Saruhan Oluç: Tabutlarla sandığa gitme meselesini örgütleyebilirler

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Suriye’de gerçekleştirilmesi gündemde olan harekâtla ilgili konuştu; “Biz 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde gördük. Türkiye’de büyük bir terör dalgası estirdiler. Aynı şeyi bir kere daha yapmak mı yoksa bu sefer ‘ülke bekası’ olarak tarif ettikleri bir şey üzerinden mi bunu yapmayı tartışıyorlar. İki senaryoda planlarında var” dedi. “Harekâtlar yaparak, bir saldırı ortamı yaratarak, seçimleri gerçekleştirmeyi düşünüyorlar” diyen Oluç, “Bu senaryoda ‘ülke tehlikede, biz askeri operasyon yapıyoruz’ denilerek, milliyetçi dalga estirmeye çalışacaklar. Öyle bir durumda cenazeler gelecek ki, başladı da böyle durumlar. Bunlar üzerinden tabutlarla sandığa gitme meselesini örgütleyebilirler. Bu senaryoların hepsi gündemde” görüşünü aktardı.

Mezopotamya Ajansı’dan Berivan Altan’a konuşan  Oluç, SADAT gündeminin önemli olduğunu belirterek, “SADAT’ın örgütlenmesini geçtiğimiz yıl biz parti olarak gündeme getirdik. Soru önergesi verdik, haziran ve ekim ayları olmak üzere iki kez Meclis araştırma önergesini Genel Kurul’a indirdik. Çeşitli iddiaları ortaya koyduk, araştırılması gerektiğini söyledik. Her iki önerge de AKP ve MHP oylarıyla reddedildi, iktidar ortakları araştırılmasını istemedi. Muhalefet de araştırılması yönünde oy kullandı” hatırlatmasında bulundu.

“Katil yetiştirdikleri ortada”

Partilerinin İzmir İl Örgütü’ne tetikçi Onur Gencer tarafından yapılan saldırıda Deniz Poyraz’ın katledildiğini ve sonrasında tetikçinin SADAT ilişkilerine yönelik iddiaları da anımsatan Oluç, SADAT’ın çok ciddi bir sorun olduğunun altını çizdi. SADAT’ın sınır dışına insan gönderilmesinin büyük bir tehlike anlamına geldiğini vurgulayan Oluç, paramiliter bir yapı oluşturmaya çalışan bir kuruluş olduğunu kaydetti.

SADAT’ın kontrgerilla faaliyetlerinin sivil ayağını inşa ettiğine dikkat çeken Oluç, diye konuştu.

“İktidar göz yummasa kurulamazdı”

“SADAT’ın seçim ve sandık güvenliği açısından da sorun olduğunu” belirten Oluç, şu noktalara da dikkat çekti:

“Bunun yanı sıra bugün Kuzey ve  Doğu Suriye’ye yönelik yapacakları operasyona bakıldığında, Irak’ta devam eden saldırılarda bunların izlerini görmek mümkün. İktidar ‘benim alakam yok’ diyerek, üstünden atamaz. Yakın ilişkileri olduğunu SADAT’ın kurucuları da söylüyorlar. O yüzden meselenin iktidarla ilişkisi olduğu çok açıktır. Akademilerde sınavlara katıldığı, ders verdiklerine dair iddialar ortaya atıldı. Kendi sitelerine baktığınızda bombalama, suikast gibi eğitimler veriyor. İktidar ile ilişkisi olmasa, göz yummasa, desteklemese, böyle bir şirketin kurulması, faaliyetlerini sürdürmesi mümkün değil. Ben yarın gitsem, böyle bir şirket kurup, eğitim vereceğim desem, ertesi gün kapıma polis gelir. Ancak iktidarın göz yumması, desteklemesi durumunda bu işler yapılabilir. O yüzden iktidar istediği kadar ‘benle alakası yok’ desin de onunla ilgisi var.”

“Saldırı ortamı yaratarak seçimleri gerçekleştirmeyi düşünüyorlar”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’de yeni harekât sinyaline de değinen Oluç, 2023 Haziran seçimlerinin bir parçası olduğunu belirtti. AKP ve MHP’nin kamuoyu araştırmalarında oy kaybettiklerine işaret eden Oluç, aynı zamanda kaybedilen oyların da geri alınmadığını vurguladı. Oy kaybına karşı iktidarın seçim senaryoları olduğunu aktaran Oluç, ekledi:

“Biz 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde gördük. Türkiye’de büyük bir terör dalgası estirdiler. İnsanlarda korku yarattılar, oylarını arttırarak, bir sonuç aldılar. Aynı şeyi bir kere daha yapmak mı yoksa bu sefer ‘ülke bekası’ olarak tarif ettikleri bir şey üzerinden mi bunu yapmayı tartışıyorlar. İki senaryoda planlarında var. Bunun ikincisi aslında sınır ötesi operasyonlar, harekatlar yaparak, bir saldırı ortamı yaratarak, seçimleri gerçekleştirmeyi düşünüyorlar. Bu senaryoda ‘ülke tehlikede, biz askeri operasyon yapıyoruz’ denilerek, milliyetçi dalga estirmeye çalışacaklar. Öyle bir durumda cenazeler gelecek ki, başladı da böyle durumlar. Bunlar üzerinden tabutlarla sandığa gitme meselesini örgütleyebilirler. Bu senaryoların hepsi gündemde.”

“Ekonomik enkazı toparlamakta zorluk çekiyorlar”

İktidarın bu senaryoları devreye koymasının en büyük sebebinin ekonomide yaşanan çöküş olduğunu söyleyen Oluç, “Ekonomi açısından büyük bir enkaz yaratılmış durumda ve toparlamakta da zorluk çekiyorlar. Bu nedenle zaten oy kaybı devem ediyor. İnsanlar masasındaki ekmeği, işini, aşını düşünmemesi için ‘ülke tehlikede beka sorunu var, bunu bertaraf etmek için savaş durumundayız’ havasını yaratmaya çalışıyorlar ki; kimse gerçek sorunlarla uğraşmasın, yaratılan hezeyan dalgası içinde seçime gitmek istiyorlar” dedi.

“Muhalefet tutum almaz ise kaybeder”

“Muhalefetin iktidarın yarattığı yolsuzluk, ekonomideki kriz üzerinden yüklenmesinin de yetersiz olduğunun” altını çizen Oluç, iktidarın politikalarına karşı bütünlüklü duruş olması gerektiğini kaydetti.

Muhalefetin iktidarın savaş siyasetine karşı sessizliğini de eleştiren Oluç, şunları söyledi:

“İsveç ve Finlanıya’yı dahi Kürt düşmanlığı üzerinden tartışıyorlar”

“İktidarın Kürt düşmanlığını üzerinden hareket ettiğini” de aktaran Oluç, “İktidarın saldırgan tutumu hem Irak’ta hem de Suriye’de Kürt halkına yöneliktir. Sonuçta İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği meselesi dahi Kürt düşmanlığı üzerinden tartışan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Toplumun gözü boyamak için yapılıyor. Kürt düşmanlığından vazgeçmiyorlar. Bu tutumun diğer muhalefet partileri tarafından deşifre edilmemesi onlara kaybettirecektir. Umarız, zamanında farkına varırlar” diye belirtti.

“Kimseyi inandıramaz”

İktidarın seçim yaptırmama tartışmalarına dair de Oluç, şu değerlendirmede bulundu:

“Bu çok büyük meşrutiyet kaybına neden olur. Seçim sandığını halkın önünden kaçırması demek aslında ‘ben kaybettim, seçim yapmıyorum’ anlamına gelir. Gerekçesi ne olursa olsun toplumu inandıramaz. Biz savaş durumuna girdik, seçim yapmıyoruz derse; toplumda önemli bir kesim ne anlama geldiğini bilir. AKP’nin seçmenleri dahi bu yalana kolay kolay kanmaz. Halkın önünden sandığı kaçırarak, iktidarlarını sürdürmeleri mümkün değildir. Ben yapamaz, demiyorum ama bu çok büyük bir yanlış olur ve bedeli ağır olur.” (MA)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir