23 yaşında yaptığı evliliği sürecinde Hristiyan olmasıyla gündeme gelen, boşandıktan sonra İslam’a yönelen eski model Tuğçe Kazaz, “20’li yaşlarımdaki Tuğçe’yi bugün görsem çok kızardım; kendine, kalbine, vicdanına, organlarına haksızlık ettiği için, hatta onu boğmak isterdim” dedi. Kazaz ayrıyeten, “LGBT bir tercih değil dayatmadır. LGBT aileyi yok etmek, kuşağı durdurmak, nüfusu azaltmak, dini ortadan kaldırmak istiyorlar” iddiasında bulundu.
Son devirde muhalefeti ve toplumun birtakım kısımlarını gaye alan açıklamalarıyla gündeme gelen Tuğçe Kazaz, Sabah gazetesinden Tuğba Kalçık‘a konuştu.
Kazaz, Hristiyanlığa geçtikten sonra içindeki boşluğun daha da derinleştiğini tez ederek, Müslümanlığa dönmesini “Ruhumu ikna eden tek kaynak Kur’an-ı Kerim oldu” diye anlattı.
Kazaz, modellik yılları hakkında, “Kayıp bir periyottu benim için. 20’li yaşlarımdaki Tuğçe’yi bugün görsem ona çok kızardım. Kendine, kalbine, vicdanına, organlarına bu kadar haksızlık ettiği için. Hatta mümkün olsa o Tuğçe’yi boğmak ister, iki dakika tıpkı masada oturmazdım. O kadar uzak bana. Kendime kıymet vermemişim, kendime haksızlık etmişim. Allah’ın bana verdiği aklı yanlış kullanmışım. Aile nizamına, kıymetlerimize değer vermemişim. Lakin bu yanlıştan döndüm şükür” dedi.
“LGBT bir tercih değil dayatmadır”
Kazaz, LGBTİ hakkındaki soru üzerine de şunları söyledi:
“Ben ferdî özgürlüklere çok kıymet veriyorum, şahısların tercihlerine müdahaleyi yanlışsız bulmuyorum ve korunması gerektiğine inanıyorum. Dolaysıyla burada söyleyeceklerim muhakkak LGBT’li bireyleri gaye almıyor. Söyleyeceklerim onların tercihiymiş üzere onlara cinsiyetsizliği dayatan global LGBT lobisine karşı. Zira gençlerimiz taammüden buna özendiriliyor ve yönlendiriliyor. LGBT bir tercih değil dayatmadır. LGBT aileyi yok etmek, jenerasyonu durdurmak, nüfusu azaltmak, dini ortadan kaldırmak, bu jenerasyonları ulus devletlere düşmanlaştırarak yıkmak ve şeytani tertibin sağlayıcısı olan tek dünya devletini kurmak için global şeytanın hayata geçirdiği bir operasyon ve Allah’a karşı açtığı bir savaştır. Şu an dünyanın harika gücü ne ABD ne Çin’dir. Tek muhteşem güç vardır dünyada o da LGBT lobisidir. Buna karşı çıkan devletleri bile yıkacaklar. O nedenle bu şeytanı bugün durdurmazsak o şeytan yarın insanlık kuşağını durduracak. Ne yazık ki, bu lobi sanat topluluğundan da birtakım isimleri kendi gayeleri için kullanıyor.”
“Tek maksadı daha fazla gündeme gelmek, daha çok para kazanmak ve tanınan olmak olan bu isimler de lobiye hizmet ediyor. Evlatlarımızın cinsiyetine göz dikmeye kimsenin hakkı yok. Ben de bu doğrultuda, LGBT işgaline dur demek için, 23 Eylül’de Sultanahmet Meydanı’nda sonlanacak bir protesto yürüyüşü başlatıyorum ve bu ülkenin genç kuşaklarını korumak isteyen herkesi de benimle birlikte yürümeye davet ediyorum.”
“Erdoğan LGBT’yi desteklese, PKK’ya yeşil ışık yaksa onu çok severlerdi”
Kazaz, Kalçık’ın “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı maksada koyan bir kesim var. Siz bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?” sorusu üzerine de şunları söyledi:
“Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Ben Erdoğan’ı yahut AK Parti’yi değil, Türkiye’yi destekliyorum. Onların maksada koymasına gelince; onlar Erdoğan’ı değil, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını maksada koymuşlar. Türkiye’nin gelişen savunma endüstrini ve ağır endüstrideki atılımlarını, hidrokarbon arayan gemilerini, saldırdıklarında karşılık verecek olan S-400’leri, kent hastanelerini, İHA’ları, SİHA’ları, TOGG’u gayeye koymuşlar.
Onlar Güney Kafkasya’da kükreyen Türkiye’yi başa takmışlar. Onlar kurulamayan terör devletini ve tüm taarruzlarına karşın yıkılamayan Türkiye’yi başa takmışlar. Onlar dev güçlere baş kaldıran Türkiye’yi, açılan Ayasofya’yı, devletin içinde yükselen Allah inancını başa takmışlar… Yani sıkıntı Erdoğan değil, problem Türkiye. Yoksa Erdoğan LGBT’yi desteklese, PKK devletine yeşil ışık yaksa onu herkesten çok severlerdi…”