Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, Isparta’dan Ahmet Davutoğlu’na birtakım sorular sordu. Özdağ, şunları söyledi:
* Sıkıntıyı daha rahat anlamamız açısından Ahmet Davutoğlu’nun bir an evvel açıklama yaparak Haziran ve Kasım ortasında olan bitenlerle ilgili gerçekleri Türk kamuoyuna paylaşması Türkiye’nin bundan sonraki güvenlik sisteminin sağlanması açısından da büyük ehemmiyet taşımaktadır.
* Ben bunu boşu boşuna lisana getirmiyorum, ‘Ahmet Davutoğlu konuş ‘diye. Zira Türkiye’nin önümüzdeki kısa devirde birkaç ay içerisinde çok önemli bir terör dalgası ile karşı karşıya kalması büyük bir ihtimaldir.
“İSİM VEREREK SUÇLAMADA BULUNUYOR”
* Ahmet Davutoğlu’na yaptığım davetlere verdiği yanıt benim psikoloğa görünmem halinde oldu. İsterse Ahmet beyefendiye el ele tutuşup da gidebilirim psikiyatriste. Hiç sorun yok. Dışarıya hangimizi geri bırakırlar onu bilmiyorum lakin ben seve seve birlikte gidebilirim.
* Sıkıntı ne benim ruh sıhhatim ne Davutoğlu’nun ruh sıhhati; sıkıntı Türk beşerinin, Türkiye’nin güvenliği. Ahmet Davutoğlu, Haziran – Kasım 2015 ortasında gerçekleşenlerle ilgili olarak yakın etrafı ile yapmış olduğu konuşmada isim vererek suçlamada bulunuyor. Davutoğlu çıksın bunu kamuoyuna anlatsın. Madem sen bu isimleri yakın çevrene vererek suçluyorsun, o vakit konuş.
* Şimdiye kadar gündeme getirmemiştim ancak Ahmet Davutoğlu’nun bugün yapmış olduğu açıklama üzerine onu da gündeme getirme gereği hissediyorum.
“MUSUL BAŞKONSOLOSLUĞUNU IŞİD’E TESLİM Mİ ETTİNİZ?”
* ‘Musul Başkonsolosluğu’nda ne oldu? Musul Başkonsolosluğu’nu IŞİD’le anlaşarak IŞİD’e teslim mi ettiniz? IŞİD’le hangi pazarlığı yaptınız? Musul Başkonsolosluğu IŞİD tarafından işgal edilmeden Başkonsolosluk ‘tan kimler ayrıldı?
* Ayrılırken yanlarında Ankara’ya neleri getirdiler? O bireyler yanlarında getirdikleri şeylerle ayrılırken Başkonsolosluğu’n basılacağını ve IŞİD’e teslim edileceğini, Türk diplomatları biliyorlar mıydı? Haydi Ahmet bir de buna karşılık ver. Cehennemin kapılarını açtın. Artık konuşalım…
“BURDUR GÖLÜ HACMEN YÜZE 45 KÜÇÜLDÜ”
Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ ziyaretlerine Burdur’da devam etti. Burdur gezisi sırasında Burdur Belediye Lideri Ali Orkun Erçengiz’i de ziyaret etti. Burdur’un çeşitli problemlerinden bahseden Erçengiz, Burdur Gölü’nde 19 metre çekilme olduğunu ve hacminin ise yüzde 45’ini kaybettiğini söyledi. Ali Orkun Erçengiz ayrıyeten, sığınmacılardan ötürü daha çok kaynak üretmek zorunda kaldıklarını belirtti. Erçengiz, Somalililerin, Burdur Devlet Hastanesi’nin diyaliz kısmına yığılmaları sonucu oluşan hasta şikâyetleri nedeni ile birçok hastanın Antalya’ya sevk edildiğini söyledi.
Ali Orkun Erçengiz, şöyle konuştu:
* Olağan kurallarda bizim burada küçükbaş hayvancılığın daha yaygın olması lazım. Biz, bir proje kapsamında burayı büyükbaş hayvancılığa evirdik. Bu da değerli bir su kaybına neden oldu. Bunun çabasını veriyoruz.
* Burdur, karasal iklim ve yağış açısından da orta kurak iklime yakın bir bölge. Büyükbaş hayvancılığı körüklediğiniz vakit büyükbaş hayvan yem bitkisi üretimine de yönelmek zorundasınız. Yeraltı stratejik suları tüketmek yahut birtakım kaynakların önünü kapatarak sulama barajları yapmak demek. Bunlar yapılmaya başlanınca su havzaları değişmeye başladı. Budur Gölü’nü kesinlikle görmüşsünüzdür. Hacmen yüzde 45’ini kaybetti. Besleyen hiçbir kaynak kalmadı.
“SALDA GÖLÜ’NDE 5 METRE ÇEKİLME VAR”
* Salda tarafında çekilme daha derin. Salda Gölü’nde düşeyde 5 metre çekilme var. Burdur Gölü’nde düşeyde çekilme kot manasında söylüyorum; şu anda 19 metreyi buldu. 2015 yılında bir iskele yaptık. Yaptığım iskele şu anda kıyıdan 17 metre geride kaldı. Oradan tekneye binilirken bizim iskele şu anda karada.’
* Ali Orkun Erçengiz, Burdur’daki sığınmacı problemlerinden da bahsetti. Kendi ortalarında getto kültürü oluşturmaya çalıştıklarından bahsetti. Market, cafe, lokanta üzere işletmeler açtıklarını söyleyen Erçengiz, bu işletmelerin tutmayıp kapandığını da söyledi.
* Esnafı geziyorum, Afgan market açılmış. Suriyeli lokantası açılmış. Somalililer Derneği var. Biliyorsunuz bizim ruhsatlandırmada kurallarımız muhakkak. Ruhsatlandırma koşullarını uyumlu hale getiren… Bizim buna dur deme talihimiz yok. Bunu yaptığınız vakit anayasal cürüm işlemiş oluyorsunuz. Buna bir pürüz yok. Kendi ortalarında bir dayanışma ve getto kültürü oluşturmaya çalışıyorlar.’
* Somalililer daha öncesinde vilayet özel yönetimin lojmanları boşaltılmıştı. Oraya yerleştirildi. Geçenlerde şöyle bir kahır oldu; bu Somalililerin bir kısmı böbrek hastası. Burdur Devlet Hastanesi’nin diyalizini değerli ölçüde meşgul etmişler. Vatandaştan bu türlü bir şikâyet gelince bir kısmını alıp Antalya’ya gönderdiler. Göç Yönetimi’nden net somut sayılar alamıyoruz.
* Daha çok kaynak üretmek zorundayız. Onlar da bizimle bir arada tüketiyor. İnsani muhtaçlıklar kesinlikle mevcut. Bayram tatiline gidebiliyorlarsa dönsünler memleketlerine.’