Türkiye-Ermenistan sınırında yer alan ve birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için dünya kenti, medeniyetler beşiği olarak nitelendirilen Ani Örenyeri’nde arkeolojik kazılarla tarihi zenginlikler gün yüzüne çıkartılıyor.
AA’da yer alan habere göre; UNESCO tarafından 2016’da Dünya Miras Listesi’ne dahil edilen Ani’de, Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Ani Örenyeri Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan öncülüğünde yürütülen kazı çalışmalarına 20 üniversiteden bilim insanları ile sanat tarihçiler ve öğrenciler katılıyor.
Bu yıl devam eden kazılarda, Türk ilim adamı ve şairlerinden Anili Kadı Burhaneddin-i Anevi’nin doğumundan bahsettiği Selçuklu dönemine ait büyük hamamda taş küvete rastlanıldı.
Eserinde 1143 yılında Ani’deki büyük hamamda dünyaya geldiğini dile getirir”
Ani Örenyeri Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, Ani Örenyeri’ndeki kazı çalışmalarına 2022 sezonunun 4’üncü dönemine devam ettiklerini söyledi.
Kazı çalışmalarının 5 farklı noktada sürdüğünü anlatan Arslan, şöyle konuştu:
“Büyük oranda toprak altındayken ilk kez 2020 yılındaki çalışma sezonunda açığa çıkarmaya başladığımız hamamdaki kazı çalışmalarına bu tarihten beri devam edilmiş ve artık nihayete erdirme aşamasına yaklaşılmıştır. Anili Türk ilim adamı ve şairlerinden olan Kadı Burhaneddin-i Anevi, günümüzde tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan ‘Enisü’l-Kulub’ adlı eserinin önsözünde hayatını anlatırken 1143 yılında Ani’deki Büyük Hamam’da dünyaya geldiğini dile getirir. Yazarın ifadeleriyle bu doğum şöyle gerçekleşir: ‘Babası Mesud’un sırasıyla beş kızı olur ve ardından annesi Kadı Burhaneddin’e gebe kalır. Annesinin doğum süreci oldukça sancılı geçer ve 1143-44 yılında hekim tavsiyesiyle Ani’deki büyük hamamda doğar.’ Kadı Burhaneddin’in doğum sürecindeki ‘hekim tavsiyesi’ ve ‘hamam’ gibi kilit ifadeler, bize burada suda doğum uygulamasının gerçekleştiğini göstermektedir.”
“Dünyadaki suda doğumun ilk örneklerden biri Anadolu’da”
Arslan, 2019’dan beri bu hamamdaki kazı çalışmalarında böyle bir taş küvetin varlığını da aradıklarını belirterek, bu yıl yaptıkları çalışmalarda taş küveti tespit ettiklerini dile getirdi. Suda doğumun tarihte anlatılan örneklerinden bahseden Arslan, şunları kaydetti: “Her ne kadar Mısır hiyerogliflerinde (Antik döneme ait yazı sistemi) suda doğumla ilgili sahnelerin olduğu belirtilse de söz konusu sahneler suda doğumu değil, normal doğum sahnelerini içerir. Mısır firavunlarının suda doğum yöntemiyle doğduğuna dair iddialar ise efsaneden öteye geçemez. Literatürde, dünyadaki ilk suda doğumun 1803 yılında Fransa’da gerçekleştiği bilinir. Halbuki hem Anili Kadı Burhaneddin’in doğumuna ilişkin bilgiler hem de kazılarımızda ortaya çıkardığımız taş küvet, dünyadaki ilk suda doğum örneklerinden birinin 12. yüzyılda Anadolu’da uygulandığını ortaya koymaktadır.”
Türk kültür ve medeniyeti
“Aynı zamanda bu uygulama Türk kültür ve medeniyeti ile Türk tıbbının 12. yüzyılda eriştiği seviyeyi göstermesi açısından oldukça önemlidir.” Söz konusu taş küvetin, hamamın güneydoğu köşesindeki kubbeyle örtülü ılıklık mekanının kuzeybatı köşesinde olduğunu anlatan Arslan, “1,93 metre uzunluğunda, 1,40 metre genişliğinde ve 50 cm derinliğinde dikdörtgen planlıdır. Küvete, batısındaki soğukluk mekanından künklerle su akışı sağlanmıştır. Küvetin su gideri ise doğusundadır ve küvetin içi tamamen sıvalıdır.” ifadelerini kullandı.