Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından, bu yıl ‘Yeşil Dönüşümün Paradigmaları’ temasıyla dokuzuncusu gerçekleştirilen ve çevrimiçi düzenlenen zirvede, küresel iklim krizi, yeni riskler ve kaygılarla birlikte, sürdürülebilir iş dönüşümünün ne derece acil ve önemli olduğunun altını bir kez daha çizdi.
“İNSAN TABİATA KARŞI SORUMLU”
Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa, Yeşil İş Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, doğrudan insan kaynaklı, üretim ve tüketim çılgınlığı ve bunları kullanma biçimlerinin ciddi sorunlar oluşturmaya başladığını, o nedenle çevre konusunda sadece teknoloji değil mevzuat düzenlemelerine de ihtiyaç olduğunun anlaşıldığını söyledi.
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YATIRIM ORTAMINI DA İYİLEŞTİRECEK”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, artan nüfus, azalan doğal kaynaklar, üretim ve tüketim kalıplarının süregelen yapısının, küresel riskleri çevresel konularda yoğunlaştırdığının altını çizdi.
Davos’ta da konunun ele alındığına dikkati çeken Turan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki dönemde, tüm düzeylerdeki tartışmalarda daha çok odaklanacağımız konular yeşil ve dijital dönüşümün etkileşim alanları, pandemi, Rusya-Ukrayna savasıyla kırılganlığı iyice belirginleşen küresel tedarik zinciri ve işbirliği kanallarının her düzeyde güçlendirilmesi ihtiyacı olacak” diye konuştu.
“YENİLENEBİLİR KAYNAKLARLA 6 KAT FAZLA ELEKTRİK”
Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine vurgu yaparak, “2040 yılına kadar yenilenebilir kaynaklardan 6 kat fazla elektrik üretilecek. Dünyanın karbon emisyonlarının yüzde 60’ından fazlasından sorumlu enerjiyle ilişkimizi yeniden gözden geçirmeliyiz.
Elektrik 4,0, verimlilikle birlikte, yenilenebilir enerji kaynaklarını desteklemesi ve karbon emisyonu hedeflerine ulaşmamızda yardımcı olacak. Elektrik 4,0 sayesinde israfın da ortadan kalktığını, yeni enerji dünyasının inşa edildiğini söyleyen Tuncer, “Günümüzde üretilen enerjinin yüzde 60’ından fazla israf ediliyor. Verimlilik için dijital teknolojileri artık daha fazla kullanmalıyız” ifadelerini kullandı.
“CİDDİ YAPISAL DEĞİŞİME İHTİYAÇ VAR”
Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, ‘Ekonomik büyümeyi sürdürürken yeşil dönüşüme lidrelik etmek’ başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, enerjide ciddi yapısal değişime ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı. Shell’in gündeminde enerji verimliliğinin uzun süredir olduğuna vurgu yapan Erdem, 2030 ve 2050 hedeflerinden bahsetti.
Erdem, “Net karbon sıfır olma yolculuğunda Shell’in rafinerilerindeki petrol ürünü üretimini azaltma yönünde de hedefleri var. 95 milyon tondan, 2030’a geldiğimizde 45 milyon tona düşürmek gibi bir hedefimiz vardı.
Burada 75 milyon tona düşürmüş durumdayız. Bu da hedefe doğru olan gidişi gösteriyor. Aynı şekilde elektrik araçlar artıyor. TOGG geliyor. Elektrikli araçlar daha çok öne çıkıyor. Yine 2030’da ulaşmak istediğimiz 560 terawatt saatin, yaklaşık yarısına gelmiş durumdayız. 251 terawatt/saat bir elektrik hacmimiz oldu. Bu da hedefe doğru gidiyor” dedi.
“ENERJİ TASARRUFU EĞİTİMLERİNDE 7 MİLYON ÇOCUĞA DOKUNDUK”
Enerjisa Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Yetkinlikler Bölüm Başkanı Ebru Taşçıoğlu, kentleşmeye dikkat çekerek, teknolojiyle desteklenmiş şebeke ve alt yapı yatırımlarına ihtiyaç olduğunu söyledi.
Kurumsal müşterilere güneş enerjisi sistemleri sunduklarından bahseden Taşıçıoğlu, “Enerji verimliliği danışmanlığı yapıyoruz. Şu ana kadar toplam 13,4 megavatlık bir kapasite kuruldu ve bu da 6 bin hane halkının bir yıllık kullanımı bedelinde. Enerji verimliliği projelerinden de 2 bin hanelik bir enerji tasarruf sağladık” diye konuştu.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİMİ
IC İbrahim Çeçen Yatırım Holding CEO’su Murad Bayar, sürdürülebilirlik ajandası oluşturmanın birinci hedefleri olduğunu söyleyerek, yaptıkları çalışmaları anlattı.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) desteğiyle Boğaz’da deniz kirliliği tespit projesini hayata geçirdiklerini, böylelikle gemilerden kaynaklı kirliliği azaltmayı hedeflediklerini, özel otoyol işletmecilerinde ise sürdürülebilirlik raporlarını yayımladıklarını açıkladı.
“SOFRA ŞEKERİNDEN DETERJAN, ATIK GİYSİDEN YUMUŞATICI”
Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Ev Bakım Kategorisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Fuat Orhonoğlu, plastiksiz çözümlere gittiklerini ve bütün süreçler gözden geçirerek, ambalajları, formülleri ve ürünleri sürdürülebilir kaynaklara kaydıracaklarını söyledi.
Sürdürülebilirlik noktasında ön yıkamayı ortadan kaldırıp su tüketimi azaltacak yönelime çok erken başladıklarına işaret eden Orhonoğlu, “Bu alışkanlık ortadan kalktı ve su tüketiminin azalmasına katkı sağladı” dedi.
OMO ve Cif markalarında ambalajların tamamında geri dönüştürülmüş plastik kullanmaya başladıklarına işaret eden Orhonoğlu, yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı: “OMO’da plastikte 70 ton tasarruf sağladık. Sadece bir senede. Bu da artarak sürecek. Konsantre çözümlerle ambalaj kullanımı azalacak.
Atık giysilerden yumuşatıcı, sofra şekerinden bulaşık deterjanı projesi için çalışıyoruz. Diğer taraftan Migros’la iş birliği yaptık. Ortak bir dolum ünitesi kurduk. Tüketici sıvı deterjanı bitince ambalajıyla geliyor ve o musluktan deterjanını dolduruyor. Plastik kullanımı azalıyor. Şu anda sadece Ataşehir’de. Türkiye’nin bir çok yerine yaygınlaşacak.”
“BÜYÜK YOK OLUŞUN EŞİĞİNDEYİZ”
Carbon Free Group CEO’su Jae Mather, iklim değişikliğini kanser hücrelerinin büyümesine benzeterek, “Etraftan aldığımız sinyalleri göz ardı ediyoruz. Bu da sağlıklı hücreleri öldürüyor” ifadelerini kullandı.
Yapılan çalışmaların, ciddi sorunlara işaret ettiğini ve bio çeşitliliğin yüzde 50’sinin önümüzdeki 100 yılda yok olacağını gösterdiği uyarısı yapan Mather, “Büyük yok oluşun eşiğindeyiz aslında” dedi.
“PATATES ÜRETİMİNDE SU TÜKETİMİNİ YÜZDE 50 AZALTTIK”
PepsiCo Yiyecek Kategorisi Kıdemli Pazarlama Direktörü Seren Çankırı, dünyanın en büyük tarım işletmelerinden biri olduklarını belirterek, teknoloji ve dijitalleşmenin yenileyici tarım uygulamalarının en önemli parçasını oluşturduğunu söyledi.
Çankırı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Düşük basınçlı sulama teknolojilerine ciddi yatırımlar yapıyoruz. 2010 yılından beri net tarla verimini yüzde 30 artırdık, depo firelerini yüzde 26 azalttık. Bir patates üretimi için tüketilen su miktarını yüzde 50, birim patates üretiminde salınan karbon seviyesini yüzde 50 azalttık.
Tarımda birim başına kullandığımız suyu Türkiye’de yüzde 50 azaltmayı başardık. Tarlalarımızı yapay zekayla anlık takip ediyoruz. Verim ve kalitenin istenen seviyede olmasını sağlıyoruz. Tarlalarda kullanılan su tüketimini daha da azaltmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
“ENERJİ SEKTÖRÜNDE DÖNÜŞÜM GEREKİYOR”
EnerjiSA Enerji İletişim Direktörü Göktürk Demirel, dünyada üretilen karbon emisyonunun yüzde 80’inin enerji kaynaklı olduğunu, elektriğin de yüzde 60’ının fosil kaynaklardan üretildiğine işaret ederek, enerji sektöründe bir dönüşüm gerektiğinin altını çizdi.
Allianz Global Sürdürülebilirlik Müdürü Pırıl Kadıbeşegil, iklim konusunun giderek geliştiğine şahit olduklarını ve sürdürülebilirlik raporlamasının artık finansal raporlama gündemine de girdiğini söyledi.
“YEŞİL FİNANSMAN ADIMLARI ATILIYOR”
Kalkınma ve Yatırım Bankası Sürdürülebilirlik ve Çevresel, Sosyal Etki Yönetimi Müdürü Erhan Çalışkan, sürdürülebilir finansmanda iklim değişikliğiyle mücadele, yenilenebilir enerji, kaynak verimliliği ve döngüsel ekonominin, temel odak alanları olduğunu söyledi. Avrupa Birliği’nin (AB) sürdürülebilirlik taksonometrisinin 2020’de regülasyon olarak yayımlandığına işaret eden Çalışkan, “Burada iklim değişikliğinin azaltılması, kirliliğe karşı önlem ve kavramlar yer alıyor.
Ülkemizde ise Yeşil Mutabakat Eylem Planı yayımlandı ve Ticaret Bakanlığı’mız koordinatörlüğünde yürütülüyor. Burada bir başlık yeşil finansman. Hazine ve Maliye Bakanlığımız çerçevesinde de sürdürülebilir tahvil çerçeve dokümanı hazırlıkları da bir adım olarak yer alıyordu. Bu da Kasım 2021’de gerçekleşti. Yeşil tahvil ve sukuk rehberi de hedefler arasındaydı. Bu da gerçekleşti. Yeşil finansmana yönelik şu anda regülatif anlamda adımlar atılıyor. 2023 yılı sonuna kadar yeşil taksonometrinin hazırlanması hedefleniyor.”
“ÇELİK, ALÜMİNYUM VE ÇİMENTO İLK ETKİLENECEK SEKTÖRLER”
Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, sınırda karbon düzenlemesiyle AB’nin karbonu maliyetlemeyi öngördüğünü ve bu sayede yeşil dönüşümü, ürün mevzuatlarının birer parçası haline getirmeyi, bu standartları karşılamayan ürünlerin de AB piyasasına arzının bile mümkün olmayacağını vurguladı. Güçlü, “AB en büyük ticaret ortağımızken, AB değer zincirlerine entegre oluşken bunlardan uyum sağlamamamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Uluslararası şirketlerin, karbon emisyonlarını azaltmak için taahhütler verdiğini söyleyen Güçlü, sınırda karbon düzenlemesine ilk etapta enerji yoğun sektörlerin tabi olacağını belirterek, “Çelik, alüminyum, çimento bunlar arasında. Kimyasallar da öncelikli sektörlerden. Yapı malzemeleri, tekstil gibi sektörleri de dönüşüm ihtiyacı olan sektörler arasında görüyoruz” açıklamasında bulundu.
Türkiye’de yeşil finansman eko sisteminin gelişmesi gerektiğini belirten Bahar Güçlü, Türkiye’ye yeşil dönüşüm için sağlanacak 3,1 milyar dolarlık kaynağı da anımsatarak, “Firmalarımızın yol haritalarını belirlemeleri çok önemli. İnovasyona daha fazla vakit ve kaynak ayırmak gerekiyor” diye konuştu.
Konferansın stratejik çözüm ortağı Schnieder Electric. Ana sponsorları; Unilever, Turkcell, EnerjiSA, IC Holding. Altın sponsorları; Shell, Borusan Otomotiv, Ford Otosan, DFDS, Lay’s, Kalkınma Yatırım Bankası. Gümüş sponsorları; Coca-Cola İçecek, Quick Karbon, Kontrolmatik ve Kordsa. Ana medya sponsoru NTV.