Tarım Orman-İş Sendikası Genel Lideri Şükrü Durmuş, orman koruma memuru Özhan Özgüleş’in Muğla Madran Orman İşletme Şefliği’nden Denizli-Çal Orman İşletme Müdürlüğü Baklan Orman İşletme Şefliği’ne tayin edilmesiyle ilgili açıklama yaptı.
“SAHA DENETİMİ YAPILIRKEN USULSÜZLÜK YAPILMIŞTIR”
Durmuş, şunları söyledi:
“Muğla orman hudutları içerisinde bulunan Çanakçılar Şirketler Grubu-EYSİM Madencilik A.Ş’ye ilişkin bir maden ocağındaki aşım hususudur. Maden şirketlerinin çalışma alanı müsaadeye tabidir. Orman Genel Müdürlüğü tarafından verilen müsaadeler, mahallî yönetim tarafından yıllık denetim edilir. Hatta son periyotta birkaç yıldır bilhassa Sayıştay raporlarıyla da tekrar müsaade alanlarının denetimleri yapılmaktadır. Burada da yıllık müsaadeler saha denetimi yapılırken usulsüzlük yapılmıştır.
Saha denetim komitesi olarak oluşturulan kurul, 4 şahıstan oluşmaktadır. İşletme müdür yardımcısı, işletme şefi, kadastro mülkiyet şefi, birebir bölgede bulunan orman koruma memuru bu kurulun üyesidir. Hasebiyle gerçek bir inceleme yapabilmesi için birlikte alana çıkmaları gerekir. Müdür Yardımcısı Mehmet Uysal, üye Gökhan Ünal ve üye Aytekin Kanbak ile birlikte toprağa çıkılmış ve tutanak tutulmuş. Bu tutanak bir ay sonra o komitede olması gereken arkadaşımız Özhan Özgüleş’e imzalanması söylenmiştir.
Arkadaşımız bu tutanakta yerde olmadığı için imzalamayacağını, bunun imzalanmasının hata olacağını tabir etmiştir. Bunun üzerine işletme şefi, Özgüleş’ten savunma istemiş ve savunma isteğinde ‘amirlerine güvenmemek’ demiştir. Halbuki hepimiz biliriz, kamu vazifesi şahısların inancı üzerinden yürümez, yasa ve yönetmelikler çerçevesinde yürür. Münasebetiyle arazi inceleme komitesinde yer alanların hepsinin bu araziyi görmesi gerekir.
Maalesef arazi görülmeden bir dayatma ile tutanağın imzalanması hem Anayasa’ya hem 6831 sayılı Orman Kanunu’na hem de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na karşıttır. Bunun üzerine apar topar soruşturma başlatılmış ve orman koruma memuru Özhan Özgüleş, Denizli-Çal Orman İşletme Müdürlüğü Baklan Orman İşletme Şefliği’ne sürgün edilmiştir. Hakkındaki idari soruşturma sonuçlanmadan sürgün edilmesi aslında bir kanıt karartma kabahatidir. Nedeni şu; ‘Araziye çıkılmasın, tuttukları tutanak kabul edilsin’ manasındadır.”
“ARAZİDE 9230 METREKARE AŞIM OLDUĞU TESPİT EDİLDİ”
Durmuş kelamlarının devamında şöyle konuştu:
“O periyotta ilgili memur helikopterde vazifeliydi. Yani yangın periyodu, yangın helikopterlerindeki mesai gün ağarırken başlar gün kararana kadar devam eder. Hasebiyle yere çıkma bahtı yoktu lakin helikopterdeki misyonu biter bitmez arazi üzerinde inceleme yapıldı. Koordinatları alındı ve arazi üzerinde inceleme yapıldı.
9230 metrekare aşım olduğu tespit edildi. 6231 sayılı Orman Kanunu gereği oradaki iki ilgili arkadaşımız hata tutanağını tanzim etti ve savcılığa iletti. Biz başta Muğla Orman Bölge Müdürü, Aydın Orman İşletme Müdürü, Aydın Orman İşletme Müdür Yardımcısı, kadastro mülkiyet şefi ve oradaki işletme şefi hakkında hata duyurusunda bulunduk ve sonuna kadar da adaletin takipçisi olacağız.”
“SİZ MİSYONUNUZU BERBATA KULLANIYORSUNUZ”
Durmuş konuşmasını şöyle tamamladı:
“Ne yazık ki son günlerde Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı işyerinde bilhassa maden alanlarına verilen müsaadelerde önemli aşımlar yaşanıyor. Birkaç ay evvel Gaziantep İslâhiye’de tıpkı durum oldu işletme şefi zabıt tutmak istediği içim vazifesinden alındı. Tekrar birebir formda Antalya Demre’de yöntemsiz sera yani orman alanını kırarak, açarak sera yapılanlar hakkında zabıt tutulmuş, yargı kararı ile seraların menedilmesi kararını uygulamak isteyen koruma memuru apar topar sürgün edilmiştir.
Buradan başta Tarım ve Orman Bakanı’nı, Orman Genel Müdürü’nü, bölge müdürünü ve ilgili kurum yöneticilerini son kere uyarıyoruz, artık kâfi. Sizler devletin alanlarını korumakla mükellefsiniz, vazifesini yaptığı için bir memur sürgün ediliyorsa siz vazifenizi berbata kullanıyorsunuz. Bu ülke hepimizin.
Bugün Dünya, iklim krizini konuşuyor. Her geçen gün iklim krizinin acı sonuçlarını birlikte yaşıyoruz. Münasebetiyle tabiatına, ömür alanlarına sahip çıkması gereken insanların bu vahşete taraf olması asla düşünülemez. Burada bir vazife hatası işlenmiştir. Kabahat işleyenler yargı önünde hesap verecektir.” (ANKA)