Gazeteci Levent Gültekin toplumsal medya hesabından cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilen Muharrem İnce ile ilgili “Şimdi aldığım bir habere nazaran Muharrem İnce, Millet İttifakının yarın Ankara’daki mitingine katılmayı kabul etmiş.” bilgisini paylaşmıştı.
Bu paylaşımın altına karşılık veren CHP Parti Meclis Üyesi Eren Fazilet, “Levent, sen bize neler ettin. Bizi sadece Kılıçdaroğlu aday olsun dedik diye “Saray ajanı” yaptın. Ha ahali unutur, ben unutturmam. Her hatırını sana hatırlatacağım bir ömür. Hele şu seçim bitsin…” dedi.
Sonrasında bildirilerinde sertleşen ikili ortasında şu diyalog geçti:
Levent Gültekin: Eren bir defa sana demedim sen niçin kendini nimetten sayıyorsun? Senin tek bir gayenin var vekil olmak, onu kim sağlarsa onu desteklersin. 2018’de Kemal Beyefendi için dediklerini de unutmamıştır millet, kaldı ki sen beni unutsan ne olur unutmasan ne olur?
Eren Fazilet: Levent, 2018’de Kemal beyefendiye gidip; “beni Cumhurbaşkanı yapın, muhafazakar gençler bana bayılıyor” dediğin günleri bilirim bezik. Florya’daki otelde.
Kapıda bekliyordun.
Ben vekil adayı olmadım; cebinde sakla bunu. Fakat bu günleri unutma. Kuruşu kuruşuna “Kılıçdaroğlu kazanamaz” kampanyası için kaç kuruş aldığını, kimlere itlik yaptığını 16 Mayısta “belge belge” açıklayacağım.
O Floryadaki otelde; “mihafajakay kijlay bana hayyan” diye zırlayışının gün ve saatini yazmamı ister misin?
Pislik!
Levent Gültekin: Terbiyesiz, bu dediklerinin bir adedini ispat et, tek bir adedini utanmaz insan. 16 Mayıs’ı bekleme. Çirkeflik yaparak sefil durumunu örteceğini sanıyorsun. Burada kimseyi mahkemeye vermedim ancak bu ahlaksız savların için seni vereceğim
Eren Fazilet: Aylarca “Chp’de casuslar var, Saray casusları var, Kılıçdaroğlu’nu aday yapmaya çalışıyorlar” üzere tezviratlarla ortalığı karıştırıp; Kılıçdaroğlu’nu zayıf-kazanamaz gösterme ismine aylarca kampanya yaptın.
Ver beni mahkemeye, gelip tüm şahitlerle yazdıklarımın gerçekliğini ispat edeceğim.
Ama senden tek ricam var.
Seçime kadar sus.
Adaylaşma mühletince; “yok, Kılıçdaroğlu olursa iç savaş çıkar, yok kan çıkar” üzere gerçekdışı öyküler anlattın. Seçime kadar sus. Sonra mahkemede; karşına o ettiğin kelamları yüzüne bakarak dinleyen bireyleri dizeceğim; namus kelamı. Sus, gölge etme. Bye.