Türk Eğitim-Sen Genel Lideri Talip Geylan, eğitimde 2022 yılında en az 70 bin atama yapılması ve öğretmenlerin ortasındaki kontratlı ile takımlı ayrımının kaldırılması gerektiğini söyleyerek tüm öğretmenlerin takımlı olarak atanması gerektiğini söyledi.
Türk Eğitim-Sen Genel Lideri Geylan, eğitim-öğretim yılının sona ermesi nedeniyle basın açıklaması düzenledi. Ulusal Eğitim Bakanlığının gerekli önlemleri almasının eğitim hayatı için kıymetli olduğunu söyleyen Geylan, “2021-2022 eğitim-öğretim yılı yarın sona eriyor. Öncelikle bir yıl boyunca ağır bir eğitim hayatı geçiren tüm öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyor, güzel tatiller diliyoruz. Öte yandan okullarımızın 2022-2023 eğitim-öğretim yılına hazır olması için yaz tatilinin âlâ kıymetlendirilmesi, Ulusal Eğitim Bakanlığının okulların gereksinimlerini tek tek tespit ederek gerekli önlemleri alması eğitim hayatımız için çok önemlidir” dedi.
Geylan şöyle konuştu:
“Ek bütçe tahsisi yapılmalıdır”
Eğitim-öğretime ayrılan hissenin büyük kısmının işçi masraflarına ayrıldığı düşünüldüğünde MEB bütçesinin istenen ölçüde kâfi olmadığı görülecektir. Şöyle ki, 2021 yılında 146 milyar 920 milyon Türk lirası olan MEB bütçesi, 2022 yılında 189 milyar 10 milyon Türk lirası oldu. Buna karşın MEB bütçesinin 132 milyar 28 milyon 643 bin Türk lirası işçi masraflarına ayrıldı. MEB bütçesinin merkezi idare bütçesine oranı ise 2022 yılında yüzde 10.79 olarak belirlendi. Bu sayı 2020 yılında yüzde 11.45’ti. Görüldüğü üzere 2022 yılı için ayrılan MEB bütçesi ne eğitimin muhtaçlıklarını karşılamaya ne eğitimin kalitesini, verimliliğini artırmaya ne de salgın periyodunun ağır şartlarının yol açtığı başta öğrenme kayıpları olmak üzere birçok sorunu ortadan kaldırmayı sağlamayacaktır. Okulların yaşadıkları finansman sorunu Okul Aile Birliği üzerinden çözmeye çalışması, gereksinimler noktasında yalnız bırakılması, bu istikametiyle veliye yüklenilmesi kıymetli bir problemdir. Hükümet, yapılması gereken yatırımlar, okullara ayrılması gereken ödenekleri de göz önüne alarak MEB’e yeni eğitim-öğretim periyodu başlamadan ek bütçe tahsis etmelidir.
“MEB, yardımcı işçi istihdamını artırmalıdır”
Yardımcı hizmetli işçi eksiği okulların yaşadığı en büyük meselelerden biridir. Ağır bir pandemi geçiren ülkemizde okullarda yeni salgınlar yaşanmaması, hijyen önlemlerinin artırılması, paklık gereçlerinin eksiksiz olarak sağlanması, okulların paklık tarafından yeni eğitim-öğretim yılına hazır olması çok değerlidir. Bu nedenle birinci yapılması gereken konu, okullarımızdaki hijyen önlemlerini yürütecek kâfi sayıda yardımcı hizmetli işçi alımı yapılmasıdır. Okullarımızda ne yazık ki yardımcı işçi sayısı gereksinimin çok altındadır. Hatta okullar bu gereksinimi İş-Kur üzerinden alım yaparak gidermeye çalışmaktadır. MEB’in bu biçimde alım yapmak yerine hizmet çalışanını kendi bünyesine alması gerekmektedir. Ayrıyeten en ücra yerlerdeki okullar dahil tüm okullardaki hijyen materyallerinin eksiksiz olarak temin edilmesi yeni salgın hastalıklarının önüne geçilmesinde değerli bir katkı sağlayacaktır.
“2022 yılında en az 70 bin atama yapılmalıdır”
Öğretmen açığı meselesinin giderilmesi noktasında Türkiye’nin dört bir yanında öğretmen seferberliği başlatılmalıdır. Öğretmen açığı 86 bin fiyatlı öğretmen eliyle giderilmeye çalışılırken, 121 binin üzerinde norm takım açığı varken, bunun yanında atama sayısı 20 bin civarındadır. Bu noktada yapılması gereken; hükümet, MEB ve Maliye Bakanlığının bir ortaya gelerek, her türlü imkanı seferber ederek, 2022 yılında en az 70 bin atama yapılmasının sağlanmasıdır. 2022 yılının başında yapılan atamanın aslında 2021 yılı ataması olduğu göz önüne alınmalıdır. Bilindiği üzere Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, öğretmen atamalarının yeni eğitim-öğretim yılına yetişeceğini duyurdu. Takvimin 2022 KPSS sonrasında açıklanması ve müracaatların alınması durumunda bu sefer 2021 yılında KPSS’ye girecek adaylar mağdur olacaktır. Bu nedenle yapılması gereken yeni atamanın bir an evvel 2021 KPSS sonuçlarına nazaran yapılmasıdır.
“Öğretmenlik Meslek Kanunu ne yazık ki beklentileri ve muhtaçlıkları karşılamaktan çok uzak kaldı”
Öğretmenlerin yıllardır beklediği Öğretmenlik Meslek Kanunu ne yazık ki beklentileri ve gereksinimleri karşılamaktan çok uzak kaldı. Bilhassa imtihan ve eğitim programı kaidesi aranmadan 10 yılını dolduran her öğretmene uzman, 20 yılını dolduran her öğretmene başöğretmen unvanı verilmesi gerektiğini ısrarla yineleyen sendikamızın bu talebinin görmezden gelinmesi kabul edilemezdi. Bu nedenle Öğretmen Meslek Kanunu, başta meslek basamaklarında imtihan kaidesi olmak üzere öğretmenlerimizin faydasına olmayan konuları bakımından sendikamız tarafından yargıya taşındı. Öte yandan ödül sisteminin adil bir halde uygulanması, yönetici atamalarında ve birinci atamalarda mülakatın kaldırılarak yalnızca yazılı imtihan aslına nazaran atamaların yapılması, liyakati sağlayan bir yönetici atama sisteminin ihdas edilmesi, proje okullarına yönetici görevlendirmelerinin MEB yönetici atama yönetmeliğine bağlı hale getirilmesi ve bu halde okullardaki öğretmen ve yönetici atamalarındaki keyfiyete son verilmesi, öğretmenlerin muhatap olduğu mevzuat ve süreçlerin tek bir çatı altında toplanması üzere konuların yer aldığı bir meslek kanunu talep eden sendikamız, bundan sonraki süreçte kanunla ilgili TBMM ve MEB nezdinde her türlü teşebbüste bulunacaktır.
“Tüm öğretmenler takımlı olarak atanmalıdır”
Öğretmenlerin ortasındaki kontratlı ile takımlı ayrımının kaldırılması gerektiğini, tüm öğretmenlerin takımlı olarak atanması gerektiğini vurgulayan Geylan, “Sözleşmeli öğretmenler ile takımlı öğretmenler ortasındaki ayrımın kaldırılması ve tüm öğretmenlerin yalnızca takımlı olarak istihdam edilmesi gerektiğini yıllardır söylüyoruz. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan meslek kanunuyla kontratlı ve takımlı öğretmenler ortasındaki ayrımı ortadan kaldıracaklarını bildirmişti. Lakin meslek kanununda buna ait hiçbir konunun olmaması, Cumhurbaşkanı’nın kelamının yerine getirilmemesi bizleri sükut-u hayale uğrattı. Yapılması gereken 2011 ve 2013 yıllarında olduğu üzere, kontratlı öğretmenlerin takıma geçirilmesi ve bundan sonraki alımların tamamının takımlı olarak yapılması, bu konunun da meslek kanunuyla garanti altına alınmasıdır. Yeni eğitim-öğretim yılında bu talebimizi her fırsatta hatırlatmaya devam edeceğiz.”