Hürriyet Gazetesi’nden Ece Çelik bugünkü yazısında, toplumsal sorumluluk projesinden Sultanlar Ligi’ne uzanan “altın kızları” kaleme aldı:
“Gaziantepli Hatice Bilginsoy, evvel ailenin birinci okuyan kızı oldu. Akabinde bankacılığa başladı. İçindeki ‘yenilik’ heyecanı dinmeyince de dokumacılık işine atıldı. 3 yıl evvel ise kolları dezavantajlı kız çocukları için sıvayıp voleybol kulübü kurdu. Gayesi 1. Lig’e çıkan grubunu Sultanlar Ligi’ne taşımak…
Hatice Bilginsoy hiç duramayan, daima yenilik peşinde olan bir bayan. Şu anda tek maksadı, üç sene evvel kurduğu Adam Voleybol Spor Kulübü’nü, Sultanlar Ligi’ne yükseltmek. Üç çocuk annesi, eski bankacı, iş insanı, son olarak voleybol kulübü lideri Bilginsoy’un inişli çıkışlı hayat öyküsünü dinliyorum:
AİLENİN BİRİNCİ OKUYAN KIZI
‘Gaziantep’te doğdum büyüdüm. Ortaokul ve lise eğitimimi Antep’te tamamladım. Adana Çukurova Üniversitesi’nde elektrik elektronik yüksek okuluna gittim. Darbe periyodu çocuklarıydık, sağ sol olayları çok fazlaydı, bu yüzden okula gitme konusu çok desteklenmezdi. Ben ikinci çocuğum, okumama dayanak verdi ailem. Ablam çok uyanıktı fakat onu okutmadılar, geniş ailemde de birinci okuyan kız çocuğu benim. Ortaokulda da lisede de her sınıfta 50-60 erkek öğrenci varsa 2 kız öğrenciydik. Ben daima okutulmayan kız çocuklarının hakkını üzerimde hissettim. O yüzden çok çalışıp bana verilen bu hakkı uygun kullanmak istedim. En uygununu yapmak istiyordum. Eşimle lisede tanıştık. Başarılı bir eğitim hayatım oldu. Okul bitince dokumacılık şirketinde bilgisayar operatörü olarak işe başladım. Daha sonra banka imtihanlarına girdim. Bankacılığı vezneden ibaret zannederdim. Art planını öğrenince çok sevdim.’
SEKRETERLİKTEN YÖNETİCİLİĞE
Bankanın halka münasebetler kısmında sekreter olarak işe başlayan Bilginsoy, daha çok sorumluluk alabileceği kısımlara geçmek istemiş: ‘Bankanın daha yetkili kısımlarında çalışmak istiyordum. Kambiyo kısmına geçtim. Bir yıl çalıştıktan sonra yönetici oldum. Çok çalıştığımı bu yüzden de çok süratli yükseldiğimi hatırlıyorum. Saat kavramı yoktu, çocuklarım oldu, bu ağır çalışma temposuyla onları da yürütmeye çalışırdım. Çocuklarım bankamdaki masada büyüdü diyebilirim.’
POLONYA’DA FABRİKA
Bankadaki 10 yılın sonunda eşi ile ticaret yapmaya karar veren Bilginsoy, o devri şöyle anlatıyor:
‘Kendi işimizi kurmak istedik. Bankadaki vazifem sırasında, firmalara kredi vermek için ziyarete giderken dokumacılık şirketlerini gözlemledim. Eşimin de tecrübesi vardı. Triko üretim şirketi kurduk. 6 ayda kapatmak zorunda kaldık, bir nevi battık. Birikimlerimizin tamamını kaybettik. İpliği biliyorduk, yurtdışı pazarını biliyorduk lakin kâfi üretimi yapabilecek ustayı sağlayamadık, insan kaynağı bulamadık. Kıymetli iplikler alıyoruz, ustalar yapıyor lakin yurtdışına gittiğinde beklediğimiz üzere olmuyor. O altı ay bize büyük bir tecrübe oldu.’ Lakin Bilginsoy vazgeçmemiş: ‘Eşim üretim ve dış irtibatlar, ben de finans konusunda bilgiliydim. Bu sefer fason üretim yaptırmaya ve yurtdışına satmaya başladık. Polonya’da boya fabrikası açtık. 2016 yılında tekrar bir üretim şirketi kurduk.’
250 KIZ ÇOCUĞU EĞİTİM ALIYOR
Şu anda Gaziantep’te idol bir ekip oluşturduk. Kız çocukları ‘Biz bu ablalar üzere olmak istiyoruz’ desinler istedik, bunu da başardık. Kulübün ikinci yılında altyapılarımızı oluşturduk, şu anda kulübün 250 kız çocuğu sportmeni var. Valilikle ortak okullarda çalışmalar yapıyor, yetenekli öğrencileri bulmaya çalışıyoruz. Öğrenci yetiştirmek için hoca yetiştirmeyi hedefliyoruz. Şu anda 10 hocamız Gaziantep’te yetenekli öğrencileri yetiştirmek için çalışıyor.
DEZAVANTAJLI KIZLAR İÇİN
‘Hiçbir vakit para kazanma hırsımız olmadı’ diyen Bilginsoy, 18 yıl süren iş hayatının sonunda dezavantajlı kız çocukları için yola çıkmış: ‘Hep başarılı olmak istedim. Bu yüzden hiç duramıyorum. Koltuğun bile ucunda otururum ben, sanki bir şey olur da kalkar öteki bir şeye koşabilir miyim diye… Daima yeni ne yapabilirim diye düşünür dururum. Spor kulübü de işte bu türlü başladı.’ Adam Voleybol Spor Kulübü’ndeki maksadının kentteki kız çocuklarını sporla tanıştırmak olduğunu söz eden Bilginsoy, teşebbüsün kısa müddette öbür bir boyuta ulaştığını anlatıyor:
9’DA 9 GALİBİYET
‘Çocuklarım büyürken spor yapmanın üzerlerindeki olumlu tesirini gördüm. Oğlum düzgün bir basketbolcu, kızım güzel bir yüzücüydü. Tribünlerde onları kameraya çekerken çok heyecanlanırdım. Hem fizikî, hem toplumsal çok katkısı oldu. Biz de eşimle ‘Gaziantep’te dezavantajlı kız çocukları için bir spor imkanı oluşturabilir miyiz?’ diye düşündük. Toplumsal bir şeyler yapmayı her vakit çok önemsedik. Antep’te bir voleybol kadrosuna sponsor olarak başladık. Daha sonra kulüp kuralım dedik ve Adam Voleybol Kulübü’nü kurduk. Sonra, voleybola ilginin artması için ligde de var olabiliriz diye düşündük. Şirket kökenli olduğumuz için büyümeyi, sistemli çalışmayı güzel biliyoruz. Ligde oynama haklarını satın aldık. Amacımızı yükselttik. Birinci Lig’de daima belediye ve banka kadroları var. Biz birinci özel kadroyuz. Birinci yıl 24 grup ortasında üçüncü olduk. İkinci sene daha âlâ bir kadro oluşturduk. Şu anda ligde 9 maçta 9 galibiyet aldık, ilerliyoruz. Bu sene sonunda Sultanlar Ligi’ne çıkacağımıza inanıyorum.
SON 3 YILIMIN ODAK NOKTASI
Gaziantep’te Voleybol ismine bu türlü bir kulüp kurmanın pek çok zorluğunu yaşadık. Efeler Ligi’nde kadro çalıştırmış Antepli hocamızla yola başladık. Menajerlerle toplantılar yaptık. Uygun oyuncuları getirmek sorun oldu. Oyuncular küçük kente gelmek istemeyebiliyor. Oyuncularımızın şartlarını güzel hale getirdik. Avrupa ve öbür ülkelerdeki voleybol liglerini, oyuncularını yakından takip ediyorum. Voleybol son 3 yıldır hayatımın odak noktasında diyebilirim.”