Türkiye İhracatçılar Meclisi Lideri Mustafa Gültepe, geçen haftalarda söylediği döviz kurları, enflasyon oranında artmalı çıkışını tekrarladı. Gültepe, taban fiyatı daima artırarak bir yere gelinemeyeceğini belirtti.
TİM Lideri Gültepe, Ekonomim gazetesine verdiği röportajda “Politika faizi 9’a düştü. İhracatçı olarak yüzde 5 olmasını tercih ederiz. Finansmana ulaşmak istiyoruz, münasebetiyle kredinin ucuz olması lazım. Faiz düşük olduğunda olağanda dövizin de üstte olması gerekiyor. Finansmana ulaşabilirsek düşük faiz işimize geliyor” dedi.
Gültepe, Dolar/TL’deki yatay seyire değinerek “Faizlerin Bu açıdan inmesini hakikat buluyorum lakin kurun bu düzeyde kalmasını hakikat bulmuyorum. Fiyat tutturma noktasında kurların bizi destekleyecek noktaya gelmesini bekliyoruz. Rekabet edeceğimiz bir ortamın oluşmasını istiyoruz. Enflasyon 3 artıyorsa kurlar da 3 artmalı. Biz de maliyetimizi bilerek fiyatımızı belirleyebilelim” diye konuştu.
Mustafa Gültepe, taban fiyata ait “Türkiye’de minimum fiyatın 300-350 dolar ortasında olması lazım. Maliyet 500 dolar olursa karşılayamayız. Minimum fiyatı daima arıtmakla bir noktaya gelemeyiz. Fiyat artışlarının da durması lazım. Artırım yapıyorsunuz çalışan tekrar mutsuz. Zira sokağın, pazarın tepkisi farklı. Yüzde 30-40 artırım yapsan da pazarda yüzde 70-80 artırım oluyor. Kontrolün sağlanması lazım” tabirlerini kullandı.
Önümüzdeki yıla ait ekonomik beklentilerin olumsuz olduğunu belirten Gültepe, şunları söyledi:
“2023’ün birinci çeyreği net görünmüyor. İmaj epeyce sisli. Kesim bazlı değişkenlik olmasına karşın genel olarak netlik yok. Geçmişe kıyasla kimi noktalarda bütçe kısıntısı yapacağız. Tahminen birebir ciroları ve hedefl eri yakalayamayabiliriz. Bütçeleri yüzde 15-20 küçülterek gideceğiz. 3 ay sonra oturup, dünyanın gidişatını ve ekonomik şartları kıymetlendirerek revize ederiz. Firmaların sermaye yapıları eridi. Enflasyon muhasebesinin uygulanması gerekiyor. Bu tarafta beklentimiz var.”
TİM Lideri, ihracat bilgilerine ait “Yılsonu 250 milyar doları geçeceğiz. Son devirde hür bölgelerin ihracata değerli katkısı var. Parite kaybı, resesyon tesiri, sipariş kayıpları olmasaydı ihracat 270 milyar doları geçerdi. Yalnızca parite 1.15’te kalsaydı bugün 263 milyar doları konuşabilirdik” değerlendirmesini yaptı.