Şehit Yarbay Ali Tatar’ın mezarındaki bayrak direğinin çalınması sonrası bir kumpas hikayesi çıktı

Şehit Yarbay Ali Tatar’ın Ankara’daki mezarındaki bayrak direğinin çalınması sonrası Ankara Büyükşehir Zabıta ekipleri harekete geçerek mezarın yanına yenisini yaptı. Bayrak direğinin yenileme işlemini yapan ise Ali Tatar’ın hapishanedeki koğuş arkadaşı Ankara Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı emekli Kurmay Albay Mustafa Koç’tu.
Mustafa Koç, FETÖ’nün kumpasına uğrayan diğer subaylar gibi önü açık bir subaydı. Ankara doğumlu olan Mustafa Koç’un en büyük hayali subay olmaktı. Bunun için önce Işıklar Askeri Lisesi’ni bitirdi. Ardından girdiği Kara Harp Okulu’nu bitirerek 1987 Jandarma Genel Komutanlığı’nda genç bir teğmen olarak görevine başladı.
Önü açık bir subay olan Mustafa Koç 2003 yılında kurmaylık eğitimini de tamamlayarak kurmay subay oldu.
Çok iyi derece Fransızca da bilen Mustafa Koç Fransa’da kaldığı sürede Fransız Ulusal Jandarma Subay Okulunda Yüksek Seviyeli Jandarma Subay Kursu, Toplumsal Olaylara Müdahale Stajı, Dağ Arama Kurtarma stajlarını yaptı.
Gerçek bir Atatürk subayı olan Mustafa Koç, Türk tarihine de meraklıydı. Bu yüzden yüksek lisansını tarih üzerine yaptı. Tezinin adı: Çin Kaynaklarında Batı Türkleri Hakkında Kaynaklar! FETÖ’nün etraflarını bu kadar sardığını bilmeyen Mustafa Koç, diğer subaylar gibi işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyordu. Ancak her yeri örümcek ağı gibi sarmış olan FETÖ’nün Jandarma’da da kendi adamlarını yükseltmek için Atatürkçü gerçek subayları tasfiye etmesi gerekiyordu.
2009 yılına geldiğimizde FETÖ, Emniyet ve yargıdaki adamları sayesinde 2008 yılında başlattıkları Ergenekon kumpasında muvazzafları gözaltına alarak genişletmeye başladı.

Tarih: 10 Ocak 2009.
Kastamonu Jandarma Bölge Komutanlığı’nda Kurmay Başkanı olarak görev yapan Albay Mustafa Koç, FETÖ’cü Zekeriya Öz’ün talimatıyla gözaltına alınarak İstanbul’a getirildi. Mustafa Koç, şu an kaçak olan FETÖ’cü savcı Zekeriya Öz’ün karşısındaydı. Zekeriya Öz, Mustafa Koç’tan yalancı tanıklık yapmasını istedi. Onurlu bir Türk Subayı olan Mustafa Koç bu teklifi sert bir şekilde reddetti. FETÖ’cülere boyun eğmeyen Mustafa Koç terfisine 6 ay kala tutuklanarak Hasdal Cezaevi’ne gönderildi.

DİNDAR BİR SUBAYI ‘CAMİYI BOMBLAYACAK’ DİYE TUTUKLADILAR

Ergenekon kumpasının duruşmalarında FETÖ’cü hakim ve savcıların yüzlerine karşı kendisi hakkındaki iddiaları tek tek çürüten Mustafa Koç, dava devam ettiği için terfi ettirilmedi. Ergenekon’dan 14 ay hapis yatan Mustafa Koç tahliye edildi. Ancak FETÖ’ye boyun eğmediği için yine bu karanlık örgütün hedefindeydi. Daha önce Ergenekon’dan tutuklanan Kurmay Albay Mustafa Koç, 2011 yılında bu kez Balyoz kumpasından tutuklanacaktı. Dini vecibelerini aksatmadan yerine getiren Mustafa Koç’u “Camiyi bombalayacaklar” yalanıyla tutuklamışlardı.

FETÖ’CÜ CELEBOĞLU İLE KARŞI KARŞIYA

Ergenekon’dan yaklaşık bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Mustafa Koç ve tutuklu diğer subayları TSK’dan kimse ziyarete gitmedi. Balyoz kumpasıyla tutuklananların içinde amiral ve generallerin olmasıyla birlikte Hasdal’a TSK’dan ziyaretler de başlamıştı. Ziyarete ilk gelenlerden birisi de MİT TIR’larını durduran o dönemin İstanbul İl Jandarma Komutanı FETÖ’cü Hamza Celepoğlu’ydu. Bu ziyareti, Mustafa Koç ile aynı koğuşu paylaşan emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, Beşiktaş’ta Sırtlan Pususu kitabında şöyle anlattı:

Başlangıçta, yakın arkadaşlarımız hariç, TSK’dan hiç kimse kurumsal anlamda cezaevine ziyarete gelmiyordu. Korku dağları tutmuştu. Daha sonra cezaevinde muvazzaf general ve amirallerin bulunmasının etkisiyle kurumsal ziyaretler başladı. İlk gelenler tabii ki en yakında olanlar, yani İstanbul’da görev yapanlardı. Bunlar bugüne kadar Hasdal’ın yanından dahi geçmeyen Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral ile çok genç yaşta, teammüllere aykırı biçimde İstanbul İl Jandarma Komutanı yapılan albaydı (Hamza Celepoğlu). Yaklaşık 1 buçuk yıldır cezaevinde kalmakta olan “Ergenekon” tutukluları, bu ziyarete çok tepki gösterdiler. Tepki gösterenlerden biri de Mustafa Koç’tu. Koç, hiçbir delile dayanmadan hatta sayısal bir veri dahi
olmaksızın “Ergenekon Davasından” 14 ay tutuklu kalmıştı. Bu süre içerisinde Jandarma’dan kurumu temsilen muvazzaf olarak hiç kimse kendisini ziyarete gelmemişti. Hâlbuki görevde iken, popülaritesi oldukça yüksekti, arayanı soranı çoktu. Ama hapse düşünce anladı ki bu dostlukların çok büyük bir kısmı yalandı, sahteydi. Koç, üzgündü, kırgındı. ‘Vallahi kimseyi affetmiyorum, hakkımı helal etmiyorum’ diyordu üzerine basarak…

4 DÖRT YIL SONRA YİNE KAMU HİZMETİ

Hayatının yaklaşık 4.5 yılı cezaevinde geçen Mustafa Koç, 2014 yılında tahliye oldu. Veda zamanı gelmişti. 2014 yılında kendi isteği ile, lise yıllarından itibaren taşıdığı üniformayı çıkararak emekli oldu. Aynı zamanda hukuk eğitimi alan Mustafa Koç hukukun üstünlüğü adına avukat olarak mücadelesine devam edecekti.
2019 yerel seçimlerinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı Mansur Yavaş’ın kazanmasının ardından Mustafa Koç’a Ankara Zabıta’nın başına geçmesi teklif edildi. Bu teklifi kabul eden Mustafa Koç, 2014 yılında ayrıldığı kamu görevine dört yıl sonra tekrar dönmüş oldu.

Mustafa Koç’un Hasdal Cezaevi’ndeki fotoğrafları:

Mustafa Koç, Mustafa Önsel (2010 yılı)
(Fotoğraf Mustafa Önsel’in Beşiktaş’ta Sırtlan Pususu kitabından alınmıştır.)
Diğer tutuklu muvazzaf subaylarla birlikte Mustafa Koç (Ayakta, soldan ikinci). (2009 yılı)

Masum Gök

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir