Ücretli öğretmenler, takım talebiyle Ankara’da aksiyon yaptı. Fiyatlı Öğretmenler Dayanışma Derneği Lideri Levent Atasoy, “Bizler, toplumun en mağdur kısımlarından biriyiz. Fiyatlı polis var mı? Fiyatlı tabip var mı? Fiyatlı milletvekili var mı? Neden fiyatlı öğretmen var? Bu mağdur bölüme artık birileri ‘dur’ demelidir. Bir öğretmen asla bu koşullar altında çalışmamalıdır” dedi.
Ücretli öğretmenler, bugün Ulus Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde buluşarak kendilerini takıma almayan hükümeti protesto etti. Fiyatlı öğretmenler ismine basın açıklamasını okuyan dernek lideri Levent Atasoy ve dernek yöneticisi Gülcan Akdoğan, şunları söyledi:
“ÖZLÜK HAKLARIMIZ YOK. ARKADAŞLARIMIZ MAĞDUR, HİÇBİR DÜZENLEME YOK”
“Sayısız basın açıklamaları ve görüşmeler yaptık. Hususumuz daima birebirdi. Fiyatlı öğretmenler ve altında ezildikleri bu kast sistemi. Yıllardır sesimizi duyurmak için canla basla uğraştık. Şu an geldiğimiz nokta ise koskoca bir sıfır. Haklarımızı istiyoruz. Özlük haklarımız yok. Arkadaşlarımız mağdur, hiçbir düzenleme yok. Hâlâ taban fiyat altında ve yarım SGK primi ile çalışıyoruz. Ne vakit buna tahlil bulacağız? Hangi meslekte bu ezik kurallar var? Yok. Kaldı ki bizler öğretmeniz. İsmimiz öğretmen; statü yok, takım yok. Neyiz biz, bunu sorgulamaya geldik. Mobbinglerden bıktık, aç yaşamaktan yorulduk. Bizler öğretmeniz, açlık hududu altında, üç kuruşa bu tertip içinde yaşamak istemiyoruz. İtiraz için buradayız. Bu, bir emeğin sesidir. Ne vakit duyacaksınız? Bir öğretmen 3, 5, 6 bin liraya çalışır mı?
Yıllardır taleplerimizi, bir öğretmene yakışır formda her yere ilettik. ‘Bu uygulama yanlıştır’ dedik. ‘Ücretli kavramı bile bir hatadır’ dedik. Bizler öğretmeniz, eğitim fakültesi mezunuyuz, formasyon sahibiyiz. Bizleri, ‘At bakıcısı öğretmen olur mu’ diye damgalayanlar var. Bu neyin başı, sorgulamaya geldik. Yaşlarımız 30-35-40 hatta 50 oldu. Alanında uzmanlaştık. 10-15 yıl çalışan arkadaşlarımız uzman değil de nedir, anlayamadık biz.
“YOL VERİN BİZLERE, ZELZELE BÖLGESİNDE DENEYİMİMİZ İLE ÇOCUKLARIMIZIN YARALARINI SARALIM”
Kadro için buradayız, deneyimliyiz. Deneyimimiz kıdemimiz, bizler kıdemliyiz. Yol verin bizlere, zelzele bölgesinde deneyimimiz ile çocuklarımızın yaralarını saralım. Devletimizin elinde altın üzereyiz. İşleyin bizleri, vazife verin, yükü omuzlarımıza alalım. Emektarız bizler, anayız babayız. Bizler en âlâ anlarız o çocukların yaralarını, yol verin bize gidelim. Vazifeden kaçmıyoruz. Tercih edilmeyen yerlere de gidelim. Kâfi ki anavatanımızın, bayrağımızın dalgalandığı yer olsun, vazifeye hazırız. Fiyatlı öğretmenler olarak kimsenin gitmediği yerlere yıllarca, vazife verin gidelim, hazırız. Büyük felaketin yaşandığı birinci andan itibaren fiyatlı öğretmenler yardıma koşmuş, birebir anda derneğimize sayısız bildiriler gelmiştir. Bütün arkadaşlarımız ‘Biz vazifeye hazırız, gitmek istiyoruz’ demişlerdir. Bu bir fazilettir. Bu, bir mesleksel deneyimin itimadıdır.
“HER ALANDA ATAMALAR DEVAM EDERKEN BİR TEK BİZİM ARKADAŞLARIMIZ MAĞDUR BIRAKILIYOR”
Arkadaşlarımız kendilerine sonsuz güveniyorlar. Yıllardır atama bekliyorlar. Her alanda atamalar devam ederken bir tek bizim arkadaşlarımız mağdur bırakılıyor. Buradan tekrar sesimizi duyuruyoruz. Atama istiyoruz. Deneyim sahibi her kişinin devlette yer alması gerektiğine inanıyoruz. Bu arkadaşlarımız bu yaştan sonra diğer işler yapamazlar. Emekli bile olamıyorlar. Bu mağdur durumlar bize kâfi. Artık ödül istiyoruz. Bundan sonra devlette sabit misyon istiyoruz. Her yıl öğretmen atamalarında bu emektar fiyatlı öğretmenlerin haklarının kendilerine iadesinin, takım ile verilmesini istiyoruz.
“ÜCRETLİ POLİS VAR MI? FİYATLI TABİP VAR MI? FİYATLI MİLLETVEKİLİ VAR MI? NEDEN FİYATLI ÖĞRETMEN VAR”
Ücretli öğretmenler olarak, artık resmi dernekler olarak daha güçlüyüz. Haklarımızın kendimize iadesini, mesleksel onur içinde vazife yapmak istiyoruz. Tahlil bekliyoruz. Sabırla yıllarca bekledik. Kararımız nettir. Temmuz ayında toplu davalarımızı da açacağız. Haklarımızı ya alacağız ya alacağız.
Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği olarak bütün yetkililere buradan sesleniyoruz. Bizler toplumun en mağdur bölümlerinden biriyiz. Fiyatlı polis var mı? Fiyatlı hekim var mı? Fiyatlı milletvekili var mı? Neden fiyatlı öğretmen var? Bu mağdur bölüme artık birileri ‘dur’ demelidir. Bir öğretmen asla bu kurallar altında çalışmamalıdır. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve sonrasında Ulusal Eğitim Bakanımız bizim bu sesimizi artık duymalılar. Öğretmeniz biz. Toplumu eğiten, ona istikamet veren insanlarız. Bu kurallar bize reva mıdır? Bizler, fiyatlı öğretmenler olarak haklarımızı aramaya devam edeceğiz. Sesimizin duyulacağına inanmak istiyoruz, zira öbür deva yoktur. Fiyatlı öğretmenler olarak, ismimizin ‘ücretli’ olarak anılmasını dahi istemeyen bizler, bu kurallar altında da artık çalışmak istemiyoruz.”