Türkiye Seyahat Acenteları Birliği (TÜRSAB) İdare Heyeti Lideri Firuz B. Bağlıkaya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un seyahat acenteleriyle ilgili yaptığı değerlendirmenin bir küçümseme olduğunu belirtti.
Bağlıkaya, “Türkiye’ye gelen 50 milyon turistin 40 milyonu seyahat acentesiyle geliyor. Sonuç prestijiyle bu işi 100 acentenin yapmadığını, geriye kalan 10 bin 900 acente biliyor. Herkesin çorbada bir tuzu var. Kiminin daha fazla kiminin daha az. Lakin seyahat acentelerini küçümseyen hali şiddetle kınıyoruz. İtirazımız buna zaten” dedi.
TÜRSAB İdare Konseyi Lideri Firuz B. Bağlıkaya, TÜRSAB TV’de dün yayınlanan “Firuz Bağlıkaya ile TÜRSAB Gündemi” özel yayınında bölümün gündemini kıymetlendirdi. Programda, öne çıkan satır başları şöyle:
‘Taksim’deki atak ülkemize ve turizme yöneliktir’
‘Seyahat acentelarını küçümseyen tutumu şiddetle kınıyoruz’
Kültür ve Turizm Bakanı’nın seyahat acenteleriyle ilgili ‘Acentelar bir işe yaramaz. 50 tane, 100 tane acente var. Bunlar da benim arkadaşım ben watshapp’tan müellifim getirirler’ dedi. 11 bin acente var. 11 bin acenteyi küçümsemesi, bunları anlatırken gülmesi Sayın Bakanın yeni tutumu değil. Son derece dengeli davranmaya devam ediyor. Biz de kurumun, acentelerimizin prestiji için gayret ediyoruz. Bizim söylediğimiz de bakanın bize söylediği de çok net. Biz burada 11 bin tane seyahat acentesinin hakkını hukukunu ve prestijini müdafaaya çalışıyoruz. Bunların turizmin neferleri olduğunu; nitekim bu arkadaşlara sırf ekonomik manada bakılmaması gerektiğini, iş turizmi, sıhhat turizmi, kongre turizmi, kruvaziyer yapanın da bir acente olduğunu, memleketin iktisadına şöyle yahut bu türlü katkısı olduğunu anlatmaya devam ediyoruz. O da acenteleri küçümsemeye devam ediyor. ‘Siz esasen kaç kişisiniz’ diyor.
‘Sayın bakan kendi içinde matematiğini yapmıştır muhtemelen’
‘Seyahat acentelerinin Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’ndaki (TGA) hakkı yarım koltuktu biz tam koltuk verdik’ diyor sayın Bakan. Kendi içinde matematiğini yapmıştır muhtemelen. Fakat şöyle bir şey var; tanıtımın ve pazarlamanın kanalı seyahat acenteleridir. Turizm alanında yaşanan değişimler, seyahat acenteliğini yok etmiyor. Sayın Bakanın da bir sürü şirketi var. Dijital şirket de sonuçta seyahat acentesi. Yani online kanallar da seyahat acentesi. Prosedürler değişti diye seyahat acentelerinin işlevi, fonksiyonu falan bitmiş değil. Sayın Bakanın söylediği üzere gelen ziyaretçinin yarısı da kendi gelmiyor. Dünya Turizm Örgütü’nün raporuna nazaran dünyadaki seyahatlerin yüzde 80’i hala organize seyahatlerle yapılıyor. Yani Türkiye’ye gelen 50 milyon turistin 40 milyonu seyahat acentesiyle geliyor. Sonuç prestijiyle bu işi 100 acentenin yapmadığını, geriye kalan 10 bin 900 acente biliyor. Herkesin çorbada bir tuzu var. Kiminin daha fazla kiminin daha az. Lakin seyahat acentelerini küçümseyen tutumu şiddetle kınıyoruz. İtirazımız buna zati.
‘Olağan Genel Kurul’a ağır iştirak önemli’
TÜRSAB Bölge Temsil Konseyi seçimleri ile genel konseylerine seyahat acentelerinin iştiraki düşüktü. Bölümümüzle ve TÜRSAB’la ilgili yaşanan birçok sorunun tahlil mercii genel heyetlerdir. Meslektaşlarımızın bu genel konseye mümkün olduğunca çok iştirak göstermesi, mesleğe sahip çıktığımızı göstermesi lazım. Biz seçimlerde İstanbul acentelerinin iştirakini artırmak için elimizden geldiği kadar çabalayacağız. Tüm acentelerin seçime, kongreye katılması lazım ki örgütsel gücümüzü gösterelim.”
Bakan Ersoy ne demişti?
Bağlıkaya’nın kınadığı konuşma Bakan Ersoy tarafından 8 Kasım’da 24 TV canlı yayınında yapılmıştı. Meslekte 37 yılı geride bıraktığını kaydeden Ersoy, “Hep diyorlar ya, ‘14 bin seyahat acentesi var, 14 bin seyahat acentesi getiriyor. Şöyle bir baktığımız vakit. Yarısı kendisi geliyor. Kalanın yüzde 80’i de yaklaşık 100 tane seyahat acentesi ile geliyor. Zati hepsinin işverenleri arkadaşlarım. Zati bir şey olursa bana WhatsApp’tan yazıyorlar. Bir o kadar getiren yabancılar (yabancı tıp operatörleri-TG) onların CEO’ları da yakın arkadaşım. Yani bir kriz olduğu vakit onlarla çabucak bir yerde buluşup WhatsApp’ta ‘şu uçakları getir bakalım, ne yapacağız’ diyebiliyoruz” demişti.