Sözcü muharriri Saygı Öztürk, “9 başlıkta 84 unsurluk Anayasa Değişikliği önerisi hazırlandı. Fakat uzlaşma ile çıkarılması gereken Anayasa değişikliği için TBMM’de uzlaşma olacağına ait işaret yok” dedi.
Saygı Öztürk bugünkü yazısında Cemil Çiçek‘in TBMM Başkanlığı devrinde adımını attığı ortak anayasa hazırlığını hatırlattı. Öztürk şunları kaydetti:
“İlk başta 30 Anayasa hukukçusu bir ortaya gelip Meclis’in sıfırdan Anayasa hazırlayıp hazırlayamayacağını tartıştı. 30 hukukçudan 28’i hazırlayabileceği konusunda görüş belirtti. Her siyasi partiye, Anayasa çalışmalarıyla ilgili danışman alma yetkisi tanındı. Bunların parası da TBMM tarafından karışlandı. Görüşleri, bakışları farklı olsa bile tam 60 hususta değişiklik yapılması konusunda bütün partiler uzlaştı. Anayasa Komitesi üyeleri 13 yerde bölge toplantıları yaptı. Gidilen yerlerde sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alındı. Taslağa son biçimi verildi. Buna nazaran 60 unsurun partilerin ortak kararıyla çabucak çıkarılması mümkün olacaktı. Hatta yargı ile ilgili kısımlarda de uzlaşma sağlanmıştı. Fakat işin içine hukukçu dışındaki birtakım siyasetçiler karıştı ve o değişikliklerin yapılması engellendi. Anayasa değişikliğiyle ilgili 32 bin sayfa tutan notlarda her bölümün görüşleri yer aldı.”
“Şimdi tekrar Anayasa değişikliği siyasi partilerin gündeminde” diyen Öztürk, “Aslında bütün dokumanlar hazır. Lakin tekrar bölge toplantıları yapılacak, yeniden sivil toplum kuruluşları ve hukukçuların görüşleri alınacak. Yani elde bulunan, itinayla, emekle hazırlanmış, TBMM arşivinde bulunan dokümanlardan yararlanılmayacak” sözlerini kullandı.
Öztürk yazısının devamında da Cemil Çiçek’in Adalet Bakanlığı periyodunda “Siyasetin Finansmanı” konusunda hazırladığı yasa tasarısını şöyle hatırlattı:
“Tasarı Genel Kurul’a kadar indi. Lakin ne olduysa oldu, kanunlaşması engellendi. Meğer bu yasa çıkarılmış olsa siyaset şeffaflaşacak, itimat duyulacak. Birtakım siyasetçiler, seçilebilmek için milyarlarca lira harcıyor. Bunun kaynağı nedir bilinmesi gerekiyor. Aslında Cumhurbaşkanlığı seçiminde siyasetin finansmanı için bir şeffaflaşma periyodu başlamıştı. Onunla hudutlu kaldı.”
Öztürk, “Seçim periyodunda siyasetçiye sponsor olanlar, bunun karşılığını kat kat alıyor. Bu bazen ihale, bazen kat, bazen rant olarak değişiyor. Kaynağı muhakkak olmayan paraların artık siyasette yeri olmamalı. Kimden ne yardım alındıysa bunlar ortaya konulmalı. Bu türlü bir yasa çıkarılır mı? Biraz güç gözüküyor” görüşünü söz etti.
“Önemli düzenlemelerden birisi de ‘Siyasi Etik Yasası’dır” diyen Öztürk, şunları kaleme aldı:
“Siyasi etik konusunda AKP ismine Köksal Toptan, CHP ismine Oktay Ekşi, MHP ismine Sümer Oral, HDP ismine Adil Zozani yasa teklifi hazırlamıştı. Bütün siyasi partilerin ittifakıyla hazırlanan yasanın geçmesinde de bir mahzur yoktu. Lakin yeniden birileri bir şeyler buldu. İşi olanların vaktinde bunu tasfiye edemeyecekleri münasebet gösterildi. Halbuki yasaya bir süreksiz unsur konulup müddet belirtilir ve bu münasebet ortadan kaldırılırdı. 6’lı masanın birinci çıkarmak istediği ‘Etik Yasası’na bakalım kimin, hangi münasebetlerle karşı çıkacağını vakti geldiğinde öğreneceğiz. Siyasi Partiler Kanunu’ndan daima ‘Lider sultası var’ diye şikayet edilir. CHP’nin Anayasa değişikliğine bağlı olarak Siyasi Partiler Kanunu’nda da değişiklik amaçlanıyor. Yani önder sultasının ortadan kaldırılması amaçlanıyor.”
Öztürk son olarak, “6’lı masanın gündeme getirdiği her hususta tartışma, şikayet var. Bunların kaldırılması için seçim bir fırsattır” dedi.
Yazının tamamını okumak için .
TIKLAYIN – Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinden seçim barajına: Altılı Masa’nın güçlendirilmiş parlamenter sistem anayasa değişikliği önerisi açıklandı