Zafer Partisi önderi Ümit Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ortasındaki sorunun şahsî olmadığını söyledi. Soylu ile ortalarında geçen telefonda küfürleşme olayının ayrıntılarını anlatan Özdağ, “Bu küfürleşme benim açımdan da Türkiye açısından da şahsî bir sorun değil. Bir baskıcı rejimin İçişleri Bakanının, bir parlamentere ve parti genel liderine siyasetlerini engellediği için ve deşifre ettiği için nefret kusmasıdır. Benim Soylu’nun temsil ettiği rejimle kavgam Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti arbedesinin yansımasından ibarettir” dedi.
Sözcü muharriri Hürmet Öztürk’e konuşan Özdağ, şöyle devam etti:
“Soylu neden yıllardır Özdağ’a hakaret ediyor? Zira Soylu’nun, Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Türkiye’nin demokratik yapısını bozan, Anadolu’yu bir iç savaşa sürükleyen, emperyalist projelere hizmet eden siyasetleri karşısında duran tek parti Zafer Partisi’dir. Arbedenin en kıymetli boyutu Anadolu’nun Türksüzleştirilmesine karşı Zafer Partisi’nin gösterdiği direnç ve Soylu’nun ümmetleştirme siyasetidir.
Bir TV programında bana, 86 yaşındaki anneme, aileme hakaret etti. Göç Yönetimi Başkanlığı kanalıyla fonlamış olduğu pejmürde, ahlaksız siteler aracılığı ile ben ve parti yöneticileri ile ilgili ahlaksız haberler yaptırıyor. Bu mevzuda kendisini WhatsApp üzerinden ağır biçimde uyardım. Yaptırmış olduğu bizimle ilgili bir pis haberi kendisine yollayarak uyardım. Birkaç dakika sonra beni aradı.
Soylu, telefonda ‘Siz beni tehdit ediyorsunuz” dedi ve küfür etmeye başladı. O küfürler edince, ben de anlamış olduğu lisandan yanıt verdim. Almanya’da bir içişleri bakanı, değil bir milletvekiline, sade bir vatandaşa küfretse vazifeden alınır.”
Oğlu Alp’ten özür diledi
Soylu ile telefonda görüştüğünde oğlunun da yanında olduğunu ve konuşmalara şahit olduğunu söyleyen Özdağ, oğlundan özür diledi;
“Süleyman Soylu küfür ettiğinde, benim de buna karşılık verdiğimde çok az gördüğüm 10 yaşındaki oğlum Alp’le birlikteydik. Natürel o da küfürleşmeleri duydu. Bana dedi ki; “Baba, Türkiye’de 85 milyon vatandaş var, bir tanesi İçişleri Bakanı ile küfürleşiyor. O da benim babam.” Sevgili Alp’ten de bu türlü bir şeye şahit olmak zorunda bıraktığım için özür diliyorum. Ancak Türkiye’nin geleceğinde Süleyman Soylu tipi siyasetçilerin olmaması için uğraş verilmeli.”
“Zafer Partisi’ni oyları bölmekle suçlamak siyasal ahlaksızlık ifadesidir”
Muhalefetin oylarını bölmekle suçlanan Özdağ, bu tezlere şöyle cevap verdi:
“Özellikle şunun altını çizmek isterim: İki seçim var. Bunlardan birisi cumhurbaşkanlığı seçimi, başkası ise parlamento seçimi. Parlamento seçiminde oy bölmek kelam konusu değil. Her parti kendi oyunu alıyor. Oy bölünmesi cumhurbaşkanlığı seçimi için geçerli. Biz de cumhurbaşkanlığı seçiminde oyları bölmeyeceğimizi, birleştireceğimizi, Altılı Masa’nın Mansur Yavaş’ı aday çıkarmasını önererek daha baştan deklare etmiş bir partiyiz. Hal böyleyken Zafer Partisi’ni oyları bölmekle suçlamak siyasal ahlaksızlık sözüdür.”
“Mansur Yavaş’la adaylık konusunu görüşmedik”
Özdağ, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Mansur Yavaş’la konuşup konuşmadığı, adaylık önerip önermediği sorusuna, “Hayır, kendisiyle hiç konuşmadım” karşılığını verdi.
Seçimlerde hangi ittifak içinde yer alacaklar?
Özdağ’a seçimlerde hangi ittifak içinde yer alacakları sorusuna da şu açıklamayı yaptı:
“Zafer Partisi, Türk milleti ile ittifak yapmış durumda. Mevcut ittifak yapılarının içerisinde değildir lakin Zafer Partisi’nin etrafında oluşabilecek bir yeni ulusal koalisyon konusunda da görüşlere, yaklaşımlara açığız.”