2. Sayfa programına konuk olan Tuğba Altıntop sunları şöyledi:
* Yüzümü yalnızca dikiş atıldıktan sonra gördüm. Yalnızca görüntü çektirdim öncesini ve sonrasını görmek için. Çok hoş olduğumu asla argüman etmedim. Bunlar gelip süreksiz… Biliyorum ki bunların hepsi geçecek. Gözüm de gidebilirdi, burnumu da kırabilirdi… Çenemde bayağı büyük bir delik vardı. Daha büyük bişi olabilirdi, şuan uygunum.
* Çok yavuz bir bayanım. Kızlarıma kelam verdim eskisi kadar cesaretli olmayacağım. Her şey çok yeterli başlamıştı. Küçük kızım Şile’ye kampa gidelim dedi. Ben yola çıktım, spor arkadaşım da yanımdaydı.
* 1. gün geçti, hoştu. Tabiatın içindeyiz mükemmel… 2. gün Kara ile yanyana geldik. Akşam arkadaşlarımızla yemek yedik. Bir K9 var arkadaşımın, bir de Kara var. 8 aylık, bebek. Arkadaşımla ‘buna bir kız bulalım, aile olsunlar’ falan konuştuk.
* Saat 01.15 suları… Yere oturdum, bağdaş kurdum sağ elimde onun kollarını sevdim. O kadar hoş uyuyordu ki, ‘şunu bir öpeyim’ dedim, eğildim. Cümlemi tamamlamadan üstüme atladı. Bir sıcaklık hissettim. Ayağa kalktığın an ortalık kan revan.
* Bu benim yanılgım. Zira onu uyurken öptüm. Hiç panik olmadım. Otomobilin anahtarını istedim. Yüzüme bakmadım. Yemek tabaklarının altındaki peçetelere kadar, elime ne geçerse yüzüme bastırdım.
* Ümraniye Devlet, gerisinden Lütfü Kırdar… Dikişlerimi attırdık. 50-60 tane dikiş var yüzümde. Şile’de 2 kere bayıldım. Sol gözüm büsbütün kapandı.
* Beni sokak köpeği değil, arkadaşımın köpeği ısırdı. Arkadaşımı aradım ‘ona sakın bir şey yapma ancak tasma ile gezdir, benim başıma gelen oburunun başına gelmesin’ dedim.