İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu hakkında, Yüksek Seçim Şurası (YSK) üyelerine hakaret kabahatinden İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın görüşmesi önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek. Bu dava kapsamında İBB Lideri Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi yasak isteniyor.
GRUP TOPLANTISINDA İMAMOĞLU’NA DAYANAK VERDİ
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise bugün partisinin küme toplantısında yaptığı konuşmada İBB Lideri İmamoğlu’na takviye verdi. Kılıçdaroğlu, “İstanbul Büyükşehir Belediye Liderimiz Ekrem İmamoğlu kolay lokma değildir, boğazınızda kalır” tabirlerini kullandı.
“TÜRKİYE BİR YOL AYRIMINA GİRİYOR”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şu biçimde: “Beni dikkatle dinlemenizi istiyorum” diye konuşmasına başlayan CHP başkanı, “Türkiye bir yol ayrımına gidiyor. Birlikte, demokratik kurallar içinde Türkiye’yi dönüştürmek için gayret ediyoruz. Bütün arkadaşlarımın, vatandaşlarımın dinlemesini isterim” diyerek şunları söyledi:
“MİLYONLARDAN ALIP BİR ŞAHSA VERİYORLAR”
“Bu kıssa ‘Kupon yerleri satarken bana soracaksınız’ diyen bir kişinin, koskoca ülkeyi uçurumun kenarına sürüklediğinin öyküsüdür. Bu malı götürme sanatının öyküsüdür. Kamu ihalelerindeki ayak oyunları, kentlerin yağmalanması, israf ve çeteler var. Bir ülkede iktidar kendi çıkardığı kanunda 191 değişikliği niye yapar? Kanunda yapılıyor, genelgelerde, bildirilerde yapılıyor. Bu kanunla uğraşmanın temel sebebi ne? Temel sebebi servet transferini gerçekleştirmek. Milyonlardan alıp bir avuç şahsa vermek. Bu Türkiye’nin geldiği açmazın birinci basamağıdır. Bunu Robin Hood taktiğiyle yapıyorlar. Yapılan alt gelir kümelerinden üst gelir kümelerine servet transferidir. Hırsıza, yolsuza servet aktarılmıştır. Kupon yerlerle, imara açılan yeşil alanlarla… Bu beyefendilere yetmiyor. Doymadıkları için yetmiyor.
“MERKEZ BANKASI’NIN KAZASINDA BİR CENT BİLE YOK”
Değişiklikleri yaptılar, servet transferlerin yaptılar, kendi medyalarını oluşturdular. Palavra yere yemin ettiler. İnanç başta olmak üzere halkın hislerini istismar ettiler. İkinci evreye başladılar. Merkez Bankası’nın ‘ihtiyat akçesi’ var. O kaynağı bugüne kadar hiçbir iktidar el sürmedi. Her iktidar muhtaçlık akçesini gözü üzere muhafazayı bildi. Yüzde 20’sini kara gün parası olarak aktarıyor Merkez Bankası. Bunlar bir kanun çıkardı, 78 milyar lirayı aldılar. 2019 lokal seçimlerinden çabucak evvel. Seçimi finanse etmeleri gerekiyordu. Millet bunlara o denli bir tokat attı ki bugün hala Ankara, İstanbul, Mersin, Adana diyorlar. Bu milletin vicdanına, ahlakına, faziletine güveniyorum. Merkez Bankası’nın parasına el koydukları için Merkez Bankası’nın kasasında bir cent bile yok.
Devleti çürütmenin üçüncü etabına geçtiler, swap. Gidip dilenerek para bulmak. Merkez Bankası’na borç parayı nasıl bulabilirim diye çalıştılar. Merkez Bankası’nın kasası eksi 58,5 milyar dolar açık veriyor. İş borç üzerine inşa edildi. Bunun üzerinden millete caka satıyorlar.
“TÜRKİYE UYUŞTURUCUDAN KURTULMAK ZORUNDA”
Türkiye kirlilikten, rüşvetten, uyuşturucudan kurtulmak zorunda. Türkiye Cumhuriyeti gri listeye alındı. Kara paranın Türkiye’de aklandığını Mısır’daki sağır sultan bile duydu. Kirli paradan, uyuşturucu parasından medet umanlardan uzak durun. Evlatlarınızı, ülkenizi, komşunuzu, çevreyi seviyorsanız uzak durun.
Bay Kemal 85 milyonun hakkını ve hukukunu koruyacaktır. ‘Haftada ortalama 5 bin uyuşturucu satıcısını gözaltına alıyoruz’ diyor. Burası Kolombiya mı, Narkoz’un dizisini mi izliyoruz? Ayda 20 bin yılda 260 bin eder. Bir de yakalanmayanlar 1 milyon eder. Kendileri itiraf ediyorlar ancak bana kızıyorlar.
Bu uyuşturucu baronlarının, maşalarının ülkemizde işi ne? Sokaklarımız bu kadar mı tekinsiz, gençlerimiz bu kadar mı inançsız. AVM’lerde uyuşturucu pislikleri birbirini öldürüyor. Korkmuyorlar, çekinmiyorlar, hesaplaşıyor, birbirlerini öldürüyorlar. Dava açıyorlar, sanıyorlar ki Bay Kemal geri adım atacak.
“SIRP ÇETE BAŞKANI İSTANBUL’DA YAKALANMADI MI?”
Sırp çete önderi İstanbul’da yakalanmadı mı? Kırmızı bültenle aranıyordu. Beyefendi 8 yıldır İstanbul’da oturuyor. Saray, fotoroman orada ağırlıyor herhalde. En sonunda polis arama yapıyor. Kaybolanlar var. Biz üstlerine gittiğimiz vakit hareket ediyorlar. Parayla teslim alındıysanız iradeniz de teslim alınmış demektir. Bunlar İstanbul’da her türlü pisliğe bulaşıyorlar. Bana diyorlardı ya ‘İspat et’ diye daha neyini ispat edeyim?”