! Senin fonladığın kelamda ruhsal harpçılar bir daha ahlaksız iftiralarla saldırırlarsa, ben senin üzere Twitter’da kimsesiz hesaplar üzerinden onların gerisine saklanıp iftira atmam. Basın toplantısı düzenlerim, bana atmış olduğun iftiraların hepsini kamuoyuna gösteririm, onun karşısında da gerçekleri sansürsüz anlatırım. Sen anladın oğlum!” diye konuştu.
Özdağ, şu tabirleri kullandı:
“İstanbul’daki sığınmacı ve kaçak istilasından kaçanlar Karadeniz’de kentlerine döndüklerinde, kentlerinde ekonomik dertlerin yanında kaçak istilasıyla karşı karşıya kalıyorlar.
Samsun, Giresun, Ordu esnafı, sığınmacılardan bıkmış durumda. Kendilerini mülteci üzere hissediyorlar, üzgünler ve kızgınlar. Zafer Partisi’nin sığınmacı ve kaçaklar siyaseti Karadeniz’de de coşku ile karşılanıyor.
Bütün Türk halkı üzere Karadeniz de umudunu zafer partisine bağlamış.
Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en değerli sorun, sığınmacı ve kaçaklar meselesidir.
AK Parti, Türk milletine düşman sığınmacı siyasetiyle, ülkemizin göç ismi altında işgal edilmesinin yolunu açmıştır.
Türk milletinden, sığınmacılarla ilgili bütün gerçekler gizleniyor.
2011 sonrasında izlenen göç siyaseti ile hazırlanan göç yönetimi yasası, Türkiye’nin sessiz istilasının altyapısını türel olarak hazırlamıştır.
AK Parti, 2018-2023 ahenk planı ile resmi devlet siyaseti olarak Suriyelilere vatandaşlık verme siyasetini uygulamaktadır.
Türkiye’deki Suriyelilerin, Afganların, Afrika vatandaşlarının, Pakistanlıların, Irak, İranlıların sayıları, Türk kamuoyundan gizlenmiştir. Bir kısmını kendileri dahi bilmiyor.
2016’dan bu yana, resmi olarak Türkiye’de 3,6-3,7 Suriyeli olduğu İçişleri Bakanlığı tarafından açıklandı. Bu ortada, Suriyeli bayanlarda doğum oranı da 5,3 olarak tabir edilmektedir. Doğum oranı 5,3 olan bir halk, 6 yıldan beri nasıl olur da sabit kalır?
Bu matematik bilimine herhalde Soylu denklemi olarak geçecek yeni bir teorem!
BM, geri dönen sayısını 100 bin olarak veriyor. AKP 500 bin kişi döndü derken palavra söylüyor.
Türkiye’de gerçek sığınmacı ve kaçak sayısı, devletin resmi evraklarına nazaran 13 milyonu bulmuş durumda. Bu açıklamayı yaptıktan sonra Ankara’da fırtınalar koptuğunu biliyorum. Bu bilgi bana 6 ay evvel geldi. Geçen hafta iki farklı kaynaktan 13 milyon sayısını doğrulatınca Türk kamuoyu ile paylaşma kararı aldım. Yanlış olma ihtimali sıfır! Türkiye’de 13 milyon sığınmacı ve kaçak olduğu devletin resmi evraklarındaki kayıt! Bu 13 milyonun yükünü Türk halkı omuzlarında taşıyor. Bu sayı azalmıyor, hudutlarımız delik deşik olduğu için her geçen gün buna yeni sayılar ekleniyor.
AK Parti, vatandaşlık verilen Suriyelilerin ve başka yabancıların sayısını da gizliyor. 22 Temmuz 2022’de Nüfus işleri genel müdürlüğü önünde, arkadaşlarımız ve teşkilatımızla bir toplantı yaptım. Bu toplantıda son yıllarda değişik milliyetlerden vatandaşlık verilenlerin sayılarını açıkladım. Buna nazaran; Temmuz 2022 prestijiyle, 64 bin Iraklıya vatandaşlık verildi. 56 bin İranlıya vatandaşlık verildi. Afrika ülkelerinden gelenlere 54 bin vatandaşlık verilmiş. 13 bin Pakistanlıya vatandaşlık verilmiş. 37 bin Afgana vatandaşlık verilmiş.
Bunların toplam sayısı 256 bin 827…
Ben bunu açıkladım, tıpkı gün nüfus ve vatandaşlık müdürlüğü basın açıklaması yaparak bu sayıların yanlışsız olmadığını söz etti.
Dün, Soylu, TV’de vatandaşlık verilen Afgan sayısının 39 bin 294 olduğunu açıkladı. Bu benim 1 ay evvel açıkladığım sayıdan 1481 tane daha fazla. Demek ki, son 1 ayda 1481 Afgan’a daha vatandaşlık vermişler. Sayın Soylu’ya teşekkür ediyorum. Kendisine bağlı vatandaşlık ve nüfus işlerinin palavra söylediğini, benim hakikat söylediğimi teyit etti.
Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Akşener, öbür partilerin genel liderleri, temmuz 2022’ye kadar vatandaşlık verilen Suriyeli sayısını açıklıyorum. 1 milyon 476 bin 368! 200 bin sayısı yalan!
6’lı masada oturan siyasetçiler, Soylu’nun sayısını gerçek kabul edip 200 bini temel aldığınızı açıladınız. Kılıçdaroğlu, ülke seçime giderken 300-500 bin bireye vatandaşlık verilmedi diye kamuoyunu yanlış bilgilendirdiniz. İşte gerçek rakamlar!
Sadece İstanbul’da günde ortalama 70 Suriyeli aileye vatandaşlık veriliyor. Bunu 8 ile çarpın. Anne, baba ve 6 çocuk…
Biliyorum ki bu sayısı İçişleri bugün yalanlayacak. Sayın Erdoğan, vatandaşlık alanların vatandaşlığının yürürlüğe girmesi için bir cumhurbaşkanı kararnamesi çıkartın ve Resmi Gazete’de yayımlanmadan vatandaşlık haklarını kullanamazlar deyin, kanun gerekiyorsa Meclis’ten çıkartalım, siz yalnızca 200 bin bireye vatandaşlık verdiyseniz biz de sayalım sahiden 200 bin mi! Bu sayı palavraysa ben de sizden özür dileyeyim! Fakat Afgan sayısında benim hakikat söylediğim ve vatandaşlık ve nüfus işlerinin palavra söylediği ortaya çıktı.
6’lı masa, Soylu’nun verdiği 200 bin sayısını yanlışsız kabul ettiğini açıklıyor. O vakit TÜİK’in enflasyon sayısını da kabul ediyorsunuz siz!
Vatandaşlık verilenlere 10 yıl oy vermeyi engelleyen bir yasal düzenleme yapılması kaçınılmazdır. AK Parti gidince bu vatandaşlıkların hepsini iptal edeceğiz.
Bana gelen bir bilgi de, son haftalarda vatandaşlık işlerinin, nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğünden alınarak Saray’a devredildiğidir. Milletimiz ve devletimiz bir felaketle karşı karşıya.
Troller bana iftiralarla saldırıyorlar. Soylu, seni bir defa uyardım, ben korkutacağın siyasetçilerden değilim. Özel istihbarat grupların benimle ilgili fakat benim istediğim kadarını biliyorlar. Benim istemediğim hiçbir şeyi bilemezler. Devletin kaynaklarını, parasını, istihbaratını pis hesapların için kullanıyorsun. AKP içinde kimlere hangi kumpasları hazırladığını, kimleri takip ettirdiğini, kimlere prestij suikasti yaptığını biliyoruz! Vekillerin konuşmalarını izlediğini, elinden geçtiğini sen söyledin basın toplantısında. Sen kimsin ki TBMM üyelerinin özel görüşmelerini dinleme hakkını kendinde görüyorsun!
Seni son kere uyarıyorum Süleyman! Senin fonladığın kelamda ruhsal harpçılar bir daha ahlaksız iftiralarla saldırırlarsa, ben senin üzere Twitter’da kimsesiz hesaplar üzerinden onların gerisine saklanıp iftira atmam. Basın toplantısı düzenlerim, bana atmış olduğun iftiraların hepsini kamuoyuna gösteririm, onun karşısında da gerçekleri sansürsüz anlatırım. Ben siyasetin terbiye ile ve siyaset sonları içinde yapılması gerektiğine inanan bir gelenekten geliyorum. Senin üzere, FETÖ ile gibisi yapılarla mafyayla bağım yok. Benimle ilgili istediğin dezenformasyonu yap fakat bunu yaparken şunu düşün, benim hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok. Senin çok şey var. Ben kimsenin gerisine saklanmam, toplantı düzenler bildiklerimi anlatır, ‘çıkıp yanıt ver’ derim. Sen anladın, sen anladın oğlum”