Bir zamanlar dünyanın en büyük medya şirketi olan, Acun Ilıcalı’nın sunduğu Var Mısın Yok Musun, MasterChef gibi tv programlarının sahibi Hollandalı Endemol Shine Grubu (ESG), 2017 yılında global bazda finansal sıkıntıya düşmüş, Arjantin ve Kuzey Afrika operasyonlarını kapatmasının hemen akabinde Türkiye’deki iştiraki için de siyasi ve ekonomik gelişmeleri sebep göstererek iflas başvurusunda bulunmuştu. Şirketin eski Türkiye Ticari Direktörü H. Hakan Eren ise yerel şirketin ekonomik durumunun gayet iyi olduğunu, bu girişimin şirket gelirlerini yurt dışına transfer etmek amaçlı yapıldığını iddia etmiş ve iflas davasına müdahil olmuştu. 2019 yılında İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin iflası reddetmesinin ardından önce BAM 17. Hukuk Dairesi, bu ay içinde de Yargıtay 6. Hukuk Dairesi iflasın reddi kararını onadı ve karar kesinleşti. Mahkeme gerekçeli kararında “…iflas istemindeki asıl amacın alacaklıların alacağını ödememek olduğu neticesine varıldığı, borca batıklık bir yana çok ciddi gelir elde eden ve tüm borçlarını ödeyebilecek bir şirket olduğu anlaşılmakla; sabit, samimi, haklı ve yasal görülmeyen borca batıklık sebebiyle iflas talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.” deniliyor. Aradan geçen 5 yıllık dava sürecinde şirket sahipliği, ESG grubunun eski hâkim ortağı 21st Century Fox’un satılmasıyla The Walt Disney şirketine, daha sonra gerçekleşen borç devri ile de Fransız Banijay Grubu’na geçti. Dünya devi bu şirketler ülkemizde yaşanan bu mağduriyete sessiz kalırken, Endemol Shine Türkiye tarafından yapımı gerçekleştirilen ve 100’ün üzerinde ülkeye satılan Paramparça, Kördüğüm, Kış Güneşi gibi dizilerden 17 Milyon doların üzerinde dava süreci boyunca gelir tahsilatı yapıldığı mahkeme kayıtlarına yansıdı. Bu gelirlere rağmen ESG, oyuncu ve ekip alacakları da dahil tüm alacak davalarına itiraz ederek ödeme yapmamış, yüzlerce çalışan ve iş ortağını mağdur etmişti. Kararın kesinleşmesinin ardından şirketin şu anki sahibi Banijay’in nasıl bir tavır alacağı ise ayrı bir merak konusu.
H. Hakan Eren: “Karşınızdaki sözde dünya devi de olsa haksızlığa, adaletsizliğe karşı dik durmak gerekir. Yapının büyük olmasından ziyade zihniyetin doğru olması önemli. 120 ülkede yayınlanan dizilerin oyuncu ve ekip alacaklarına mahkemede itiraz etmeyi seçtiler. Sanki o diziler hiç yapılmamış, bu insanlar o dizilerde yer almamış, çalışmamış gibi. Yaşanan süreçte hem şahsen hem de ekip olarak ciddi sıkıntılar yaşadık, mücadele verdik ama adalet yerini bulmaya başladı. Umarım Yargıtay kararı basiretli bir tüccar gibi yaptıkları hatayı kabullenmelerine vesile olur.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı