Sesin perdesi, tonu, gürlüğü, nefesliliği bireyden şahsa değişiyor. Fizikî ve his durumumuzdan en fazla etkilenen özelliklerimizden olan seste ortaya çıkan ses bozukluğu (disfoni) daha çok sesin yanlış yahut fazla kullanımıyla ortaya çıkabildiği üzere organik, nörojenik yahut ruhsal nedenlerden dolayı de gelişebiliyor.
Uzun müddetle orta vermeden konuşma, bağırma, konuşurken boynun kasılması, çok süratli konuşma, inişli çıkışlı konuşma, telefonla uzun vadeli konuşma üzere sesin yanlış kullanılmasının ses tellerini hasarlandırarak işlevsel disfoniyle sonuçlanabildiğini belirten Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serap Köybaşı Şanal, “Sesin yanlış ve fazla kullanımından öteki sigara, alkol kullanımı, gereğince su içilmemesi, çok kahve tüketilmesi, boğaz reflüsü eşlik eden üst teneffüs sisteminin enflamasyonları da ses tellerine ziyan verip disfoniye yol açabilir” diye konuştu.
“KANSER İHTİMALİ ATLANMAMALI”
Ses hijyenine dikkat edilmemesi durumunda ses tellerinde nodül, polip, ödem, kanama, kist, sulkus, granulom vb patolojilerin ortaya çıkabildiğini belirten Prof. Dr. Şanal, “Ses bozukluğu pubefroni /ses saklama halinde olabileceği üzere ileri yaşla birlikte presbifoni olarak ta karşımıza çıkabilir. Ses bozukluğunun nedeni, hiç ses çıkaramama/afoni halinde psikojenik yahut ses tellerini hareket ettiren hudut felci de olabilir. Bilhassa yetişkinlerde 2 haftayı geçen ses kısıklığının ardında kanser olabileceği akılda tutulmalıdır” kelamlarına yer verdi.
SES TERAPİSİ YA DA CERRAHİ TEDAVİ UYGULANABİLİYOR
Laringostroboskopi ile ses tellerinin en düzgün biçimde görüntülenebildiğini, ses tellerinin üzerindeki mukozal dalga formasyonunun incelenebildiğini anlatan Prof. Dr. Şanal, “Fonksiyonel ses bozukluklarında tedavinin birinci basamağı ses hijyeni ve ses tellerini hasarlama potansiyeline sahip faktörlerin- reflü sigara sinüzit vb. denetimi oluşturur. Ses terapisi bilhassa işlevsel ses bozukluklarında çok değerli bir yer meblağ. Ses terapileri ile şahsa sesini daha gerçek ve daha verimli kullanması ve günlük hayata uygulaması öğretilir. Konuşurken gırtlağa ve ses tellerine bindirilen yükün azaltılması ile ses telleri rahatlatılır. Sesin yanlış kullanıldığı durumlarda uygulanacağı üzere ses terapisi pubefroni, yaşa bağlı ses bozukluğu yahut cinsiyet değiştirmelerde de uygulanabilmektedir” dedi. Ses terapisine uygun olmayan yahut sonuç alınamayan hastalarda ise fonocerrahi olarak isimlendirilen mikroskobik ses cerrahisi tedavisinin de uygulandığını anlatan Prof. Dr. Şanal, “Endolaringeal mikrocerrahi ile ağız içinden gırtlağa ve ses tellerine ulaşılabilmekte ve patolojinin tipine nazaran gerektiğinde lazer kullanılabilmektedir” diye konuştu.