Hürriyet Muharrirleri Fırat Aydınus, Uğur Meleke, Güntekin Onay ve Mehmet Arslan, Futbol Kurulu’nda haftanın maçlarını ve yaşanan gelişmeleri masaya yatırdı.
1- Beşiktaş tekrar 1-0 öne geçti ve son kısımda endişe sineması gördü. Siyah beyazlıların Trabzonspor karşısındaki talihi size nazaran nedir?
GÜNTEKiN ONAY: iKi EKİBİN KURALLARI ÇOK FARKLI
İlk 45 dakikadaki Beşiktaş güçlü bir oyun ortaya koydu. Gol attı, fırsatlar yakaladı, fakat ikinci golü bulamadığı maçta son yarım saatlik kısımda oyuncu değişikliklerinin akabinde topu rakip yarı alanda tutamadı ve meseleler yaşadı. Siyah beyazlı grup açısından sevindirici olan Tayyip Talha’nın performansı ve rakibine durum vermemesi.Trabzonspor ağır bir maç takviminde ve perşembe akşamı Monaco maçından çıkıp İstanbul’a gelecek. Beşiktaş yüksek tempo ile ve baskıyla oynarsa yorgun Trabzonspor karşısında meskeninde favori.
UĞUR MELEKE: BEŞiKTAŞ güzel YÖNETiLMiYOR
Beşiktaş’ın idari ve teknik manada uygun yönetildiğini düşünmüyorum. Üç pırıl pırıl genç Rıdvan, Serdar ve Emirhan’dan elde edilen toplam bonservis geliri, Trabzonspor’un Ahmetcan’dan kazandığı kadar. İsmael’in bugünün dünyasında futbolcu olarak karşılığı Tolga Ciğerci. Orta sınıf gruplarda çok başarılı olabilir fakat büyükler için yetersiz. Dünyası küçük. Vizyonu dar. Beşiktaş’ın Weghorst’lu Ghezzal’li Masuaku’lu bu kaliteli takımı 90 dakika âlâ futbol oynayabilir. Lakin İsmael’e 20 ya da 30 dakikalık futbol kâfi geliyor.
FIRAT AYDINUS: RADiKAL SORGULAMALAR YAPILABiLiR
3-4 haftadır Beşiktaş’ın oyununda görülen düşüş skorlara da yansıyor. Bu durum, performans düşüklüğü yaşayan birtakım futbolculardan fazla İsmael üzerinden sorgulanıyor. Oyuncu değişikliği ve zamanlaması, oyunu okuyamaması, vaktinde müdahale edememesi üzere… Lakin gelin görün ki, bu kadar eleştirilen İsmael’in beğenilmeyen Beşiktaş’ı, başkan ile tıpkı puanda! Bu da ister istemez ‘Bu ne yaman çelişki’ dedirtiyor beşere. Beşiktaş’ın stoper mevkisinde yaşadığı sakatlıklar Trabzonspor maçında meşakkat yaratacak üzere gözüküyor. İki grubun son durumları dikkate alındığında, Beşiktaş-Trabzonspor maçının sonucuna nazaran radikal sorgulamalar yapıldığını görebiliriz.
MEHMET ARSLAN: BAŞKA HESAPLAR VAR
Ligin 9. haftası. Artık daha net konuşmak mümkün. Fenerbahçe’den sonra en beğendiğim grup Beşiktaş. Üstelik teknik yöneticisi, birtakım diğer hesaplarla tenkit üstüne tenkit alırken bunu başardılar. 2 puan ortalaması ile oynuyorlar. Beşiktaş deplasmanda son dakikalarda endişe sineması gördüyse, Fenerbahçe’nin yaşadığı neydi? Üstelik kendi konutunda. Biri alkışlanıyor, başkası yerden yere vuruluyor. Beşiktaş’ta teknik adam tenkitlerinin arkasında öbür hesaplar yatıyor.
2- F.Bahçe, Karagümrük’ü 5-4 yenerken, Szalai’nin kusurları ve Altay’a yapılan protestolar öne çıktı. Sarı lacivertlileri nasıl buldunuz?
MEHMET ARSLAN: O DUYGUYU RAKiPLERE VE TARAFTARINA YAŞATIYOR
Brezilya’nın o samba futbolunu ortadan kaldıran ve savunma futbolu diye tanımlayacağımız, “Top ben de kalsın” anlayışı ile Dünya Kupası’nı kazanan ve 1996 yılında birebir anlayışı Fenerbahçe’ye getiren Carlos Alberta Parreria’nın ideolojisini yerle bir etti Jesus. Bu neyin protestosu anlamıyorum. Bu grup 50 isabetli şutla 25 gol atmış. 10 gol yese 11 gol atacak kapasiteye sahip. Daha da kıymetlisi bu duyguyu hem taraftarına hem de rakiplerine yaşatıyor. Fenerbahçe, Jesus ile cüret ediyor, risk alıyor, meydan okuyor. Bu futbol anlayışındaki kişisel yanılgılar protesto edilmez lakin alkışlanır.
UĞUR MELEKE: SZALAi ÇOK YIPRANDI, ALTAY GERİSİNDE TEHDiT GÖRMÜYOR
Fenerbahçe’nin derin bir takımı var ancak tek bir konumda rotasyonları eksik. O da savunma göbeği. Szalai çok yıprandı. Altay’ın performansının artması için de rekabet gerek. Hayatta alternatifin kadar yeterlisin. Altay ardında bir tehdit görmüyor belirli ki. Lakin ferdi form düşüklükleri de olsa Jesus’un Fenerbahçe’ye yakalattığı muazzam futbol standardı o kusurları tolere edebiliyor.
FIRAT AYDINUS: JESUS, EKİPLERİMİZİN MENTAL KAPASiTESiNi YENi ANLADI
Bu sistemde Fenerbahçe’nin gol yollarında sorun yaşamayacağı fakat çok gol yiyebileceği daima söyleniyordu. Karagümrük’ten yenilen 4 golü Szalai ve Altay’a bağlamak, bu sistemde oynayan bir kadroda en son nedendir. Jesus daha evvel de, “Küçük kadrolar haftada bir maç yapar” demişti. Haklı olabilir lakin Türkiye’de haftada 2-3 maç yapan grupların nasıl bir mental yorgunluk ile karşı karşıya kalacağını ön görememiş demek ki. Ekiplerimizin bu tempoya hazır olmadığının farkına varmış olmalı ki, Karagümrük maçı sonrası, “Defanstaki makûs performansta yorgunluğun tesiri var” dedi.
GÜNTEKiN ONAY: LiNCOLN TERCiHi FANTAZiYDi BATSHUAYi DE OYUNA GEÇ ALINDI
5-4 biten maç futbolun iki ekip açısından doğrularını yansıtıyor mu? Hayır. Lakin izleyen herkes bu çılgın 90 dakikadan keyif aldı. Jesus’un kadrosu kolay gol buluyor, konum konusunda sorun yaşamıyor. Alioski varken sol bekte Lincoln tercihi biraz fantazi üzere oldu. Ayrıyeten da berbat bir maç oynayan Pedro yerine Batshuayi de alana geç sürüldü. Altay’a yapılan tenkitleri abartılı buluyorum. 4 gol yemesinde Borini’nin dayanılmaz oyunu ve Szalai’nin mesleğinin en makus futbolunu oynaması da etkendi.
3- Abdullah Avcı, hem oyuncularını hem de onları protesto eden taraftarları eleştirdi. Avcı haklı mı yoksa onun da kusurları var mı?
UĞUR MELEKE: FUTBOLUMUZDAKi EN BÜYÜK SAHTEKÂRLIKLARDAN BiRi
Türk futbolundaki en büyük sahtekârlıklardan biri, tribüne gelen taraftarın elinden protesto etme hakkını almaya çalışmak. Taraftar alana yabancı cisim atmıyorsa, küfür ve hakaret etmiyor, yalnızca protesto hakkını kullanıyorsa bunun neresi yanlış Allah aşkına? Taraftar güzel performansı alkışlar, kronik kötüyü ıslıklar ya da mendil sallar. Dünyanın her yerinde olur bu. Futbol bir şov. Gösteriyi beğenmeyen seyircinin de küfretmeden, aşağılamadan, hakaret etmeden protesto hakkı vardır. Her mesleğin zorlukları var, futbolun da zorluğu baskı altında işini yapmak. Aslında o yüzden çok az sportmen en üst düzeye ulaşıp milyon Euro’lar kazanabiliyor. Baskı altında işini muvaffakiyetle icra edebildiği için.
MEHMET ARSLAN: ABDULLAH AVCI ÜZERiNE Güya BiRTAKIM OYUNLAR OYNANIYOR
Sonuna kadar haklı Abdullah Avcı. Türkiye’de taraftar her vakit haklı anlayışı artık sona ermeli. Hayır haklı değiller. Ne diyor Avcı?.. “Maç bitsin, istediğin üzere protesto et. Ancak maç içinde bunu yapmayın.” Taraftar bunu yapıyorsa o kadro için kendi meskeni deplasmandan daha beter bir hale geliyor. Trabzonspor’da da Avcı üzerine güya birtakım oyunlar oynanıyor üzere geliyor. Bu protestoları diğer türlü yorumlamak mümkün değil.
GÜNTEKiN ONAY: FUTBOLU YAVAŞ VE ETKiSiZ LAKİN PROTESTOLAR YERSiZ
Trabzonspor, yavaş ve etkisiz bir futbol oynuyor. Tempo düşük, pres yoğunluğu kâfi düzeyde değil. Kanat beklerinin ofansif katkısı yetersiz. Buna Trezeguet’nin de makûs futbolu eklenince ortaya bu türlü bir tablo çıkması olağan. Lakin 1-0 kazansa başkan olacağı bir müsabakada, bu kadar ağır maç takviminde gelen protestolar çok erken ve yersiz.
FIRAT AYDINUS: TRABZONSPOR iLE BEŞiKTAŞ BiRBiRLERiNE ÇOK BENZiYOR
Trabzonspor gerek oyunu ve gerekse puan cetvelindeki pozisyonu itibariyle Beşiktaş ile büyük benzerlikler taşıyor. Kazansa liderliğe yükselecek bir Trabzonspor’un taraftarlar tarafından protesto edilmesi, geçen sezonki oyun ve sonuçların yarattığı yüksek beklentiden kaynaklanıyor. Bu dönem her ne kadar puan cetvelinde muhakkak bir başarıyı gösterse de, ortaya koyduğu oyun ve çaba taraftarlarca kabul görmüyor. Bunda, gidenlerin yerine gelenlerin birebir performansı gösterememesinin yanında Abdullah Avcı’nın hissesi da kesinlikle var.
4- Milli grubumuz Euro 2024 elemelerinde Hırvatistan, Galler, Ermenistan ve Letonya ile eşleşti. Turnuvaya katılma talihimiz ne kadar?
UĞUR MELEKE: YÖNETiCi VE TEKNiK ADAM STANDARDI birinci 40’A GiREMEZ
Kuraya 35’inci ülke olarak girdik. 100 yıllık cumhuriyet tarihimizde rastgele bir büyük turnuvaya Avrupa 35’incisi olarak girmişliğimiz yok. Bu tarihi yazanları tebrik ederim öncelikle! İki grubun direkt olarak bilet aldığı bu tertipte nitekim de İtalya-İngiltere’li kümelere düşmemiş olmamız hoş. Takım kalitesi olarak Avrupa’nın en düzgün 20 ülkesinden biriyiz. 5 büyük ligde 25 futbolcumuz var. Bu kuşak, olağanda Euro 2024’te olmalı. Ancak yönetici ve teknik adam standardımıza baktığımda Avrupa’da bence birinci 40’ta bile değiliz. O yüzden futbolcu listemize baktığımızda umutlanıyor, masaya vuran adamla çay içen adama baktığımda o umudu kaybediyorum. Umarım yanılırım.
FIRAT AYDINUS: BU Ulusal KADRO Kestirim YAPMAYI iMKANSIZ KILIYOR
Grubumuza baktığımızda FIFA sıralamasında önümüzde ve ardımızda yer alan ekipler mevcut. Ancak gelin görün ki bu sıralamalar bizim bu gruplarla yapacağımız maçlarda neler yapabileceğimiz konusunda bir yorum ve varsayım yapmamıza imkan sağlamıyor. Bunun örneklerini ziyadesiyle gördük. Sıralamada bizden önde olan kadroları yendiğimiz üzere, Lüksemburg ve Faroe Adaları üzere çok geride olanlara puan kaybettik. Şu anda ‘Lokum üzere grup’ dememizin hiçbir yararı yok. Kabuk değiştiren ve geleceği sorgulanan bir ulusal kadro var olsa da ben yeniden de teknik adama ve oyunculara müddet verilmesinden yanayım.
GÜNTEKiN ONAY: ELEMELERDEN EVVEL YANIT VERiLMESi GEREKEN 2 SORU VAR
Milli grup yola Kuntz ile devam edecek mi? Bir takım ve oyun istikrarı yakalanacak mı? Evvel bu sorular karşılığını bulmalı ki elemelere güçlü ve savlı girebilelim. Öbür kümelerle kıyaslayınca son derece makul bir kümeye düştük. Fakat birinci 2 için evvel kendi içimizdeki sıkıntılardan arınmamız gerekiyor. Ulusal ekibe ve teknik yöneticisine itimat duyulan bir ortam koşul.
MEHMET ARSLAN: KUNTZ VE Takımının Yazgısı KÜME MAÇLARINDA Belirli OLUR
Dördüncü torbadan katıldığınız bir turnuvada bundan daha güzel bir kura çekilemez. Kuntz’a “Dört rakip seç” deseniz lakin bu kadroları seçebilirdi. Bahtımız öteki kümelere nazaran çok yüksek. Bu kümede birinci 2’ye girecek kapasitemiz var. Kuntz ve grubu için gerçek kıymetlendirme bu maçlar sonunda yapılacak. Şayet bu kümeden çıkacak başarıyı yakalayamazsak yollarımız ayrılır. Ayrılmalı da.