Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaşta AB, Ukrayna’nın yanında yer alarak maddi-manevi desteğini esirgemedi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Alman Haber Ajansına verdiği röportajda bu konuya değinerek, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcından beri Ukrayna’yı birlikte ve kararlı bir şekilde destekleyen AB’nin, bu birlik ruhu içinde hareket etmeye devam etmesini istedi.
Ukrayna’ya AB’ye adaylık statüsü verilmesine ilişkin bir soruya cevaben Scholz, AB’ye giden yolun kolay olmadığını, bu yola çıkmak isteyen her adayın birçok şartı yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.
“AB, genişlemeye kendisini hazırlamalı”
Scholz, AB tarafından adaylara ilerleme olduğuna dair somut şeyler sunulmasının da önemli olduğunu belirterek, “Aksi takdirde adaylık statüsünün hiçbir şeye götürmediği duygusu ortaya çıkar. Batı Balkanlardaki ülkelere ciddi olduğumuzu göstermeliyiz. Arnavutluk ve Kuzey Makedonya, AB üyeliğine ilişkin somut müzakerelere başlamak için tüm şartları yerine getiriyor. Bu (müzakereler) şimdi başlamalı.” diye konuştu.
AB’nin de kendisini yenilemesi gerektiğini söyleyen Scholz, “AB, genişlemeye kendisini hazırlamalı. Bunun için yapılarını ve karar alma süreçlerini modernize etmeli.” dedi.
“Böyle bir şey bir daha olmamalı”
Scholz, bugün oy birliğiyle karar alınan her şey için her zaman oy birliği gerekmediğini, bunu, AB Liderler Zirvesi’nde başka konuların yanında ele alacaklarını kaydetti.
AB’ye katılım şartlarının çabuk yerine getirilmesinin, ülkelerin ve bu ülkelerin vatandaşlarının elinde olduğunu dile getiren Scholz, “Eski Makedonya, Yunanistan ile bir anlaşmazlığı çözmek için adını Kuzey Makedonya olarak değiştirdi ve bunu yaptığı için ödüllendirilmedi. Böyle bir şey bir daha olmamalı. Adaylık statüsü ile umut yaratmak ve umudun hayal kırıklığına yol açmasını istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“BM Genel Sekreterinin Ukrayna tahılı için ihraç koridorları açma çabalarını destekliyoruz”
Başbakan Scholz, dünyadaki gıda krizine ilişkin olarak da değerlendirmede bulundu. Scholz, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın tüm dünya için sonuçları olduğunu belirtti.
Bu konuda küresel dayanışmaya ihtiyaç olduğuna işaret eden Scholz, “Gıda güvenliği sağlamak için küresel bir girişim başlattık. Ukrayna’daki tahıl ambarları dolu. Milyonlarca ton tahıl ihraç edilmeyi bekliyor.” dedi.
Ukrayna’nın Karadeniz’den gelen Rus saldırılarına karşı korunmak için limanlarını mayınlamak zorunda kaldığını belirten Scholz, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Ukrayna tahılı için ihraç koridorlarını açma çabalarını destekliyoruz. Müzakereler uzun süredir devam ediyor ve gidip geliyor. Bir anlaşma sağlanmasını dünya için ümit etmek lazım. Rusya, güvenli nakliyata imkan vermesi ve aynı zamanda inandırıcı bir şekilde böyle bir koridoru işgal için kullanmayacağı güvencesi vermelidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Scholz, Ukrayna limanlarına ulaşım için Birleşmiş Milletler misyonunun görev almasının düşünülüp düşünülmeyeceği sorusuna, bu konuların tümünün şu anda müzakere edildiği, ancak bunlar hakkında kamuoyu önünde spekülasyon yapmanın bu zorlu müzakereleri olduğundan daha da karmaşık hale getireceği yanıtını verdi.
G7 Zirvesi
AA’nın haberine göre Şansölye Scholz, Almanya’nın dönem başkanlığında 26-28 Haziran’da Bavyera eyaletindeki Elmau Sarayı’nda yapılacak G7 Zirvesi’nde ele alınacak konular arasında iklim değişikliği, dijitalleşme ve demokrasinin olacağını ifade etti.
Bu zirveden bir birlik sinyali çıkmasından çok memnun olacağını belirten Scholz, “Zirve demokrasi dünyasına yeni bir bakış getirmek için bir başlangıç noktası olabilirse bu, özel bir başarı olur.” diye konuştu.
Dünyanın 30 yıl sonra bugün olduğundan daha fazla çok kutuplu olacağını söyleyen Scholz, “Birçok güç merkezi olacak. Sadece iki veya üç değil. Buna rağmen bu dünyanın birlikte çalışmasını ve burada demokrasilerin merkezi rol oynamasını başarırsak bu, ileriye doğru büyük bir adım olur.” dedi.
Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı Mario Draghi ile Ukrayna’nın başkenti Kiev’e yaptığı ziyarete de değinerek, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın korkunç yıkımları geride bıraktığını, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya saldırma kararıyla korkunç bir suçu üzerine aldığını kaydetti.