Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nca, Çekmeköy Çınar Piknik Alanı’nda düzenlenen “Saadet İstanbul Yaz Şenliği Programı“na katıldı.
Karamollaoğlu, dünyanın zor bir döneme sürüklendiğini, yaşanan sıkıntılara karşı direnebilmenin, herkesin arzusu olduğu kadar, siyasi parti olarak görevleri olduğunu söyledi.
Siyasi partinin ötesinde, inançlara sahip olan bütün insanlığın huzuru, saadeti için çalışan bir teşkilat olduklarını ifade eden Karamollaoğlu, hem Türkiye’de hem bölgede hem de dünyada yaşayanların huzuru, saadeti için çalışmayı görev addettiklerini dile getirdi.
“Bu sıkıntıların üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz”
“Hedefimiz büyük ancak inancımızdan aldığımız şevkle bu sıkıntıların üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz.” diyen Karamollaoğlu, “Birileri ülkemizin güçlenmesini, birileri ülkemizin etkili olmasını arzu etmiyor. Bundan dolayı da içeride bir takım sıkıntıların doğmasını, birtakım çekişmelerin ortaya çıkmasını kendileri için avantaj olarak görüyorlar. Ama hakikaten bilmiyorlar ki bugün bize karşı tavır sergileyenlerin bile biz barış içinde, huzur içinde olmalarını arzu ederiz. Onlar için de gayret gösteririz.“ değerlendirmesinde bulundu.
“Etkili bir noktaya gelmek mecburiyetindeyiz”
Milli Görüşün herhangi bir görüş, herhangi bir siyaset ifadesi olmadığına dikkati çeken Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
“Bu bölgeyi karıştırmak isteyenler ülkemizin bölünmesini de hedefliyorlar. Sık sık söyleme ihtiyacı duyuyoruz. Amerika Birleşik Devletleri’nin de diğer Siyonist kuruluşlarının da hedefi Büyük Orta Doğu Projesi’ni gerçekleştirmek. Peki ne demek Büyük Orta Doğu Projesi? Aslında bunu Türkiye’ye çevirdiğimiz zaman çok açık ve net olarak söylüyorum ki bunun adı ‘Büyük İsrail Projesi’dir. ‘Bir piknikte işimiz gücümüz yok şimdi bir de İsrail’le mi uğraşacağız?’ demeyin. Ama bilin. Biz bu meselenin taşıdığı manayı düşünerek mücadele edersek daha kavi olacağımıza, daha çok gayret göstereceğimize ve bu bölgede etkili olabilmek için de mutlaka iktidara gelme arzusunda olmaya da mecburuz. Çünkü icraat yapacaksak etkili bir noktaya gelmek mecburiyetindeyiz. Belli makamları işgal etmek için, belli menfaatleri paylaşmak için değil, tam tersi bütün imkanımızı hem milletimizin hem de bu bölgede yaşayan insanların hem de bütün insanlığın huzura kavuşması için seferber edeceğiz. Allah sizlerden razı olsun.“
Karamollaoğlu, ağustos ayının önemine de işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“30 Ağustos’ta çarpışan Mehmetçiğin kalbinde hangi iman varsa bugün biz o imana sahibiz”
“26 Ağustos 1071, Anadolu kapılarının bizlere açıldığı zaferdir. Aynı zamanda birkaç gün sonra 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı da kutlayacağız. 30 Ağustos Zafer Bayramı da ülkemizin bütünüyle sahip çıkılmasına ilk adımdır desek hata olmaz. Yunanlılar 30 Ağustos Zaferi’yle denize döküldü ve biz bu topraklarda hakim unsur haline geldik. Bundan dolayı da elbette bu zaferde payı olan herkesi takdirle karşılamak bizim görevimiz. Mustafa Kemal Paşa’nın o dönemde başlattığı bu mücadeleyi biz bugün daha da büyük bir gayretle zaferle taçlandıracağız. O iş olduğu yerde kalmayacak. Efendim o günden bugüne bir asır geçti neredeyse. Doğru. Hatalar da yapıldı. Doğru. Muhterem arkadaşlarım, mücadele içindeyken bazen bunlar olur. Ama son geldiğimiz noktada biz bu milletin hamuru olan inancını hakim kılmayı görev addettik. 30 Ağustos’ta çarpışan Mehmetçiğin kalbinde hangi iman varsa bugün biz o imana sahibiz. Allah nasip ederse o imanla ülkemizi ayağa kaldıracak, yeniden dünya milletleri arasında en üst mertebeye yerleştireceğiz. Bunu da siz başaracaksınız.“
Konuşmaların ardından çocuklar tarafından Karamollaoğlu’na çiçek verildi.