Galatasaray üzere büyük bir ekipte oynamak için yalnızca âlâ olmak yetmez, yetenekli ve sağlam olmanız hatta yakaladığınız fırsatları gole çevirmeniz gerekir. Boey, Berkan, Antalya karşısında birinci yarı adeta tel tel döküldü.
Emre Akbaba, Kerem ve Yunus üçlüsü Seferovic’i besleyemedi. Âlâ ki Muslera vardı. O olmasa daha birinci yarı Galatasaray teslim olurdu. Maçın son anlarında Gomis attı da herkes rahat bir nefes aldı. 11 yıl evvel Lorik Cana, gitmeyi kabul etmese Muslera tahminen de olmayacaktı. Türkiye’nin en âlâ kalecisi Muslera dün Antalya karşısında arkadaşlarının açığını kapadı, karşı karşıya konumları çıkardı, penaltı kurtardı. Adeta gemisini kurtaran kaptan oldu.
Sezonun birinci maçları her vakit sıkıntı olmuştur. Ağır idman programı ve yüklemeler yorgunluğa sebep olur. Gelen teklifler baş karıştırır, yeni gelecek olanlar ise baskıya sebep olur. Her vakit söylerim, kıymetini bulan oyuncu gitmeli ve yerine uygun oyuncular alınmalı. Açıkçası Marcao’nun yokluğu hissedildi. Nelsson da gidecekse gitsin ve vakit varken yerine sağlam bir isim alınsın.
Terim sonrası her teknik yöneticiye ön yargılı yaklaşabilir Galatasaray taraftarı lakin Hoca’nın yeri şimdilik başka. Tarihi zaferlerde imzası var ve sabırlı olmak lazım.
Üzücü olan tek husus maçın son çeyreğinde Galatasaraylı oyuncuların beraberliğe razı bir imaj vermesiydi. Son anlarda gelen gol özgüven açısından düzgün oldu.
Bahadır Çokişler