Sabah gazetesi müellifi Salih Tuna bugünkü köşesine TKP’nin zelzele bölgesindeki yardımlarını yazdı.
Salih Tuna’nın yazısı şöyle:
“Geçen gün bir arkadaşım, “Nerde bir depremzede fotoğrafı görsem nefesim kesiliyor, mideme yumruk yemiş üzere oluyorum!..” dedi.
Bu kelam milletçe hali pürmelalimizin de sözü.
Hele ki o gül yüzü çocuklar… Ve gözleri kan çanağı manasındaki o anneler…
Sıcak yuvalarımıza uyanmanın, yemenin içmenin, nefes almanın, hülasa yaşamanın “suçluluk duygusu” üzere bir şeye dönüşeceğini kestirim bile edemezdim.
Böylesi günlerde her şey çok ağır geliyor!
Depremi fırsata dönüştürmek isteyenlerin her türlüsü içimi acıtıyor.
Hele şu boş beleş tartışmalar yok mu, büsbütün delleniyorum.
İnsan hiç değilse şu sarsıntı günlerinde, siyasi çıkarını yahut hırsını yahut nefretini biraz olsun erteler.
En azından şu soruyu kendine sorar da utanır:
Depremde tüm ailesini kaybetmiş bir depremzede, bilhassa toplumsal medyadaki tartışmalarımıza bir gün muttali olursa ne der sanki?
Mesela, “Bizim canlarımız daha enkaz altındayken, hayatlarımız üzerinden siyaset yapmaya utanmadınız mı?” demezler mi?
O vakit yer yarılsa da içine girsek demez misiniz?
Yoksa utanma duygusu çoktan alındı sizden de bizim mi haberimiz yok?
Malumunuz “Hayat devam ediyor” en mutat teselli kelamıdır.
Bu kelamı manalı kılan da hayatın kendisi için bittiğini hissedenlere, hayatın devam ettiğini gösteren hoşluklardır.
Kim olursa olsun, ne olursa olsun, problem düzgünlükte ve hoşlukta yarışmaktır, kinde ve husumette değil.
Bakınız…
TKP (Türkiye Komünist Partisi) “hayatı devam ettiren” hoşluklara çok sevimli bir örnek verdi.
Adıyaman’daki depremzede bayanlar için bir koli de başörtüsü gönderdiler.
Çok ilerici, çok bilimsel ve çok çağdaş (Allah daha beter etsin) bir insan evladı da reaksiyon göstererek, “Sizin AKP’den ne farkınız kaldı?” demiş!
Gülmeyin, bu baş münferit değil.
Daha da berbatı, son derece organize.
Depremzedenin siyasi görüşüne, mezhebine, meşrebine, etnisitesine, lisanına, rengine, sınıfına bakılmaz.
Lakin, bunların kederi başka!
İyi olan, hoş olan, hakikat olan ne varsa çatallı lisanlarıyla saldırmayı beceri biliyorlar.
Toplumum tüm irtibat tellerini berhava etmek için matine-suare çalışıyorlar.
Çok da zekiler… Hem de TKP’yi başörtüsü üzerinden vurmaya kalkışacak kadar.
“ABD emperyalizmine karşı tıpkı gemideyiz” diyen Vatan Partisi ve etrafına de birebir tarifeyi uygulamışlar, AKP’den farkları kalmadığını söylemişlerdi.
Kendileri AK Parti’den farklarını bu halde ortaya koya koya, global emperyalizmin “kullanışlı aptallarından” farkları kalmadı, haberleri yok.
Öyle de acayip, külyutmaz beşerler ki…
Hikmet Kıvılcımlı bugün yaşasaydı, “Fatiha tefsiri” nedeniyle şappadak “Siyasal İslamcı” diye yaftalarlardı.”