Türkiye’nin Kredi Risk Primi, 2008 Krizini Aştı: Ekonomistler Durumu Nasıl Yorumladı?

Türkiye’nin 5 yıllık kredi temerrüt takası oranını gösteren CDS primi geçen hafta hızlanan yükselişini bugün de sürdürdü. 837 puan seviyesi ile 2008 krizinde görülen oran aşılınca, bugünü bu seviyede tamamlaması halinde 2003 yılında bu yana görülen en yüksek seviye olacak. 

CDS’in yükselmesi ekonomik risklerin bir göstergesi olurken, bu riskler iç ve dış olarak birleşiyor. Ancak içerde etkisi ise kurlar üzerinde yukarı yönlü bir baskı, kamu ve özel sektörün borçlanmasında zorluk olarak görülüyor.

Türkiye’nin risk priminde yükseliş ivmesi devam ediyor

Geçen haftayı 828 seviyesinde tamamlayan ülke CDS primi yeni haftanın ilk işlem gününde yükselişine devam etti ve 837 puan seviyesine çıktı. 

Günlük kapanış bu seviyeden gerçekleşirse son 19 yılın zirvesi olacak. Dünyada küresel bir finans krizinin yaşandığı 2008 yılı Ekim ayında Türkiye CDS priminde günlük kapanış seviyesi 831 baz puan yaparken, 2003 yılı Mart ayında ki dönemsel bazda ülkede yeni bir hükümet ve sınırda da ABD’nin Irak’ı işgali olduğu bir dönemde CDS 1.416 baz puandan kapanış yapmıştı.

Kısaca bir CDS nedir üstünden geçelim ki uzman yorumları anlam kazansın

CDS çok kısa anlatımla borcunuzu ödememe riskiniz demektir. Bir nevi kişisel kredi puanı gibi düşünülebilir. Bankalar size buna göre kredi verir. Şimdilerde durum bir miktar daha teknolojik algoritmalar üzerinden yürüse de geçmiş dönemde bankacıların sistem içerisinde daha aktif rol aldığı dönemlerde bu kişisel olarak gözlemlenebilen bir olguydu.

Bu kararların içinde bize örnek teşkil eden tedbirler vardı????

Biri BDDK diğeri de TCMB tarafından açıklanmıştı. Tüketici kredilerine vade sınırı ve kredi kartlarında yüksek limitlerde yüksek ödeme zorunlulukları getirilmişti. Merkez Bankası da Resmi Gazete kararı ile yine ticari kredilere uygulanan zorunlu karşılık oranını %20’ye yükseltmişti. 

Ne demek? Kısaca resmi olarak borcunuzu daha hızlı ödeyin, daha az borç alın demek oluyor. 

Yani finansman dönüşlerinde sorun yaşanmaması için ve piyasadaki nakit rahatlığını kısmak için alınan tedbirler vadeyi kısalttı, ZK oranı ile bankaların kredi oranlarını yükseltmesini sağlamasa da daha az kredi vermesini hedefledi. Bunlar bize faiz artışını hatırlatsa da faiz artışı olmadan yapıldı.

Dönelim CDS’e! Tüm bunları niye anlattık?

Kredi riskiniz artarsa size borç verenler vadeyi kısaltır çünkü süre uzarsa risk artar. Bir de daha yüksek oranlarda faiz ile kaynak bulursunuz.

Türkiye dış finansmana, yabancı sermaye girişleri azaldığından bu yana daha çok ihtiyaç duyuyor. Kurlardaki yükseliş de maliyeti artırırken, Merkez Bankası’nın uzmanların uyardığı döviz önlemleri kaynaklarda erimeye yol açıyor. Tüm bunlar CDS’lerin yükselmesinde birer etken oluyor.

Uzmanlar ne diyor bakalım mı?

Maliyetlere ve likiditeye etkisi de burada????

“Bu tablo riskleri artırdı. CDS artışı kur üzerinde de baskı yapacak”

Gedik Yatırım Başekonomisti Serkan Gönençler ise CDS yükselişinin etkisini Sözcü’de şöyle açıklıyor: 

Hazine’nin dış borç maliyetleri yüzde 9’lardaydı, yüzde 10’lara gittiğini göreceğiz. Özel sektörde oran daha yüksek olacak. Yüzde 12’nin üzeri görülecektir. Özel sektörün ilk dört ayda yüzde 157 seviyesinde olan dış borç çevrim oran da yüksek maliyetler nedeniyle düşebilir. CDS artışı kur üzerinde de baskı yapacak. Enflasyonda düşüşün başlayacağına yönelik henüz bir emare yok. CDS artışında başlıca neden bu. Cari açık bu yıl güçlü turizm gelirine rağmen 40 milyar doları hatta enerji fiyatlarında normalleşme olmazsa 50 milyar doları da aşabilir. Bu tablo riskleri artırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir