Artı Gerçek’ten Seda Taşkın’a konuşan Vedat Bulut birinci olarak Şebnem Korur Fincancı’nın cezaevindeki durumu ile ilgili konuştu. Avukatların Fincancı ile tutukluluğunun birinci sabahında görüştüğünü belirten Bulut şöyle konuştu:
“Şebnem hocanın yaşı ve kullandığı ilaçlar itibariyle baktığınızda onun sıhhatine da yapılmış bir akındı. Lakin hocamızın şimdilik muhtaçlıkları giderildi. Avukatlarımız sabah yeniden görüşme gerçekleştirdiler. Bizler de yakından süreci takip ediyoruz. Hocamızın morali yeterli. Tüm topluma sevgi ve hürmetlerini iletti. Ve toplum sıhhatini tekrar inşa edeceğimiz bir günün hasretini duyduğunu da tabir etti.”
“Türkiye’de hukuksuz birtakım işler yapılıyor” diyen Bulut, Fincancı’nın gözaltı ve savcılık tabiri esnasında yaşadığı hukuksuzluklara da dikkat çekti. Bulut, “Sabah saat 04.30’da sıhhat raporu alınmasına karar verildi. Bu tahminen Türkiye’de birinci defa yaşandı. Ben buna karanlıkta adalet yahut bariyerli adalet dedim” tabirini kullandı.
Fincancı’nın savcılık tabiri esnasında koridorda 200’den fazla polisin olduğunu belirterek, kurul üyelerinin, oda temsilcilerinin, yurt dışından ve yurt içinden gelen gözlemcilerin adliyeye alınmadığının altını çizdi. Bulut, Fincancı’nın yaşadığı hak ihlallerini raporlaştırarak kayıtlara geçtiklerini belirterek, hazırlanan raporları da Dünya Tabipler Birliği başta olmak üzere milletlerarası sıhhat ve barış örgütlerine rapor halinde sunduklarını belirtti.
TIKLAYIN – Başsavcılık TTB Lideri Fincancı’nın vazifeden alınması için davaname hazırladı
“TTB’ye kayyım atanması kelam konusu değil”
Vedat Bulut, Fincancı’nın ve TTB İdare Heyeti’nin vazifeden alınmasına yönelik davanameyi de kıymetlendirdi. Anayasa’nın 135’nci unsurunun değişmediği taktirde meslek örgütlerinin bağımsızlığına dokunmalarının iç hukuktan döneceğini söyleyen Bulut, bunun aksini yapanların ise kim olursa olsun yargılanacağını söyledi. 6023 sayılı yasaya nazaran TTB’ye kayyım atanmasının kelam konusu olmadığını söyleyen Bulut, şöyle devam etti:
“Çünkü dernekler kanunuyla, meslek örgütleri kanunları farklıdır. Bu üzere hususlarda Asli Hukuk Mahkemeleri misyon alır ve bir yargılama süreci yaşanır ki TTB bunu pek çok defa yaşadı. Evvel Nusret Fişek hocamız yaşadı, sonra Fusün Sayek hocamız yaşadı. 12 Eylül periyodunda Erdal Atabek hocam epey eziyet gördü. Lakin bunların hepsi vakit içinde hukukun yerini bulmasıyla bunu uygulayanların cezalandırılmalarıyla son bulan süreçler oldu. Bu nedenle Türkiye’de TTB’nin vazifesi devam edecektir, mahkemesi elbette yapılacaktır.”