TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından verilen ancak henüz kesinleşmemiş olan 1 milyon 820 bin liralık cezayı ayın 20’sine kadar ödemedikleri takdirde haciz ve lisans satışı tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklarını belirterek, “AKP iktidarı tarafından yukarıdan aşağıya verilmiş bir emir doğrultusunda yürütülen bir operasyonla karşı karşıyayız. Dolayısıyla ortada bir ceza yok, bir operasyon var. Çünkü Tele 1’in lisansına el koymaya, son dönemin moda deyimini ifade edersek Tele 1’e çökmeye dönük bir operasyon var” dedi.
TELE 1’in yaşadıklarını “kumpas” olarak değerlendiren Yanardağ, süreci ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Yanardağ, şunları söyledi:
“Ortada bir ceza yok, operasyon var
AKP iktidarı tarafından yukarıdan aşağıya verilmiş bir emir doğrultusunda yürütülen bir operasyonla karşı karşıyayız. Dolayısıyla ortada bir ceza yok, bir operasyon var. Çünkü Tele 1’in lisansına el koymaya, son dönemin moda deyimini ifade edersek Tele 1’e çökmeye dönük bir operasyon var. Dolayısıyla daha kapsayıcı bir kavramla bunu ‘kumpas’ diye nitelendirebiliriz.
“RTÜK tarafından bize kesilen cezaların tamamı kesinleşmiş değil”
TELE 1’in, RTÜK tarafından kesilen cezalara bir dizi itirazı vardı. Durum şu; RTÜK, bugüne kadar cezaların alacaklarını Maliye Bakanlığı’na devretmiş, Gelir İdaresi Başkanlığına. Gelir İdaresi Başkanlığı, önce haciz sonra da lisanslı satış için girişim başlatmış. Şimdi, RTÜK tarafından bize kesilen cezaların tamamı kesinleşmiş değil. Biz dava açtık. Bunların bir bölümünü kazandık. Bir bölümünün mahkemesi devam ediyor. Bir bölümüne de itiraz ettik. Dolayısıyla bunlar istinafta. Yani öngörüldüğü, bizden talep edildiği miktarda bir borcumuz yok bizim. Gerçek anlamda bir borcumuz yok.
Biz, daha önce iki kere mali soruşturma geçirdik. Bu mali soruşturmaların tümünden biz aklandık. Son derece şeffaf ve demokratik bir finansman modelimiz var. Yapılandırma dışı kalan daha küçük çaptaki bazı borçlarımız için ise yapılandırma ödemeleri bittiği zaman ödeyeceğimizi kendilerine taahhüt etmiştik ve bu konuda mutabakat sağlamıştık. Bu mutabakatı da bozmuşlar, beklememişler.
“Toplam 2 milyon 771 bin liralık bir ceza”
Yani RTÜK’ün kestiği cezalar, buna ilave ettikleri yapılandırma dışı borçlar ki onların çok sonra ödenmesi gerekiyordu. Örneğin iki yıl sonra bitmesi gerekirken onları öne çekmişler. Üst üste koymuşlar, toplam 2 milyon 771 bin liralık bir ceza, bir alacak çıkartmışlar. Bunlardan 1 milyon 820 bin liralık alacağı da hemen tahsil etmek istiyorlar ve bu arada satışa çıkartmışlar. Eğer biz 22’sine kadar ödeme yapmazsak 23’ünde TELE 1’in lisans satışı gerçekleşecek. Satışın tarihi, günü ve saati bile belli. Yani lisans, satışa çıkartılmış durumda. Resmen satışa çıkartılmış durumda.
“Bağımsız medya kuruluşları susturulmaya çalışılıyor”
Durum böyle olunca, fotoğrafa biraz daha geniş bir perspektiften eğilmek lazım. Olan şudur; Türkiye’de TELE 1 gibi televizyon kanalları, halkın haber alma özgürlüğü, doğru bilgiye ulaşma hakkını savunan, bunun için mücadele eden, bunun için çalışan ve gazetecilik yapan kurumlar. Bağımsız medya kuruluşları. İktidarın izlediği politikalara karşı muhalefet eden iktidarın toplumun bilincini kuşatma girişimini bozan, oyunu bozan medya kuruluşları bunlar. Asıl sorun burada. Türkiye’nin seçime doğru gittiği bir dönemde, bağımsız medya kuruluşları susturulmaya çalışılıyor.
“Vergi dairesi, Ankara’dan gelen emri uyguladıklarını söyledi”
Yani kendileri için sert bir muhalefet yapıldığını düşündükleri TELE 1’den başlamış olmalılar. Çünkü bunun, medya tarihinde başka bir örneği yok. Görüştüğümüz maliyeciler, TELE 1’in mali müşavirleri de ‘Ticari piyasada da biz bunun başka bir örneğini görmedik’ diyorlar. Yani ticari piyasalarda da bunun bir örneği yoksa eğer, medyada olmadığını biz biliyoruz, bunun özel ve siyasal kararla verilmiş bir operasyon olduğu ortadadır. Nitekim biz vergi dairesiyle görüştüğümüzde, Ankara’dan gelen emri uyguladıklarını söylediler. Ankara’dan gelen siyasi bir emidir. Dolayısıyla iktidarın bir tasarrufuyla, girişimiyle, bir operasyonuyla karşı karşıya kaldığımız söylenebilir.
“TELE 1’i kurda kuşa yem etmeyeceğiz”
Dostlarımızın, TELE 1 izleyicilerinin desteğiyle biz bu kumpası da aşacağız. Bundan hiç kuşkumuz yok. Yani biz TELE 1’i kurda kuşa yem etmeyeceğiz. TELE 1, yayınlarına devam edecek. İzleyicilerimizi dostlarımızı TELE1 ile dayanışmaya çağırdık. Sizin vasıtanızla bir kez daha bunu tekrarlamak istiyorum.
“TELE 1’e bir şey olmayacak, yoluna devam edecek”
Haber bizim siyasal tercihlerimize ve felsefi seçimlerimize aykırı olsa bile o haberse, eğer doğruysa TELE 1 bunu ekranlarına taşımaktan hiçbir zaman çekinmedi. Bunu bir görev ve gazetecilik sorumluluğu saydı. Dolayısıyla biz, farklı bir gazetecilik modeli, bir televizyon yayıncılığı yapan Türkiye’deki az sayıdaki medya kuruluşlarından biriyiz. Bize yönelik bu saldırının anlamı da budur, nedeni de budur. Biz, bunu yine dostlarımızın, halkımızın desteğiyle aşacağımızı düşünüyoruz. Nitekim de aşacağız. Yani TELE 1’e bir şey olmayacak, yoluna devam edecek. Bu engelleri teker teker aşacağız.”