Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Bölgesel Başekonomisti Roger Kelly, Türkiye’de ekonomik aktivitenin son periyotta yüksek seyretmesine karşın, enflasyonun yüksek düzeyleri görmesi, cari açığın büyümesi ve Türk lirasının baskı altında kalmasıyla makroekonomik dengesizliklerin de ağırlaştığını kaydetti.
‘Bankacılık kesimi kuvvetli şartlara dayanıklı’
Türk bankacılık kesiminin kuvvetli makroekonomik şartlara karşı güçlü olduğunu gösterdiğini belirten Kelly, “Sektör uygun formda sermayelendirilmiş durumunu sürdürüyor, (bankacılık sektöründe) problemli varlıklar emsallerine kıyasla düşük kalıyor. Mevcut para siyaseti yaklaşımına bağlı yüksek net faiz marjları sayesinde banka getirileri güçlü” yorumunu yaptı.
EBRD’nin bu yıl Türkiye iktisadı için mayıs ayında yüzde 2 olarak iddia edilen büyüme beklentisini 4.5’e yükselttiğini hatırlatan Kelly, “Türkiye’nin yılın birinci yarısındaki performansı, son varsayımımızda öngördüğümüzden daha güçlüydü. Bilhassa özel tüketim, yüksek enflasyon oranlarının gerçek gelirler üzerindeki beklenen tesiri göz önüne alındığında, büyüme beklediğimizden değerli ölçüde daha dirençli oldu” değerlendirmesini yaptı.
‘Seçim dayanakları daha da artıracak’
Hane halkının enflasyonda artış beklentisiyle tüketim harcamalarını önden yüklemeli, yani görece daha erken ve toplu, bir halde yapmış olabileceğine dikkati çeken Kelly, Türkiye’de hane halkının harcamalarının hükümetin satın alma gücünü destekleyecek önlemlerle, bilhassa de minimum fiyat ve emekli maaşlarına artışlarla desteklendiğini söyledi. Kelly, “Önümüzdeki seçimler göz önüne alındığında, yetkililerin (hükümetin) gelecek aylarda dayanak sağlamaya devam etmesini bekliyoruz” dedi.
Bankanın iktisatların enflasyon oranlarına ait varsayımları yayımlamadığını hatırlatan Kelly, “Ancak emtia fiyatlarında bir ılımlılık göz önüne alındığında, enflasyonun doruğa yakın olduğu ve baz tesirlerinin yıl sonuna kadar bunu (enflasyon seviyesini) yaklaşık yüzde 70’e düşürmesi mümkün görünüyor” tabirini kullandı.