Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD), iş insanları ile finans kuruluşlarının temsilcilerini buluşturmak için İzmir’de “Yatırım Zirvesi” düzenledi.
Doruğun açılışında konuşan TÜSİAD İdare Heyeti Başkanı Orhan Turan, Covid-19 salgınının akabinde Rusya-Ukrayna ortasındaki savaşla insanlığı son derece etkileyen bir periyoda şahit olunduğunu belirtti.
Ekonomik açıdan bozulan, değişen arz zincirleri, enerjide yaşanan kahır, besin arzı ve güvenliğinin tüm dünyada yeni bir gündem oluşturduğunu kaydeden Turan, ham husus ve besin fiyatlarındaki artış gibi risklerin temel insani muhtaçlıkları ve toplumsal dengeyi tehdit edecek ölçeğe ulaştığını tabir etti.
Bu yıl Davos Zirvesi’nde öne çıkan başlıkların besin ve iklim koşularının değişimine bağlı olarak şekillenen jeopolitik istikrarlar ve sürdürülebilirlik olduğunu aktaran Turan, şunları kaydetti:
“Tüm dünyada besin güvenliğinin risk altında olduğu ve enflasyonu denetim etmenin daha sıkıntı olacağı bir sürece girdik. Bu liste halihazırda ulaştığımız son derece yüksek enflasyon sayıları ve komşu coğrafyalarındaki mülteci akımları nedeniyle Türkiye için bir kat daha şiddetli bir süreç oluşturacaktır. Tedarik zincirindeki değişim ve kopma eğilimi pandemiden daha evvel de başlamıştı.
Korumacılık, devletin iktisattaki rolünün artması, ticaret siyasetlerinin dış siyasetin aracı haline getirilmesi üzere gelişmeleri aslında gözlemliyorduk. Fakat bu değişim ve kopma süreci pandemiyle de sürat kazandı. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve Çin’deki tekrar artan hadiselere karşı alınan radikal önlemlerle de önemli bir kırılma yaşandı. Uzun devirde çoklu krizleri yaşadığımız bu konjonktürde değişimin ne çok süratli ne de kolay olacağını düşünüyoruz.”
Ekonomileri desteklemek için yaşanan rekor nakdî genişleme ve düşük faiz siyasetinin sona erdiğini savunan Turan, enflasyonla gayretin temel öncelik olduğu ve gerekirse büyümeden taviz verilebileceği bir periyoda girildiğini anlattı.
Tüm dünyada finansman şartlarının zorlaşmaya başladığını vurgulayan Turan, “Türkiye iktisadı potansiyeli çok yüksek, gerçek kısmı de yaşanan şoklara karşı son derece esnek bir iktisat. Bunların yanında güçlü bir finansal sistemimiz var. Keza nüfusumuz son derece genç ve dinamik. Tüm bu gerçekler iktisadımızı emsallerimizden, yakınımızdaki Avrupa iktisadından de ayrıştıran güçlü yanlarımız.
Bugün geldiğimiz noktada bu kadar süratli değişen ve bir taraftan da yeni fırsatları sunan küresel şartlarda içeride yaşadığımız enflasyon, kur, faiz döngüsünden çıkamadığımız için bu fırsatları gereğince kıymetlendiremiyoruz. Dünyadaki değişimin suratını ve bunun sunduğu ümyatırım fırsatlarını istek ettiğimiz seviyede de yakalayamıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Turan, ucuz iş gücüyle, ihracatta rekabet kazanma evresinin yerini yüksek nitelikli iş gücüyle ve teknolojiyle yüksek katma kıymet yaratmaya bıraktığını lisana getirdi.
Türkiye’nin stratejik pozisyonu, lojistik altyapısı ve büyük pazarlara erişim alanı ile milletlerarası yatırımcılar için kıymetli bir yatırım merkezi olduğunu, bu rolünü güçlendirmek için hem özel kesim hem de kamu tarafından yürütülen çalışmaların süratlice hayata geçirilmesinin değer taşıdığını söz eden Turan, “Zor küresel şartlar beraberinde yeni fırsatlar da getiriyor.
Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya bir taraftan son derece kuvvetli ancak bir taraftan da iktisadi açıdan muazzam avantajlar barındırmaktadır” görüşünü paylaştı.