Terör örgütü PKK’nın Mersin Mezitli’de gerçekleştirdiği terör saldırısı sonrası yaşanan “teröristin kimliği” tartışmasını Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan Odatv’ye kıymetlendirdi.
Sadettin Tantan teröristin kimliğinin birinci olarak İçişleri Bakanlığı tarafından değil soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılması gerektiğini söz ederek kelamlarına şöyle devam etti:
“İlk açıklamanın İçişleri Bakanlığı tarafından yapılması yanlışsız değil. İsimli olaylarda soruşturmayı yürüten savcılık olduğu için açıklamanın savcılık tarafından yapılması gerekirdi. Sonrasında ise birinci belirlemelere nazaran diye bakanlık savcılıktan aldığı bilgiyi duyurabilirdi. İsimli Tıp Raporunun çıkması beklenebilirdi kimliği açıklamak için. İsimli Tıp Raporu da çabucak çıkmaz.”
KILIÇDAROĞLU DNA RAPORU İSTEDİ SOYLU “PARMAK İZİ” DEDİ
Terör örgüyü PKK, Mersin Tece’deki polisevine yönelik saldırıyı üstlendiğini açıkladı. Ama PKK açıklamasında saldırıyı gerçekleştiren teröristlerin ortasında Dilşah Ercan olmadığını açıkladı.
Saldırıdan sonra ise İçişleri Bakanlığı saldırganlardan birinin Dilşah Ercan olduğunu duyurmuştu.
Bunun akabinde AKP ve MHP kanadından, CHP’yi ve CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Dilşah Ercan’ı tutuklu gazeteciler listesinde gösterdiği gerekçesiyle ağır tenkitler yöneltilmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “CHP bir ulusal güvenlik sorunudur” diyerek çıkışmıştı.
PKK ise yaptığı açıklamada şu tabirleri kullanmıştı:
“AKP-MHP hükümeti, bu hareketi yapan arkadaşlarımızın ismini tespit edememiştir, bu da istihbaratta ne kadar zayıf olduklarını göstermektedir. AKP-MHP hükümeti, Zozan Tolan arkadaşımızın bu harekette yer almadığını bilmesine karşın şuurlu bir biçimde Zozan arkadaşımızın ismini vermiş, ailesine ve farklı çevrelere karşı baskı aracı olarak kullanmak istemiştir. Zozan arkadaşımızın bu olayla rastgele bir ilgisi yoktur, misyonu başındadır.”
KILIÇDAROĞLUNDAN AÇIKLAMA
Bu durumun ortaya çıkmasının akabinde CHP başkanı de bir açıklama yaptı.
Twitter hesabından sert sözler kullanan CHP önderi, İki gündür kirli propaganda yürüten Erdoğan ve yaveri fotoroman Süleyman… Öldürülen teröristin DNA raporuna karşın, tam 2 gündür palavra söylediniz, havuz medyanız manşetler attı. Halbuki ben ne dolaplar çevirdiğinizi iki gündür biliyorum. Bile bile palavra söylediniz” dedi.
CHP önderi devamında şunları kaydetti:
“Şimdi çıkın ve teröriste ilişkin DNA raporunu açıklayın, bu millet bir defa ağzınızdan hakikat bir şey duysun. Başsavcıya belgeye el koyun dediniz. Başsavcıya sesleniyorum, o belgeyi gizlemeye çalışma, biliyoruz gerçekleri… Utanmıyor musunuz!”
SÜLEYMAN SOYLU’DAN YANIT GELDİ
CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamalarına gece İçişleri Bakanı Süleyman Soylu cevap verdi.
“İki gün PKK’nın ipini bekledin. Bizi tekrar şaşırtmadın” diyen Soylu, Kılıçdaroğlu’nun tweetini alıntılayarak, “Sizin bu devletle bir sorununuz var. Yapılan saldırıyı birinci evvel adamların DEAŞ’a yıktı. Tutmayınca adamların ‘cinnet geçiren bir bayan Polis’ palavrasına sarıldı. Derdiniz, ortağınız PKK’yı kurtarmak” tabirlerini kullandı.
Bakan Soylu devamında Dilşah Ercan’ın parmak izlerinin ve şahit tabirinin tuttuğunu lisana getirerek şunları yazdı:
“Saldırıyı PKK yaptığı muhakkak olup, devletin yargının tespitlerine karşın teröristleri gazeteci kılığına sokup Türkiye’ye “en büyük gazeteci cezaevi” iftirasıyla teröristleri aklaman ortaya çıkınca PKK açıklamasına sığınacak zavallısın.
1- Teröristi taşıyan taksici teşhisini yaptı
2- Yıllarca terör örgütünde birlikte olduğu örgüt mensubu kelamda ölümsüzler taburunda sabotajcı eğitimi alıp Türkiye’de hareket yapmak üzere görevlendirildiğini belirtip çabucak teşhisini yaptı.
3- Güzeline gitmeyecek fakat parmak izleri ile yapılan çalışmada bir adedinde eşleşme çıktı.
4- Kurtarıcın PKK’nın açıklamasındaki teröristlerle ilgili tüm ayrıntılara da çalışılıyor.
5- PKK’nın açıklamasını referans alıp kabul ettiği teröristlerle ilgili şimdi sonucu çıkmamış raporların üzerinden terör örgütünü ve utanılacak parti raporunu muhafazaya alıyorsun.
Yani terör örgütünün tespiti imkansız Suriyeli isim verip,
‘Zozan arkadaşımızın (yani Dilşah Ercan) bu olayla rastgele bir ilgisi yoktur, misyonunun başındadır.’ demesine sığınmaktan bile utanmıyorsun.
6’lı masada sıkıştın
PKK’ya sığındın
Yazıklar olsun…”