Suç örgütü liderliğinden karar giyen Sedat Peker ; eski Sermaye Piyasası Konseyi Lideri Ali Fuat Taşkesenlioğlu, kardeşi AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu, Eski Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakcı ile ilgili bir rüşvet sarmalı olduğuna ait argümanlarda bulunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatırken Sedat Peker‘in boşanma evresindeki eşi Ünsal Ban‘ın çektiği Zehra Taşkesenlioğlu’nun meskendeki manzaralarını paylaşması ise olay yarattı.
GÖRÜNTÜLERİ PEKER’E VEREN BAN KAÇARKEN YAKALANMIŞTI
Taşkesenlioğlu’nun meskendeki imgelerini Sedat Peker‘e vermesi nedeniyle hakkında gözaltı kararı çıkarılan Ünsal Ban
SERBEST BIRAKILDI
Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Gasp Ofis Amirliğindeki süreçleri tamamlanan Ban ve beraberindeki 3 kuşkulu, dün sıhhat denetimi için hastaneye götürüldü. Adliyeye getirilen şüpheliler, soruşturmayı yürüten savcıya tabir verdikten sonra sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Kuşkulu Ban “konutu terk etmeme”, başka şüpheliler ise farklı isimli denetim kaidesi kararları uygulanarak hür bırakıldı. Ünsal Ban‘ın isimli denetim koşuluyla hür bırakılmasının çabucak akabinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. Sunulan itiraz dilekçesinde, Ünsal Ban hakkında 29 Ağustos’ta gözaltı kararı verildiği fakat ikametgahında bulunmayan şüphelinin yurt dışına kaçmaya çalışırken Muğla’da yakalandığına dikkat çekildi. Ban’ın kaçma kuşkusunun devam ettiği, bu basamakta isimli denetim kaidesinde bulunan kararların yetersiz kalacağı vurgulanan dilekçede, şüphelinin tekrar tutuklanması talep edildi.
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Öte yandan Ünsal Ban’ın Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliğinde verdiği tabir ortaya çıktı.Savunmasında Sedat Peker‘i tanımadığını belirten Ban, ” Sedat Peker‘in (Deli Çavuş) isimli Twitter sayfasında beni, eşimi ve Ali Fuat’ı eleştiren bir tweet vardı. Bu tweet’ten sonra aile huzurumuz bozuldu, 2 gün sonra da eşim bana bıçakla saldırdı” açıklamasını yaptı.
“KARIM BANA BIÇAKLA SALDIRDI”
“SEDAT PEKER’İ TANIMIYORDUM, KENDİSİ BENİ ARADI”
Belli bir mühlet sonra FaceTime üzerinden +1 ile başlayan tanımadığım bir numara tarafından sesli FaceTime ile arandım. Telefondaki kişi Sedat Peker olduğunu söyledi. Yüzde 80 civarında sesi benzettim. Ben durumu anlattım. Aile huzurumun bozulduğunu eşim ile boşanma yoluna gittiğimi anlattım. Kendisi ‘Bu bilgilerin hakikat olduğuna inanıyorum, o yüzden bu tweet’i kaldırmayacağım’ dedi. Fakat ben kaldırılması için DM’den yazmaya irtibat kurmaya çalıştım. Lakin bir 10-15 gün müddet geçtikten sonra beni manzaralı olarak FaceTime’dan aradı. Kendisine durumu tekrar anlattım. Kendisi de olayların Zehra Hanımın benimle evlenmediği devirdeki olaylar olduğunu anlattı. Ortalarında WhatsApp yazışmaları olduğunu ve tekrar bir şey yapmayacağını tabir etti. Son görüşmede, ‘Büyük bir vebal alıyorsunuz, bu birçok insanı üzen bir durum’ dedim tekrar zorladım. Ancak tekrar bir sonuç elde edemedim. Benim tek maksadım o tweet’in silinmesiydi.
“O GÖRÜNTÜYÜ BEN PAYLAŞMADIM”
Ben görüntüyü kaydettiğimi kabul ediyorum. Fakat bu görüntüyü katiyetle ben yaymadım. Eşim telefonu attıktan 2 gün sonra telefonumu değiştirerek yeni telefonumu diğer bir markadan kullanmaya başladım. Yeni telefonum ile eski telefonumdaki bilgileri aktarmaya çalıştım. Bu aktarma işini yapmaya çalışırken WİFİ’den bağlanıyordum. Kimi fotoğrafları mail olarak atmaya çalıştım. Çok vakit almasından sonra bu süreçlerden vazgeçtim. Tek güvenlik zafiyeti bu olabilir. Bu süreçten ötürü birileri bu bilgileri ele geçirmiş olabilir. Eşim bana maddi ve manevi 70 milyon TL’lik boşanma davası açtı. Ben bu bilgiyi yalnızca telefonuma gelen bilgilendirme iletisi ile öğrendim. Tarafıma atılan iftiralara reaksiyon olarak hesabımdan kelam konusu tweet’leri attım. Ben bunları yaymadım, hiç kimseye vermedim. Meczup Çavuş ya da rastgele bir öteki hesap ile de bu bilgileri ve görüntüyü katiyetle paylaşmadım. Ben hiçbir örgüte üye değilim. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme yahut üye olma cürmünü da kabul etmiyorum. Benim ne örgütle ne Sedat Peker ile bir alakam yoktur. Akademisyen olarak yıllardır misyon yapmaktayım.
“KAÇMAYACAKTIM, BODRUM’A GİDECEKTİM”
Basında kaçmaya çalışırken yakalandığım servis edilmiştir. Kaçacak olsam elimde yeşil pasaportum ve diplomatik pasaportum vardır. Ben o denli bir şey yapacak olsam Ankara’da yahut İstanbul’da uçağa biner ve dünyanın her yerine gidebilirdim. Birçok ülkeye vizem vardır. Kaçmak üzere bir niyetim asla olmadı. Kaçacak olsam yanımda bu kadar az para bulunmazdı. Kaptan ile yaptığımız yol güzergahı planına nazaran Turgut Reis ve Bodrum’da botla gezecektik. Oradan da otomobil ile İzmir’e gidecektim. İzmir’de yanımdaki arkadaşım Yaşar’ın konutu vardı. En son olarak da oraya gitmeyi planlamıştık. Mutlaka kaçmak üzere bir niyetim yoktu. Kaçacak olsam pasaport müdürlüğünden müsaade başvurusu yapmazdım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hatasızım, hür bırakılmayı talep ederim.”
Kaynak: ODA TV