Sağlıklı bir bireyde açlık kan şekerinin 70-100 mg/dL ortasında olağan olarak kabul edilmektedir. Şayet kişinin kan bedelinde şeker düzeyinin bu aralık üzerine çıktığı görülürse kişi diyabet hastası olduğunu işaret etmektedir.
Şeker hastalığının asıl nedeni kişinin insülin hormonu üretiminin rastgele bir nedenden ötürü yetersiz yahut hiç üretmemesinden kaynaklanmaktadır. Ya da beden dokularının insüline karşı duyarsız hale gelmesinden de kaynaklanabilmektedir.
Diyabetin 2 farklı çeşidi bulunmaktadır. En yaygın görülen ise çoklukla 35-40 yaş üzerindeki bireylerde ortaya çıkan tip 2 diyabettir. Tip iki diyabette kişi insülin direncine sahip olmaktadır. Pankreas kâfi insülin üretimi salgılamasına karşın hücrelerin insülin hormonu algılayıcı reseptörlerin çalışmaması nedeniyle bu hormona karşı duyarsız olması biçiminde açıklanabilmektedir.
Bundan ötürü da kan şekeri insülin tarafından dokuları taşımaz ve kan glikoz seviyesi olağanın üstüne çıkmasına neden olur. Bu durumda şahıslarda ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara çıkma, fazla yemek yeme üzere belirtilerle kendini göstermektedir.
Birçok farklı önemli hastalıkların da oluşumuna neden olan tip 2 diyabette uygulanan tedavilerin tamamına uyulması büyük kıymet taşımaktadır. Uzun mühlet kan şekerin yüksek olması böbrekler ve gözler başta olmak üzere tüm bedende önemli ve kalıcı hasarlar bırakabilmektedir. Diyabet teşhisi konulan hastalar bu mühlet içerisinde diyabet eğitimi alarak diyetisyen denetiminde hastaya uygun görülen bir programda takibinin yapılması gerekmektedir.
Metabolik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alper Çelik bu süreçte diyabet hastalarının diyetisyen ve psikolog eşliğinde Özel Etiler Hastanesinde tedavilerini sürdürmektedir.