Asrın felaketi, Türkiye nüfusunun beşte birinin yaşadığı 10 vilayette, Kahramanmaraş merkezli olarak 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki sarsıntılarla yüreğimizi vurdu, dahası yakın coğrafyalarda da yıkıma neden oldu. 17 Ağustos 1999’da, 7.2 büyüklüğündeki sarsıntının açtığı derin travma, üzerinden yıllar geçmesine karşın şimdi sağılmadan, 6 Şubat Kahramanmaraş sarsıntısı, toplumda tam bir ruhsal ve sosyolojik enkaz yarattı.
Afetin karşısında yaşanan büyük çaresizlik, zelzelenin oluşturduğu yarıklar üzere insanların yüreğinde ve hafızasında, bir o kadar derin izler, yarıklar bırakacak üzere görünüyor. Fakat asla unutulmayacak bir öteki iz de kentlerin büyük bir kısmı göçük altında perişan halde yardım beklerken, yaşanan trajediyi siyasete husus edenlerin, yalancıların- talancıların-nefret körükleyenlerin yarattığı travma.
Yok baraj patladı, yok sondan mülteciler akın akın geçiyor, göçük altında inleyenlerle dalga geçenler.
Ey pabucumun cengaveri, enkaz başında sevdiklerini bekleyen insanların, bağırmaya- çağırmaya- isyan etmeye, sayıp – sövmeye yerden göğe hakları var.