Olay, 9 Ocak’ta Körfez ilçesi Yavuz Sultan Selim Mahallesi’ndeki bir sitede meydana geldi. Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Fakültesi son sınıf öğrencisi Sedefnur Çağlar (23), polis memuru olan erkek arkadaşı Ahmet Cet ile birlikte, polis memuru O.Ç.’nin meskenine misafirliğe gitti. Burada 2 polis memuru ve E.Ş. isimli bayanla alkol aldığı tez edilen Sedefnur Çağlar, sabah saatlerinde 7’nci kattaki dairenin balkonundan düştü. Sedefnur, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ağır bakımdaki tedavisinin akabinde servise alındı. Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Hakkında idari soruşturma da başlatılıp açığa alınan polis memuru Ahmet Cet, ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçlamasıyla tutuklanıp cezaevine gönderildi. Meskenin sahibi polis memuru O.Ç. idari soruşturma nedeniyle açığa alınıp savcılıktaki sözünün akabinde hür bırakıldı. Olay anında konutta bulunan O.Ç.’nin kız arkadaşı E.Ş. ise emniyetteki tabirinin akabinde özgür kaldı. Hastanede tedavisi tamamlanan Sedefnur, ailesinin isteği doğrultusunda ambulansla memleketi Sivas’a götürüldü. Bedeninde ağır hasar bulunan Sedefnur’un tedavisine konutunda devam ediliyor. Sedefnur’un vücudunda kalıcı hasar olduğu, yürüyemediği ve kendi muhtaçlıklarını gideremediği öğrenildi.
Olayın ardından Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açılan davada Ahmet Cet, ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçlamasıyla yargılanmaya başladı. Duruşma salonunda tutuklu sanık Ahmet Cet, olayın yaşandığı meskenin sahibi polis memuru O.Ç. ve O.Ç.’nin kız arkadaşı E.Ş., hazır bulundu. Yürüme pürüzü bulunan Sedefnur Çağlar ise sıhhat sorunları nedeniyle duruşmaya katılamadı.
‘EVLENMEK İSTİYORDUK’
Mahkemedeki sözünde yaşanan olay nedeniyle büyük keder yaşadıklarını söz eden Ahmet Cet, “Ağustos 2018’den beri Sedefnur ile sevgiliyiz. Sedef, kimi günler çok sevinçli kimi günler çok dingindi. Ruhsal kahırları nedeniyle ilaç kullanıyordu. Daha evvel benim konutumda iki kere intihar teşebbüsünde bulundu. Birinde balkondan ayaklarını sarkıtıyordu son anda yakaladım, başkasında banyoda bileklerini kesmeye çalışmış fakat baygınlık geçirdiği için başaramamıştı. İntihar olaylarından sonra ayrılmaya karar verdik ve 4 ay başka kaldık. Sedefnur daha sonra beni telefonla aradı ve ‘Psikolojim uyguna gidiyor, ailevi sıkıntılarımı ve okuldaki problemlerimi halletmeye başladım. Seni seviyorum devam etmek istiyorum’ dedi. Ben de kendisini sevdiğim için bağlantıya devam etmek istedim. Baya önemli bahislerden konuşmaya başladık, evlenmek istiyorduk. Bu süreçte ablası ve eniştesiyle tanıştım, o da benim ailemle tanıştı. Anladığım kadarıyla annesi beni istemiyordu” dedi.
‘MADDİ MEŞAKKATLERİ VARDI, KRİPTO PARA BORSASINDA PARA KAYBETTI’
İfadesinin devamında Sedefnur’un son vakitlerde maddi zahmetler yaşadığını lisana getiren Cet, “Sedefnur’un maddi sorunları vardı ve kripto para borsasıyla ilgilenmeye başlamıştı. Birinci başlarda 10-20 dolar ile başladı ancak daha sonra konut kirasını, elektrik, su doğal gaz faturalarını kripto para borsasında kaybetti. Bu süreçte ona kızdım, benden özür diledi ve bir daha yapmayacağını söyledi. Bende kripto para borsasıyla ilgilendim fakat ben yatırım hedefli ilgilendim. Sedefnur’un maddi sorunları oluyordu ve ben kendisine takviye olmaya çalışıyordum” diye konuştu.
‘BEN İTMEDİM’
Mahkeme heyetine olay günü yaşananları da anlatan Ahmet Cet, şöyle konuştu:
“Olay günü Sedefnur arkadaşlarıyla birlikteydi, maaş kartımı ona vermiştim. Daha sonra gün içerisinde bana ‘Bıktım artık parasızlıktan’ diye bildiri attı. Bende üzülmemesini söyledim. Arkadaşım O.Ç ve kız arkadaşı E.Ş. ile birlikte çarşıda bir şeyler yedik, içtik daha sonra O.Ç.’nin konutuna gittik. Alkol aldık. Her şey yolundaydı, müzikler söyleyip dans ettik daha sonra ben vazifeden geldiğim için yorgundum ve salonda uyuyakalmışım. Sedefnur’un bana bağırışına uyandım. Telefonumda öteki bayanlarla mesajlaşmalarımı ve fotoğraflarımı görmüş. Bağırdı bana bir mühlet, daha sonra ben mutfakta yere çöktüm o hala iletileri okuyup bağırıyordu bana. Üzerime gelip eliyle göğsüme vurmaya başladı ve elindeki telefonu balkona gerçek fırlattı. Kendisi de balkona yanlışsız gitti. Balkona çıkmasıyla aşağı düşmesi bir oldu. ‘Sedef’ diye bağırdıktan sonra balkona çıktım ve Sedef’i yerde gördüm. O sıra yoldan polis geçiyordu, sesimi onlara duyurdum, içeri geçip kendimi yere bıraktım sonrasını pek hatırlamıyorum. Argüman edildiği üzere ben itmedim. Umarım en kısa vakitte güzelleşir. Hayallerim, işim, geleceğim, ailem mahvoldu. Bu olayın mağdurları ben ve ailem.”
Mahkeme heyetinin kanında uyuşturucu husus tespit edildiğini söylemesi üzerine Cet, “Olay günü uyuşturucu kullanmamıştım. Olaydan 3 gün evvel kullanmıştım” dedi.
‘GÖZALTINA ALDIĞIM ADAMLAR CEZAEVİNDE BANA EL-KOL YAPIYOR’
Mahkeme sürecinde hakkında çıkan haberlere de değinen Ahmet Cet, “Benim uzunluk boy fotoğraflarımı afişe ettiler. Ben polisim, çok sayıda adamı gözaltına aldım. Operasyonla gözaltına aldığım adamlar bana cezaevinde el-kol hareketleri yapıyor. Ben bu haberleri yapanlara da hakkımı helal etmiyorum” diye konuştu.
‘SEDEF BİZDEN DAHA MÜSPET, DAHA NEŞELİYDİ’
Yaşanan olay nedeniyle büyük keder yaşadıklarını lisana getiren mesken sahibi O.Ç., “Ahmet ile Sedef ortasında hiçbir sorun yoktu. Olay günü eğlendik, müzikler söyledik. Sedef bir yudum bile alkol almadı. Ahmet koltukta uyudu bende odama gittim. Olayla ilgili birinci duyduğum şey Ahmet’in feryadıydı. Meskene hırsız girdiğini düşündüm. İhtimal vermedim bu türlü bir şeyin olabileceğine. Sedef’i yerde görene kadar. Sedef’in bir yerden çıkıp latife yapıyorum diyeceğini sandım. Ben olaydan sonra amirlerimi sırasıyla arayıp durum hakkında bilgi verdim. Sedef bizden daha müspet, daha neşeliydi” dedi.
‘SEDEFNUR’UN GÜNLÜĞÜ KÜFÜR ARŞİVİ GİBİYDİ’
Mahkemeye şahit sıfatıyla gelen Sedefnur Çağlar’ın konut arkadaşı E.G., Sedefnur’un daha evvel intihar teşebbüsünde bulunduğunu tabir ederek, Sedefnur’un kendisine, “Siz korkuyorsunuz lakin ben intihar edecek olsam bileklerimi kesmem. Direkt yüksek bir yerden atlarım” dediğini sav etti. Sedefnur’un günlüğü hakkında da konuşan E.G., “Kendisi için özeldi, bize okumazdı. Günlüğü Ahmet’e sonlandığında yazıyordu, ‘Küfür arşivi’ gibiydi” dedi.
BİLİRKİŞİ HEYETİ GÜNLÜĞÜ İNCELEDİ
Sedefnur Çağlar’ın yazdığı ve mahkeme evrakına dahil olan günlüğü, uzman psikologlardan oluşan uzman heyeti tarafından incelendi. Uzman heyeti tarafından hazırlanan raporda günlükte yer alan sözlerin, ‘Ölüm ve ömür ortasında gidip geldiği’ kanısı oluşturduğu belirtildi.
SEDEFNUR’UN SÖZÜNÜN ALINMASI İSTENDİ
Sanık Ahmet Ata’nın avukatları, Sedefnur’un olaydan evvel 80 sefer hastaneye gittiğini ve bunların birçoğunun ruhsal nedenlerden kaynaklandığını öne sürerek, hastane kayıtlarının mahkeme sürecine dahil olması gerektiğini talep etti. Öte yandan avukatının beyanına nazaran engelli durumda olan Sedefnur’un kendisini söz etmeye başladığı ve meskenine gelecek heyet tarafından tabirinin alınmasını ve davaya dahil edilmesini talep etti. Mahkeme heyeti oy çokluğuyla Ahmet Ata’nın tutukluluğunun devam etmesi tarafında karar vererek, davayı 19 Ocak tarihine erteledi